Özel mülk sahibi olmalý süreci, önce meþruiyeti oluþ içinde kurnazlýklarla yürüttüler. Bencillik üzerine herkesin özel sahipliði olunacak mal mülk verme üzerinde program ve propaganda yürütüldü. Bencil oluþ yakýn hoþlanmaydý. Tuzak ve ileri görüþ analizi o aþama itibarýyla deneysel akýl deðildi.

Propagandanýn ajandasý olan programý farklýydý. Gizli gündem olan ajanda içinde kimisi açýk açýk mal mülk sahibi yapýlýrken kiminin mal mülk sahipliðinden anladýðý karnýnýn doymasýydý. Yine çalýþmadan sonra karnýnýn doymasý olmakla, ona alýþa geldiðine yakýn olmakla sýcak ve hoþ geliyordu.

Kiþiler komüne ait olanla, kiþiye ait olan mal mülk arasýndaki analizi o aþama itibarýyla pek bilip, görüp deðerlendiremiyordu. Üstelik minareyi çalanlar da kýlýfý, eski meþruiyetlik üzerinde anlam ediyorlardý. Söz gelimi Mamon adaleti ihtiyacýn çok fazlasýný seçilmiþ kullara (katakullicilere) verirken ihtiyacýndan daha azýný yoksulluðun temsilcilerine veriyordu. Böylece yoksullarýn muhtaçlýðýný kontrol edecektiler.

Temel eksen kaymýþtý. Ýlk mana anlamasý gruplar üzerinde düzenlenmiþti. Þimdiki mana anlamasý kiþisel mal mülk sahibi olmanýn paylaþýmý üzerinde düzenlenmekle kiþi olup biteni grubu üzerinde düzenlenen bir süreç gibi anlýyordu. Ama gruplar arasý anlaþmalý kült merkezli ilahi adalet olan esas mana anlamasý; kiþisi mal mülk takdirinin adaleti olmakla ana eksenden kaymýþtý. Kiþiler kayan temel eksenin etkince fonksiyon olacak yeni baðýntýlarýný kavrayamýyordu.

Karný doyacak olanýn olup bitenden anladýðý þey ve aklýnýn yattýðý þey malý mülkü olan efendinin malý mülkü üzerinde mülksüzün çalýþmasý sonrasýnda, mülksüzün boðaz tokluðu içinde kendi karnýnýn doymasýydý. Bu karýn doyurma süreci içinde emek gücü kaybýnýn nelere yol açacaðý aklýnýn ucuna dahi gelmiyordu.

Aklýna gelip kavradýðý þey ve kült merkezine tabii olur türü çalýþmasýnýn benzerini aynen Mamon maliklerine tabi olup çalýþma sanmasýydý. Bu tutumuyla nelere gebe olduðu bilinmeyen bir sürece doðru yol almýþtý. Kült merkezleri gruplara ait mal mülk ve emekler üzerine sahipliði örgütlenmekle giderek devletin çatý yapýsýný inþa etmiþti. Devletin kendisi, devletti. Yani devlet mal-mülktü.

Týpký bugünün meþruiyetçe oluþu içinde “devlet mülk sahibi olup, iþ vermez” deyip, kamuya ait mal ve mülkün hizmetlerin özelleþtirme adý altýndaki Mamon’du meþruiyetlikle yaðmalanmasý gibi olup ayný þey baþka þekilde ya da baþka biçimde “size duble yol yapýyoruz, enerji santralleri yapýyoruz” gayreti geliþmesinde “sizin için kentsel dönüþüm projeleri uyguluyoruz” demeleri gibidir. Bu tür meþruiyetçe oluþa þimdilerde kitabýna uydurmak deniyordu. Köleci sistem daha baþta iþi kitabýna uyduruyordu.

Buradaki yapýlan iþte, yapýlan iþin kamuya dönük, görünen yüzüyle bize bol kepçe, bol kazan türü sunum gibi gelmekle bizlere doðru olan yön içinde meþruiyetlikle yapýlan sunum gibi görünürler. Ama bol kazan ve bol kepçe baþkalarýnýn tabaðýna servis olmakla da bu iþin katakulli kýsmýdýr.

Kamusal servet ve kamusal hizmetlerden çoðunluðun yararlanmasý devamlý yeni borç oldu. Kamusal mal ve hizmetlerden eþitsiz vergi ve eþitsiz yararlanýþla; daha çok kazanandan daha az ya da hiç vergi almayýp; yük çalýþan geniþ yýðýnlarýn üzerinedir. Ve bu daðýlým sefalet içinde dolaylý bir yararlanýþtý. Birilerine rant olan süreç, sizlere karþýlýðý ödetilmek suretiyle zulümdü. Ýþte bunun üzerine bir de din iman patlatýyorlardý! Din bu muhtaçlýðýn ve eþitsizliðin (eþitsiz eylemsel oluþun) üzerine oturuyordu.

Oysa ön ittifaklardaki her bir grup mýsýr üretimine karþý, domuz yetiþtiriciliði gibi bir totem mesleði bilmekle ön ittifaklar, totem mesleði hünerli emekleriyle gruplar ve grup kiþileri eþit eylemli davranýþ içindeydiler. Emek gücü farký gruba ve ittifaka kalan servetti. Gerçekten de þimdiki yöneticiler bu tür rantý olan pek çok sosyo toplumsal görevleri yaparlar da. Zaten bunlar yöneticilerin asli ana görevleri kamuya dönük yüzü olmakla, her halükarda yapmalarý meþru olan görev tanýmlý iþidirler.

Ýþte yöneticilerin yapýyoruz ediyoruz tarzý bu tür kamu sal görev tanýmlý ihale iþleri hep meþruiyetlik içinde olmakla meþrudur, doðrudur. Bu meþruiyet ligin içinde meþru olmayan birçok ara zaman devinmeli öznel çýkarla iþleyen iþler vardýr. Bu meþruiyet ligin içinde öznel yararlanýþlarýyla ranta pay ayýrma vardýr. Kurnazlýk ve özel sahiplik hileleri gibi meþruiyetçe olmayan herkesin bilmediði süreç ihlalleri vardýr.

Kiþiler önce meþruiyetlikten yana olur tutumlarýyla kamu ihalelerini ortaya koyarlar. Yasal bir durumla yasal bir ihale varsa, buna kimsenin pek bir diyeceði de yoktur.

Ne var ki meþru bir iþin yapýlacak ihalesi esnasýndaki maliyet olacak parasal meblaðý, kiþisel çýkar nedeniyle olmasý gerekenden daha fazla oluþla þiþirilir. Bu katakulli iþleri ihale edenle, ihaleyi alan doðrudan çok daha iyi bilmektedirler.

Kýsaca meþruiyetçe yapýlan iþin içine, kimsenin kolay kolay bilemeyeceði bir Ali Cengiz oyunu sokulur. Ýhale içinde özel çýkarlara hizmet eden meþruiyet dýþý bir parasal tutar, özel ve öznel iliþkilere doðru sürecin meþru olanýný meþruiyet dýþý oluþmaya doðru enfekte etmesiyle bu katakulli iþine baþlar.

Ön ittifaklarýn ayni mallarýnýn olmasý dýþýnda parasý ve bu tür açýk artýrma usulü ihaleleri yoktu. Ýþte ön ittifaký sürecin ahir zamanlarý bu kabil özel mülk edinici eþitsiz eylemseli süreçlerini oluþan giriþimlerin içindeki çabalarý az az meþruiyet dýþý olur durumlarýn algýsý haline getirdi. Eþit eylemseli durumu; belli belirsiz oluþla eþitsiz eylemseli durumlar haline getirdi. Sürecin adý takdir, kader, kaza, külli irade, biat, tevekkül vs. olmaya baþladý.

Ön ittifaký servet birikimi, týpký sevgili Gazi Mustafa Kemal'in yok olmak üzere olan bir envanteri ulusal servet haline getirmesi gibidir. Ön ittifaklarda grup emeði birikimi var. Ulusal servette emperyalizme karþý korunmalý lider denetimli ulusal emek bilinçli ve ulusal sermaye birikimi vardý.

Mustafa Kemal emperyalizmle karþý karþýya olup; emperyalizme raðmen bin bir zorlukla üreterek, ürettirerek kurduðu ülke bu kuruluþ ilkesi üzerine devinmeleriyle atýlýmlar yaptý. Kamu kaynaklý ve özel giriþim kaynaklý seferberlik içinde üretime geçildi.

Üretim sonunda giderek devletin kaynaklarý ve servetleri de oluþtu. Ülke eskiye göre malca, mülkçe servet olan varlýðýný oluþmakla zenginleþti. Atatürk'ten sonra gelenler bu miras zenginlikleri meþru olan yollardan emperyalizmle omuz omuza olan eþ baþkanlýk övünmesi içinde; “devlet tüccar olmaz, devlet çiftçi deðildir” diyen algýlar içindeki aldatan putlarla devlet; har vurup harmaný savurulan çalýp çýrpmalardý. Bu ezikliði gidermek içinde servetini yaðmaladýklarý deðerlere; ayyaþ, zýndýk diyorlardý!

Týpký ön ittifaklý kamu servetinin “mal mülk Mamon’undur”. “Mamon mülkünü ve malýný dilediðine dilediði gibi verir” diyen aldatan algý putlarý gibi. Ön ittifak emeði ile üretilen mal, Mamon’un olmuþtu. Mamon’da bunu efendilerin istediði gibi istediði þekilde daðýtýyordu.

Bu yetmiyormuþ gibi Mamon baþka ittifaký gruplarýn ya da devlet ve ülkelerin yaðmalanýp ganimet haydutluðu yapýlmasýný da açýk açýk öneriyordu. Hem malý mülkü ben verdim diyordu. Hem de verdiði serveti yaðmalatýyor.

Artýk servetler “namus” olmakla, namusun savunmasý olmakla; borç olmakla önümüze çýkýyor. Yaðma namus tecavüzlerini de aþýyordu. Bu yaðma esnasýnda ya da yaðma karþýsýndaki savunma esnasýnda ölümlere de mamon, “canlarýnýz, mallarýnýz cennet karþýlýðýnda satýn alýnmýþtýr” deniyordu.

Ýlahi manalý somut, merkezi algýlý güç kiþisel tasarruflu kiþiler koruyuculu Mamon olmuþtu. Mamon maddi oluþla mal mülktü. Mana oluþla malýn mülkün! Sahibiydi ve bu malý mülkü dilediðine dilediði gibi ihsan edendi. Siyaset imleçle ideoloji oluþla; köleciliði, feodal düzenle; feodal düzeni, burjuva demokratik devrimiyle; burjuva demokratik devrimini de kapitalizmle aþmakla yeni siyasi ideolojisini oluþtu. Mamon, mana oluþla görünmüyordu. Sahipliði olan mülküyle ve yöneten kimi kez bir firavun, kim kez bir kisra ya da kayzer veya seçilmiþ führer oluþla görünüyordu. Apaçýktý.

Mamon günümüzde kapitalizmdi. Mamon’du sürecin yaðmacýlýk ve emperyalizm olan kýsmýný bir yana býraksak dahi, Mamon artýk kamuya ait vergilerle cezalarla oluþan kamu mallarýný meþru ve iþbirlikçi kral vs. olur yönetimler eliyle yeniden yenden kamuya ait servetleri (maunlarý) paylaþtýrýlmasýydý.

Bu nedenle 1940’larada burjuvalar oluþla yaratýlýr istenen zenginler. 1950 de Menderes zenginleriydi. 1960’larda Demirel zenginleri. 1980’lerde papatyalar namlý Özal zenginleriydi. 1990’larda Parsan türü örtülü ödeneklerden de Çiller zenginleri. 2000’lerde aptes, namaz seccade, umre, teþbih ve takkesiyle öne çýkan örtülü-örtüsüz rant zenginlikleri hep bu türden paylaþtýrmalardý. Deðiþmez denen takdir, gerçekten de keyfe göre olurla; sýk sýk baþ döndürücü bir hýzla deðiþiyordu!