..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




13 Kasım 2017
Köpeğin Adı Badi - 59  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur. İtiraf edin ki, güzel, hoş olarak yaptığınız ne varsa, hepsini bu deliliğe borçlusunuz.Ben bir dünya vatandaşıyım, herkese ama herkese bir yabancı olarak bilinirim.


:HHC:
     


Masanın öteki ucunda da Hoca ile Tüccar bir konu tartışıyorlardı:
     -Hocam, şu sıralar Erasmus'un Deliliğe Övgü kitabını okuyorum. Daha henüz başlardayım, birkaç gece okumak için kendimi zorladıysam da aksi oldu; uyuyup kaldım. Güldürmece bir eser. Buraya gelmeden önce hayatı hakkında biraz bilgi edindim: Yanlış hatırlamıyorsam yazar 15 ve 16 yüz yıllarda yaşamış, Hollanda'da doğmuş. Bazı kaynaklar onu din adamı, bazıları filozof, bazıları Kuzey Avrupa Rönesansı'nın önemli ustası ve klasik edebiyat araştırmacısı, bazıları da hümanist bilgin diye tanıtıyor. Hoşuma giden birkaç sözünü de şuraya yazdım, okuyayım:
     Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur.
     İtiraf edin ki, güzel, hoş olarak yaptığınız ne varsa, hepsini bu deliliğe borçlusunuz.
     Ben bir dünya vatandaşıyım, herkese ama herkese bir yabancı olarak bilinirim.
     Kendimi tarif etmek, kendime sınır çizmek olur; kudretimin ise asla sınırı yoktur.
     Hoca:
     -Yazarı tanıyorum, kitabını da okudum. Sürükleyici bir dili var ve güldürmece konusunda da usta. Ütopya'nın yazarı Thomas More'un kankası. Ana dilini kullanmayıp Latince yazıyor. Kitabında devamlı kendini övüyor, buna da bir şey demiyorum, çünkü delidir ne diyeceği ne yapacağı belli değildir. Zırvalayıp dursun, başkasına zarar vermiyorsa önemli değil!
     -Thomas More'un kankası ise deli olmasına şaşmamalı; çünkü More hakkında da deli olduğu iddiaları var.
     -Deli olmasının ötesinde Erasmus denilen bu adam, bu haddini bilmez, Sokrat'a ve onun üzerinden tüm filozoflara saldırıyor. Kim bu adam? Bir tarikatçı, bir rahip; ama rahiplikte hiç bir etkinlik gösteremeyip bilim adamlığına soyunan biri... Diyor ki: “Bilgelerin her biri kendini küçük bir tanrı sayıyor. Filozoflar dostlarının kusurlarını görmek için keskin gözlü, kendileri hakkında kör, daima dertli, neşesiz ve heybe masalı sanki kendi için yazılmış kimseler.” Ünlü Atinalı politikacı Demosthenes için de şunu söylüyor: “Arkhilokhos'un tavsiyesiyle, düşmanı görür görmez kalkanını yere atıp kaçmış ve böylece kürsüde ne kadar güzel söz ustasıysa, savaşta o derece korkak olduğunu kanıtlamış.”
     - Demosthenes'in de Çiçero gibi kekeme olduğunu ama bunu uzun çalışmaları sonunda üstesinden geldiğini okumuştum.

     -Sokrat ile ilgili şu söyledikleri de hiç hoş değil: “Bir gün, halk önünde bilmem hangi konudan bahsetmeye mecbur kalan Sokrates, bu işi o kadar fena başarmış ki, herkes kendisiyle alay etmiş.. Sokrates öyle mahcuptu ki, halk önünde ağzını açmaya asla cesaret edemezdi.” Bu yetmiyor Cicero'ya da sataşıyor: “Roma'nın güzel söz söyleme sanatının babası Cicero'nun kendisi de; acemi tavırlıydı ve savunmalarının giriş bölümünü söylerken bir çocuk gibi kekeler, titrerdi.     “
     Konuşulanları çok iyi anladığımı söyleyemem. Konu bana oldukça yabancı. Dinlerken uyumuşum. Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum; ben uyandığımda aynı konuda Kenan Baba konuşuyordu. Demek ki o da tartışmaya katılmış:
          -Hocam, Erasmus Platon'un, “Filozoflar hükümdar yahut hükümdarlar filozof olsalardı, devletler ne mutlu olurlardı.” deyişine de karşı çıkıyor ve “Hükümdarlar arasında hiçbiri, felsefe yahut edebiyat incelemeleriyle vakit geçirenler kadar devletleri için kötü şans olmamıştır.” diyor. Marcus Aurelius'un iyi bir imparator olduğunu önce kabul ediyor; sonra reddediyor ve filozof ünvanının onu vatandaşları için dayanılmaz ve nefretlik yaptığını iddia ediyor.
     Doktor bir kahkaha attı ve konuştu:
     - Ben de Erasmus'un şu sözünü çok beğenirim: “Filozoflar memurluklarda ve kamu işlerinde saz önünde birer eşek gibi dururlar.”
     Hoca:
     -Birçok kişinin hoşuna giden sözleri var şüphesiz. Mesela şunlar da ona ait:
     “Bilim ve sanatların yaratıcıları delilerden daha delidir.
     Homeros “Deli, kendi zararına olarak bilge olmayı öğrenir.”
     Deli tutkularına, bilge aklına boyun eğer.”
     Erasmus, sadece filozlarla alay etmez. Şairler, yazarlar, hatipler, hukukçular, Dilbilgisi Öğretmenleri, doktorlar, fizikçiler, astrologlar, avcılar, kumarbazlar, hilekarlar, askerler, aktörler, müzisyenler, Yunanlılar, Türkler, Yahudiler, ressamlar, Din bilimciler... İle de alay etmiştir.
     Hoca, sözlerini şöyle bağladı:
     -Erasmus hakkında birçok olumsuz düşünce öne sürmüş olmama rağmen bir taraftan da şu soruyu sormadan edemiyorum: Erasmus bu eseri ile insanoğlunun prangalarını kırıp, mutlak özgürlüğe ulaşmasını istiyor olabilir mi?
     Hayret! Doktor bu gece bana hiç sataşmadı; hatta kötü kötü de bakmadı. Yoksa iyi bir insan olmaya mı karar verdi? Belki içinde bir sevgi çiçeği açmaya başlamıştır. Neden olmasın?
● ● ●
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.