..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




21 Kasım 2017
Köpeğin Adı Badi - 67  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Kenan Baba, gidecek ve beni burada bırakacaktı, halbuki ben hiç de kalmak niyetinde değildim. Ne mi yapacaktım? Ben de onunla beraber hastaneye gidecektim.


:ICH:




     Hava kararıncaya kadar dışarıda dolaştım, sonra yuvama girip yattım. Kenan Baba:
     -Badi arkadaşım, neredesin kaç saattir? Çabuk buraya gel! Diye birkaç kere seslendi. Aşağıdaki çek-yat üzerine uzanıp, yattığı yerden beni çağırdığını tahmin ediyordum. Dışarı çıkıp beni aramak aklına gelmiyordu. Zaten bugün onu dışarıda hiç görmemiştim. Ben, bu seslenişlere cevap vermedim.
     Gecenin geç bir saatinde:
     -Badi arkadaşım! Ben ölüyorum, sen ortalıkta yoksun! Diye bağırınca, önemli bir şeyler olduğunu anladım ve yuvamdan çıkıp koşarak yanına gittim. Yanılmamışım, çek-yatın üzerine uzanmıştı. Yüzüne baktım, o da bana baktı. İyi görünmüyordu. Yüzünde yer yer morluklar vardı, gözlerinin feri kaçmıştı. Yanına iyice yaklaştım, göğsüne başımı koydum, okşadı. Neden dışarı çıkıp beni aramadığını anlamıştım; hastaydı, hiç hali yoktu.
     -Dur, çevir şu başını bakayım! Gene ne yaramazlık yaptın? Yüzüne ne oldu böyle? Dedi. Beni azarlayacağını umdum, ancak vakti olmadı. Tam o sırada dışarıdan bir otomobil sesi duyuldu.
     -Tüccar gelmiştir. Arkadaşım, ben birkaç günlüğüne yokum, sana Tüccar göz kulak olacak, dedi.
     Tüccar içeri girince yattığı yerden kalkmaya çalıştı, kalkamadı. Tüccar:
     -Geçmiş olsun baba! Ambulans çağırdım, biraz gecikti, ama az sonra gelir, nasıl oldun? dedi.
     -Sağ ol. İyi değilim. Ben yokken Badi ile ilgilen, arada gelip yiyecek ve su ver bi zahmet. Şunları da al; evin ve arabanın anahtarları...
     -Sen Badi'yi merak etme. Tedavini ol, başka bir şey düşünme.
     Anladım ki Kenan Baba çok ciddi bir şekilde hastalanmış, öyle ki ambulans ile hastaneye götürülecek. Bu hasta haliyle bile benimle ilgilenecek birini düşünmüş ve Tüccar'da karar kılmış. Hasta olduğuna göre, hastalığının tedavisi konusunda Doktor'un daha fazla faydası dokunmaz mıydı? Ama nedense onu aramamıştı.
     Ambulansın sirenini duyunca Tüccar bahçe kapısını açtı, iki görevli sedyeyi indirdiler, Kenan Baba'yı üzerine koyup ambulansın içine götürdüler.
     Kenan Baba, gidecek ve beni burada bırakacaktı, halbuki ben hiç de kalmak niyetinde değildim. Ne mi yapacaktım? Ben de onunla beraber hastaneye gidecektim. Görevliler ambulansın arka kapısını kapatacağı sırada kendimi içeri attım. Herkes şaşırdı. Kenan Baba'nın başucunda yüzüm kapıya dönük, sırtım kabarık beklemeye başladım. Görevlilerden biri:
     -İn oradan aşağıya bakayım, deyince ona hırladım. Diğeri ambulansın içine girmeye çalışınca dişlerimi gösterip üzerine doğru yürüdüm. Korkup geri çekildi. Kenan Baba'ya:
     -Köpek galiba sizin. Bir şeyler yapın da aşağıya insin. Ambulansın içinde onu götürebilmemiz kesinlikle mümkü değil, dedi. Kenan Baba:
     -Badi arkadaşım, lütfen in aşağıya. Zaten ben birkaç gün sonra döneceğim, dedi. İnmedim, aksine ona daha fazla sokuldum.
     -Görüyorsunuz, inmiyor işte. Bir defalık kural dışına çıksanız ne olacak? Hastane girişinde açın kapıyı, o kendiliğinden iner. Kimse de görmemiş olur.
     Tüccar olanları izliyordu. O da konuşmalara katılmak zorunda kaldı:
     -Bakın, bu köpeğin uysal görünmesine aldanmamalı. Böyle durumlarda çok saldıganlaşabilir ve etrafına zarar verebilir. Sahibine çok sadıktır, ona bir kötülük yapılacağı endişesiyle savunmaya geçer.
     Tüccar'ın bu konuşmasına rağmen iki görevli de beni indirmek için bir kere daha şanslarını denediler, öncekinden daha sert tepki görünce çaresiz kapıyı kapatıp hareket ettiler. Yol boyunca Kenan Baba beni okşadı, öptü, hastaneye kadar birbirimize sarılı gittik.
     Hastane kapısına gelince durduk ve ben hemen aşağıya atladım. Kenan Baba:
     -Gördünüz mü, dediğim oldu ve Badi ambulanstan indi, dedi.
     Hastanenin bahçesine girmek hiç de zor olmadı. O saatte ortalık tenhaydı, bir-iki kişi vardı etrafta. Güvenlik elemanı da kulubesinin içindeydi; uyumuyordu ama dalmış gitmişti. Sabahı, bulduğum bir merdiven altında bekleyecektim.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.