Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
Bembeyaz tüyleri ile ne pak idi Buse. Biz adını Buse versek dahi o akça pakça bir güzeldi. Minik patileri, pembe burnu büyüleyici bir öykünün gizemli girizgâhı idi sanki. Öylesine sevimli, öylesine alımlı bir güzeldi Akça Kız. Boncuk boncuk gözleriyle masum masum bakardı yüzümüze. Meramını hâl diliyle anlatırdı. İşitemediğinden sesi de çok çıkmazdı Akça Kızın. O bizim gördüğümüz tatlı bir rüya idi. Tez uyandık tadına doyamadık o yüzden. Aramızdan ayrılalı bugün altıncı gün. Biz onu arar dururuz evimizin her köşesinde. Kedi için ağlanır mı diyenlere cevabımız “bal gibi de ağlanır. Kimi zaman sessiz sessiz; kimi zaman hıçkıra hıçkıra”. Ama mutlaka ağlanır. Biz kedimizi değil, efsanemizi, en güzel hikâyemizi kaybettik. O bu dünyanın çirkinliklerine veda edip gitti. Biz çaresiz kala kaldık. Hayatımızda hoş bir enstantane olup geçip gitti. Özlemi gittikçe büyür mahzun yüreğimizde. Onun masumiyeti, munisliği hiç yâdımızdan çıkmaz. Ani vedası üstüne birkaç şiir yazmak yeterli değil. Akça Kıza , Buse’mize her fırsatta birkaç mısra mutlaka yazıyorum. Akça Kız Mavi gözünde hüzün bugün garip ve yalnız Kim bilir ne sızısı o nahif bedeninde Boynumuz bükük kaldı sen gidince Akça Kız Senin hatıraların sinedeki eninde Ah Akça Kız pakça kız yokluğun ne de acı Gafletimizi affet seni üzdüysek eğer Gel mahşer-i kübrada olma bizden davacı Biz ne halden bilmeyen ne nadanmışız meğer Gidişin yaman oldu sardı sineyi sızı İçimize oturdu senin mahzun hallerin Birkaç günlük hayatın emsalsiz Akça Kızı Hayallini süslersin cennette nihallerin Akça Kız ak söylence seni anlatmak muhal Albeni hikâyesi sana dair dünyada Senden bergüzar kaldı bizdeki hüzünlü hâl Vakit hüzne demirli hayalin gelir yâda Bu bir hasret hikâyesi. Bidayeti meserret, nihayeti gam olan. Artık Akça Kızın yokluğunda hatıra atlasına işli anılarla gönlümüzü avutmaya, sızımızı dindirmeye çalışıyoruz. Her doğan gün hüzünlü doğuyor. Her gurup hicran şarkısı. Günümüzün başlangıcı da bitişi de Akça Kız. Yani takvimler Buse’yi gösterir hep iklimimizde… Ankara, 06.03.2017 İbrahim KİLİK
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |