Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
-Badi, sen de bizimle geliyorsun. Bu babanın isteğidir. “Birkaç gün sonra taburcu olacağım, Badi'yi eve götürün” dedi. Tüccar: -Peşimizden gel Badi, araba az ileride. Benim yerimden kıpırdamadığımı görünce tekrar birçok laf ettiler. Onca çaba boşunaydı, dönmeyecektim Kenan Baba olmadan. Doktor bile o kadar ısrar etti ki dönmem için. Değişiyor mu diye sormuyorum, çünkü zannetmem. Bir kere değişecek diye kandım, ikincisine hayır. Zorla götürmekten başka çareleri kalmamıştı, üçü birden beni yakalamak için hamle yaptılar. Bu da boşunaydı, çünkü niyetlerini anlayıp oradan kaçtım. Arkamdan bağırıp durdular. Kenan Baba'nın hastaneye yatışının on ikinci günü. Yağmur atıştırıyor, ıslanmamak için merdiven altına girdim. Bir-iki metre ötemden küçücük bir derecik akıyor, yağmur şiddetini artırınca derecik genişliyor. Benim olduğum yere kadar su çıkar mı diye endişeleniyorum. Çıkmıyor, çünkü biraz sonra yağmur diniyor. Sonra da çatıdan düşen su damlalarının oluşturduğu sesi dinliyorum. Şap, şıp, şap, şap... Ve dinlerken uyumuşum. Hastabakıcının haykırışını duyunca uyandım, sığındığım yerden çıktım, yağmur dinmişti. Neden bu kadar yüksek sesle bağırdığını anlamadım. Acaba beni çok mu aradı? Bana: -Badi, ne zamandır seni arıyorum, bakmadığım yer kalmadı. Sana haberlerim var. Birincisi Kenan Baba iyileşti, diğeri bugün Tüccar gelip seni alacakmış. Kenan Baba, “Badi'ye söyle, daha önceki gibi gitmezlik etmesin, adam ta nereden onu götürmek için geliyor. Ben de bugün çıkış işlemlerim tamamlanınca ambulansla eve döneceğim. Bu sefer Badi'yi ambulansa kesinlikle bindirmezler, onun için hiç sorun çıkarmadan Tüccar'la birlikte gitsin.” diye tembihledi. Gel, önce karnımızı doyuralım, sonra da vedalaşırız, dedi. Bugünkü yemek tam bir ziyafetti. Döner, köfte, sosis ve bol bol ekmek, pide, sandviç. Yedikten sonra gittim kana kana su içtim. Yediklerim içimi yaktığından suyu fazla kaçırmıştım. Yediklerim uykumu da getirdi, merdiven altına gidip uzandım. Tam dalmış rüya görürken uyandırıldım. Tüccar'ın arabasına bindim, yola çıktık. Evimdeyim. Yuvamı özlemişim. Kenan Baba, üç gün evde istirahat etti. Bu süre içerisinde Tüccar ve Hoca hep yanındaydılar. Doktor gelmedi, yeni taşındığı için evinde yapması gereken işleri varmış. İyileşince Kenan Baba, arkadaşlarını neredeyse zorla gönderdi. Onlara: “Merak etmeyin, ben iyileştim. Evinizi barkınızı benim için zaten yeterince terk ettiniz. Sizden ricam, lütfen gidin. Anormal bir durum olursa haber veririm, hem zaten arkadaşım Badi de var ve o da bana birçok konuda yardımcı olur.” deyince kalmak için fazla üstelemeden gittiler. Kenan Baba'nın hastaneden çıktıktan sonraki ilk yazdıkları: “Evet kabul ediyorum: Unuttum seni, kısa bir süre; ama asla silmedim. İstersen benim bir ahmak olduğuma karar ver. Falcı da öyle düşünmüştür paraları alırken. Onun farkı açık konuşmasıydı, yoksa falda ayrılık gördüğünü söyler miydi?” “Meyve yaprak; yaprak da tabii ki meyve değil. İkisi de aynı anadan, aynı bedenden beslenir. Ne meyve yapraktan ne de yaprak meyveden şikayetçidir. Gün gelir meyve olgunlaşır anayı terk eder, gün gelir yaprak kurur bedenden ayrılıp yere düşer. Bazen yerde buluşurlar, bazen de buluşamazlar; çünkü sert bir rüzgâr yaprağı uçurur götürür bilinmeyen bir yere.” Ne demek istediğini doğrusu anlamadım bu yazılanlardan. Bir yerlere mesaj mı iletiyor? Belki de ameliyat sonrası birçok hastada görüldüğü gibi, o da saçmalamıştır. ● ● ● (Devam edecek)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |