İnsan bir küçük dünyadır. (Mibres Kosmos) -Demokritos |
|
||||||||||
|
Anı/Öykü Hani hatır için her şeyi onaylayana, kahve dövenin “Hınk” deyicisi derler ya, o sıralar bu görevi ifa ediyorum. Tek sıkıntım, Haldun abi biraz az atsa, ölçülü sallasa sorunlar yarı yarıya aşılacak. O da yarı yarıya! Hadi arkadaş için gerekirse çiğ tavuk yenir de, Muhammed Ali Kley’le karşılaştığında zavallının, Haldun abimin ters tarafına denk gelirim de iki yumruk yerim diye, kıyıdan kıyıdan geçtiğini söylediğinde; “Evet evet, ödlek herif Haldun abimi görünce köşe bucak kaçardı!” anlamında başımı sağa sola döndüre döndüre, aşağı yukarı sallamamı istemesi, apaçık abartılı bir istekti bence. Hele hele yalanın kuyruğu çok uzun geldiğinde “Abi o kadar da değil!” diyecek olmamayım, hemen lafı ağzıma tıkardı: -Dipnot yapma Memeeett! … Şu Süleyman Demirel’in Haldun abim karşısına düştüğü halleri bir görmeliydiniz. Ha ne demiş o, diyeceksiniz. Demediği güzel söz, düzmediği övgü kalmamış ki: “Halduncuğum, ben sana danışmadan dört tane gazı güdemem, üçünü gaybeder gelirim!” mi dememiş, “Binaenaleyh şu memlekete senden akıllı adam gelmedi!” mi dememiş, “Asıl başbakanlık sana yakışıyor!” mu dememiş. Daha neler neler. Tabi siz bunlara tanık olamadınız. Ben mi? Ben de olmadım. Ben de öteki kurbanlar gibi, hepsini Haldun abiden dinledim. Tümüyle doğru, diye hararetle başımı sağa sola çevirerek, aşağı yukarı sallamam ne anlama mı geliyor? Birincisi herkes onayladığımı görsün, ikincisi Haldun abimi kızdırmayayım. Adama, bırakın karşı çıkmayı “Gık” desem uyarıyor: -Dipnot yapma Memeeett! … Haldun abim iyi, hoş adam, ikramı da bol. Oralarda bir sorun yok. Ama, çok büyük atıyor. Attıkça da göz ucuyla beni denetliyor. Bir ara “Dedem kayıkçıydı, Fatih Sultan Mehmet dedemin yanında çıraklık yaptı. Gemileri karadan yüzdürmeyi o ara dedemden öğrendi!” deyince dayanamayıp “Abi tarihleri bari tutturalım!” deyivermişim. Nerde, Haldun abinin tarihle marihle yitirecek zamanı mı var! Adam atmakla meşgul. Ama, benimki de büyük hata şimdi. Onaylamak yerine hata bulmak da ne oluyor. Bırak atsın, sen de ye iç başını salla. O da zaten işin bilincinde uzun uzun uyardı. -Diiipnoot yaapma Memeeettt! … Bir gün yine yüksekten uçuşlara devam ediyor. Sözde, Bülent Ecevit’in şiirlerini bu yazarmış da, zavallı ben yazdım diye hava mı atmazmış; Cemil Turan topu görse bal kabağı sanırmış da gol atmayı bundan mı öğrenmemiş; daha neler neler! Aslında birer çay içelim, diye kahvede oturuyoruz. Onun da kalabalığı görünce atma isteği depreşiyor. Anlatacakları , daha doğrusu atacakları da bir türlü bitmiyor. Kuşkusuz takdir edersiniz, benim durumum da zor. Günlerden bir gün; her dediğini onaylamaktan boyun sporunu dört dörtlük yapsam da, otur otur kabalarım uyuşmuş; şöyle bir yan dönüp rahatlayayım, dedim. Ne mümkün, karşı çıkıyorum sandı: -Dipnot yapma Memeeeett! -Yok abi, dibim uyuştu da üzerine afiyet! Dipnot da nerden çıktı? … Ne yaparsınız, o devirde iyi arkadan bulmak zor; artık o atardı, bana da yetenekli vantilatör gibi başımı çevire çevire onaylamak kılırdı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |