Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
** Var olandan “yokluk” konusunda bilgi sahibi olmasını beklemek, yokluğu varlıkla açıklamaya çalışmak gibi saçma bir şeydir. ** Doğayı korumaya çalışanlarla doğayı kirletenler arasındaki savaşta, şimdilik maalesef sayı ve imkân bakımından ezici bir çoğunluğa sahip olan kirletenler galip. ** İnsanı sömüren ahlâksızlar, insanı öldüren katiller burada yaşıyor diye dünyadan vazgeçemem. Çünkü gönlü insan sevgisiyle dolu olanlar da burada… ** Çocukları açlıktan ölmeyen, zalimlerin mazlumları ezmediği, bombaların patlamadığı, özgürlüklerin kısıtlanmadığı, nefrette değil sevgide yarışan insanların bulunduğu bir dünya istiyorum. Çok şey mi istedim? ** Kendine yeni bir dünya kuracağını söylüyor. Bu nasıl olacak? Çünkü kafası aynı, aklı aynı! ** Doğadaki yaşam enerjisini fark etmeyen kişi, yaşayıp yaşamadığını bilemez. ** Kaos hiç olmadı ve hiç de olmayacak. Kaos zannedilenlerin hepsi –bazıları bizim idrak sınırımız aşsa da- belli sebeplere bağlı, kendi kanunları içerisinde oluşmuş sistemli bütünlerdir. ** Gökyüzündeki yıldızların hepsi dalgacı! Çünkü gece olunca bana göz kırpmaya başlıyorlar… ** “Yer” yüzünden bıktım, sizin olsun; bana “gök” yüzünü verin yeter. Çünkü orada hayallerim var. ** Kum taneciği sonsuzluğun; sonsuzluk da kum taneciğinin içinde… ** Her şey her şeyin içindedir ve o nedenle de her şey birdir. ** Ben yıldızlara bakıyorum, yıldızlar da bana. ** Dağ, sana selam vermez, sen dağa selam ver de geç! ** Ruhun varlığını kabul etmiş olmak, nesneleri yadsımayı gerektirmez. ** Milyonlarca kum taneciği bir tek inciyi korumak, saklamak için birlikte mücadele eder. ** Kentler yaşamayan insanlarla ve apartman denilen mezarlarla dolu. ** Seni asla kandırmayacak olan bir dost arıyorsan, doğaya git. Yalan dolan bilmez, kalleşlik yapmaz; her hareketi(sözü) dobra dobradır. ** Başkalarından bekleme; kendi içinde, kendi evrenini kendin yarat. ** Doğayı sev, doğaya saygı duy, doğayı tanı ki o da sana karşı cömert davransın. ** Yürü, koş, istersen otomobile ya da uçağa bin! Bir yerlere gittiğini mi sanıyorsun? Oysa ne yaparsan yap sen, uzayda hep aynı yerdesin. ** Bulut gölgedir sıcaktan korunmak için, yağmurdur ürünleri yetiştirmek için; ama aynı bulut seldir boğan ve yıkan, tipidir donduran, yıldırımdır yakan… ** İnsanoğlu doğanın yasalarına uymayı bilmiyor, ama kendi yasa yapmaya kalkıyor ve başkalarının da bunlara uymalarını bekliyor. ** Başın yıldızlara değdiğinde bile, yerdeki karıncaların varlığından haberdar olmalısın. ** Doğanın hırçınlığı, onun canlılığını sürdürdüğünün kanıtıdır. ** Ormanda tedbiri elden bırakan, tekbir getirmeye başlasın. ** İnsanı öteki dünyadaki cennetle kandırıp, bu dünyadaki cehennemde yakanlara dikkat! ** Bana dedi ki: “Dünyan gözlerinin gördüğü kadardır.” Ya yüreğimin gördükleri, diyecektim; vazgeçtim! ** İnsanoğlu, dünyanın beyaz sayfalarını karalayan şımarık küçük bir çocuk gibidir. Sadece karalamayı bilir; silmeyi ve güzel şeyler yazmayı değil. ** Düş ile gerçeğin sınırını çizemezsen, ne bu dünyada ne de hayal âleminde yaşayabilirsin. ** Dünyayı düzelteceğini iddia edenlerin, asıl kendilerinin düzeltilmeye ihtiyaçları vardır. **Algıladıklarının dışında farklı bir dünyanın da olabileceği ihtimalini, asla göz ardı etme. ** Dünyanın yuvarlak mı yoksa tepsi gibi düz mü olduğu beni hiç ilgilendirmiyor. Ben bakıyorum dünya yaşanabilir bir yer mi, yoksa bir cehennem mi? ** Benden dünyayı kurtarmamı istemeyin. Çünkü ben kendimi kurtarmaya çalışıyorum. Herkes aynısını yaparsa o zaman dünyanın da kurtarıcılara ihtiyacı kalmaz. ** Doğanın en güçlü ve en kalleş düşmanı makinedir. ** Değiştir kendini, değişsin dünya. ** “Ben değişmedim, değişmem!” Diyen inat kişi; evrendeki sayısız varlık her an değişirken, senin acaba nasıl bir ayrıcalığın var? ** Evren, cansız varlıkları da içinde barındıran canlı bir organizmadır. ** Madde bilincin dışında ve bilinçten bağımsız olarak var, ama bu var olmanın farkına varabilmek için de bir bilince gereksinim var. ** Evrendeki var olanlar, hem birdir hem de çoktur. ** Evrende ne varsa hepsi gereklidir. Lüzumsuz olan hiçbir şey yoktur. ** İnsanoğlunun kendini beğenmişliğinin kanıtı, kendisini evrenin merkezine yerleştirmesinden belli değil midir? ** Ben evrenin, evren de benim içimde. ** Evrendeki düzen değişmez, ama bu düzen içinde değişmeyen hiçbir şey de olamaz. ** “Dünya dönmüyor!” Desem, inanın arkamdan binlerce insan gelir. “Dünya dönüyor!” Desem, “Bu adam ne diyor?” diye yüzüme aval aval bakanlar da olur. ** Küçücük bir dünyası var, şu kocaman dünyada başkalarına rehberlik etmeye kalkıyor. ** Gökdelenler dünyanın kalbine saplanmış zehirli iğnelerdir. Gökdelenlerin yıkıldığı gün, dünya yeniden doğmuş olacaktır. ** Bu çılgınlık diğer deyişle hastalık tüm dünyayı tehdit eder hale geldi. Tedavisi de şimdilik yok. Üstelik insanlarda çılgınlığa yol açan etken de bulundu: Tüketim. ** Senin dünyan işte o kadar, onun dünyası işte şu kadar, benimki de işte bu kadar! Herkes dünyası kadar konuşur, dünyası kadar dinler ve dünyası kadar anlar. ** Haddini bilmeyene bir haddini bildiren mutlaka çıkar, hırsızın malını başka bir hırsız çalar, bir zalime bir başka zalim zulmeder. Yani kısacası etme bulma dünyası! ** “Ben dünyadan hoşnut değilim.” diyor. Acaba dünya senden hoşnut mu? ** Tohumda yaşama gücü olmasaydı, dünyada ne insan ne bitki ne de hayvan olurdu. ** Verilen telkinlere bakıyorum da hep “Ayna ol, ışığı yansıt.” Ya da “Mum ol, etrafına ışık yay.” diyorlar. “Güneş ol da dünyayı aydınlat.”diyen niçin hiç yok? ** Dünyadan göçüp giderken ona el sallamayı unutma. ** Kendini temizle ki bütün dünya tertemiz olsun. ** Ben dünyayı değiştirmeye uğraşmıyorum, bu yüzden ondan da aynı anlayışı bekliyorum. ** Yalandan nefret etmeyen var mı? Yok! Hayatında hiç yalan söylemeyen var mı? O da yok! Öyleyse bu yalan dünya, yalan dolu. ** Duvara yazan bile, bu dünyada kalıcı bir iz bırakmak amacındadır. ** “Bu dünya bana dar geliyor.” dediğin anda, hemen hayal dünyanı devreye sokmalısın. ** Sebep ile sonucun nikâhlarını, bozabilecek bir mahkeme yeryüzünde yoktur. O nedenle birliktelikleri sonsuza kadar devam edecektir. *Çağımız insanının en büyük yanılgısı, kendini bu dünyada vazgeçilmez bir varlık olarak düşünmesidir. Bu yanılgı onun doğayı ve dolayısıyla diğer varlıkları küçümsemesine yol açıyor. Hayvanları yok etmesi, doğayı tahrip etmesi hep bu büyüklük kompleksinin bir sonucudur. Anlaşılan o ki insanoğlu, doğanın uyarıcı tokadını yemeden gerçeği göremeyecek! **Kapitalistler, evrende sadece hayvanların yaşadığı bir gezegen bulsalar ve bu gezegene gidiş geliş ucuz olsa; hemencecik bir et kombinesi kurup oradaki hayvanları katletmeye başlarlar. **Bu evrende hep aynı kalan ne var? Hiçbir şey… Bir şeyin bir saniye önceki hali bile şimdikinin aynı değildi. **Bakıyorsun ama doğayı göremiyorsun; yaşıyorsun ama doğada değilsin. **Doğa seni çağırıyorsa “Gitmem!” diyemezsin. **Doğa varken başka bir kılavuz aramayın. ORUÇ BABA
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |