Þiir, duygularýn dilidir. -W. Winter |
|
||||||||||
|
• Bizim dinimiz hiçbir vakit kadýnlarýn erkeklerden geri kalmasýný talep etmemiþtir. Allah’ýn emrettiði þey, Müslüman erkeðin ve Müslüman kadýnýn beraber olarak bilim ve bilgi kazanmasýdýr. 31. 01. 1923, Ýzmir • Bizim dinimiz en makul ve tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayýdýr ki son din olmuþtur. Bir dinin tabiî olabilmesi için akla, fenne, ilme ve mantýða uymasý lazýmdýr. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. 31. 1. 1923 Ýzmir • Ýnsanlara feyz ruhu vermiþ olan dinimiz son dindir. Eksiksiz dindir. Çünkü dinimiz akla mantýða, gerçeðe tamamen uyuyor ve uygun düþüyor. 07. 02. 1923, Balýkesir • Bizim dinimiz, milletimize deðersiz, miskin ve aþaðý olmayý tavsiye etmez. Aksine Allah da Peygamber de insanlarýn ve milletlerin deðer ve þerefini korumalarýný emrediyor. 5. Þubat 1923 Akhisar • Türk milleti daha dindar olmalýdýr, yani bütün sadeliði ile dindar olmalýdýr demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeðe nasýl inanýyorsam öyle inanýyorum. 29. 10. 1923, Fransýz Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç. • Dini fikir ve inançlara saygýlý olmak, öteden beri tabiî ve genel bir anlayýþtýr. Bunun aksini düþünmek için sebep yoktur. 11. 12. 1924, Times Muhabirine Cevap. • Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanýnýn emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygý gösteririz. Düþünüþe ve düþünceye muhalif deðiliz. Biz sadece din iþlerini, millet ve devlet iþleriyle karýþtýrmamaya çalýþýyor, kasýt ve fiile dayanan baðnaz hareketlerden sakýnýyoruz. (1925) • Büyük dinimiz çalýþmayanýn insanlýkla ilgisi olmadýðýný bildiriyor. Bazý kimseler çaðdaþ olmayý dinsiz olmak sayýyorlar. Asýl dinsizlik, onlarýn bu düþüncesidir. Bu yanlýþ yorumu yapanlarýn gayesi, müslümanýn dinsizlere esir olmasýný istemek deðil de nedir? • Arkadaþlar, efendiler ve ey millet! Ýyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti þeyhler, derviþler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doðru, en gerçek tarikat uygarlýk tarikatýdýr. • Bizim devlet idaresinde takip ettiðimiz prensipleri, gökten indiði sanýlan kitaplarýn dogmalarýyla asla bir tutmamalýdýr. Biz ilhamlarýmýzý, gökten ve gaipten deðil, doðrudan doðruya yaþamdan almýþ bulunuyoruz. • Türk milleti daha dindar olmalýdýr. Yani, bütün sadeliði ile dindar olmalýdýr demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeðe nasýl inanýyorsam öyle inanýyorum. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt III, s.93) • Hangi þey ki akla, mantýða, kamu çýkarýna uygundur, biliniz ki o, bizim dinimize de uygundur. Bir þey akýl ve mantýða, ulusun çýkarýna, Ýslam’ýn çýkarýna uygunsa, kimseye sormayýn, o þey dinîdir. Eðer bizim dinimiz aklýn, mantýðýn uyduðu bir din olmasaydý en mükemmel olmazdý, son din olmazdý. (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.131). • Bizim dinimiz en makul ve doðal bir dindir ve ancak bundan dolayýdýr ki son din olmuþtur. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 94) • Bir dinin doðal olmasý için akla fenne, ilme ve mantýða uygun olmasý lazýmdýr. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. (1923, Ýzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 94) • Büyük dinimiz çalýþmayanýn insanlýkla ilgisi olmadýðýný bildiriyor. Bazý kimseler çaðdaþ olmayý dinsiz olmak sanýyorlar. Asýl dinsizlik onlarýn bu düþüncesidir. Bu yanlýþ yorumu yapanlarýn amacý, Müslümanlarýn dinsizlere esir olmasýný istemek deðil de nedir? Her sarýklýyý hoca sanmayýn, hoca olmak sarýkla deðil, akýlladýr. (1923, Adana) (AKDTYK., Atatürk Araþtýrma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1997, Cilt II, s. 132) • Bizi yanlýþ yola sevk eden habisler, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüþlerdir. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araþtýrma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 131) • Evet, din gerekli bir kurumdur. Dinsiz uluslarýn sürekliliðine olanak yoktur. Yalnýz þurasý vardýr ki din, Tanrý ile kul arasýnda baðlýlýktýr. Softa sýnýfýn din simsarlýðýna izin verilmemelidir. Dinden maddi çýkar saðlayanlar iðrenç kimselerdir. Ýþte biz bu duruma karþýyýz ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkýmýzý aldatmýþlardýr. Bizim ve sizlerin asýl mücadele ettiðimiz ve edeceðimiz bu kimselerdir.(Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arýburnu, T.Ýþ Bankasý Yayýnlarý Sh.134-135) • Bence, dinsizim diyen mutlaka dindardýr. Ýnsanýn dinsiz olmasýnýn imkâný yoktur. Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde þu din veya bu din demek deðildir. Tabiatýyla biz, içine girdiðimiz dinin en çok isabetli ve çok olgun olduðunu biliyoruz ve imanýmýz da vardýr. 1923, Ýzmir • Bütün Ýslâm uluslarý üzerinde yüce ruhsal görevini yapan halife düþüncesi, gerçeklerden deðil, kitaplardan çýkmýþ bir düþüncedir. 29. 10. 1923,Fransýz Gazeteci Maurice Pernot’ya Demeç. • Ýþin garibi bazý arkadaþlardan, özellikle dýþarýdan bana halifelik önerileri olmuþtur. “Siz Halife Olunuz” demiþlerdir. Ben, bu önerileri daima gülerek yanýtladým. Halifelik, gereksiz hatta zararlý bir kurum haline gelmiþtir. Bundan beklenen amaç gerçekleþmemiþtir. Dünya Savaþý’nda gördük: Müslümanlar, Halife ordularýna karþý savaþtýlar. Halife ordularýný Suriye’de arkadan vuranlar olmuþtur. Bunlar ayný Halife’ye yýllarca baþkaldýrmýþ ve bunlarý ortadan kaldýrmak için gönderilen Türk askerlerini þehit etmiþlerdir. Halifelik yararlý durumunu korusaydý Müslüman dünyasýnýn buna sahip çýkmalarý gerekirdi. Halifeliði ortadan kaldýrdýðýmýz günden bugüne kadar kimsenin bunu üstlenmemesi, Müslüman dünyasýnýn halifesiz de yürüyeceðine ve yürümekte olduðuna en güzel örnek deðil midir?” (Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arýburnu, T.Ýþ Bankasý Kültür Yayýný, Sh.135) • Tarihimizin en mesut devresi hükümdarlarýmýzýn halife olmadýklarý zamandýr. Bir Türk padiþahý, her nasýlsa hilafeti kendine mal etmek için nüfuzunu, itiyadýný, servetini kullandý. Bu sýrf bir tesadüf eseridir. Peygamberimiz öðrencilerine dünya milletlerine Müslümanlýðý kabul ettirmelerini emretti, Bu uluslarýn hükümeti baþýna geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiþtir. Halifelik demek, idare, hükümet demektir. Gerçekte görevini yapmak, bütün Müslüman milletlerini idare etmek isteyen bir halife, buna nasýl muvaffak olur? Ýtiraf ederim ki, bu koþullar içinde beni halife tayin etseler, derhal istifamý verirdim. 29. 10. 1923, Fransýz Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç. • Hilafetle beraber Türkiye’de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri, patrikhaneleri ve Musevi hahamhanelerinin ortadan kaldýrýlmasý lazýmdýr. Hilafet ve bu muhtelif patrikhaneler asýrlardan beri ruhani yetkilerinin sýnýrlarý dýþýnda çok büyük ayrýcalýklar aldýlar. Halkýn anlayýþýna dayanarak bahþedilen hukuk dýþý ayrýcalýklar ile cumhuriyet idaresinin uygulanmasý mümkün deðildir…04. 05. 1924, New York Herald Tribune Muhabirine Demeç. • Hilâfet, geçmiþin bir rüyasý olup, zamanýmýz da varlýk nedeni yoktu. 25. 11. 1924, Matin Gazetesi Yazarý Madam Titania’ya Demeç. • Ýstanbul’da saltanat ve zevklerinin, çýkarlarýnýn devam ettirilmesini düþmanlarýn anavatanýmýzý istila etmek emellerine uydurmakta, onlarla iþbirliði yapmakta, düþman devletlerin her isteðine boyun eðmekte asla tereddüt göstermeyen, vicdanlarý sýzlamayan, milletimizin hür ve müstakil yaþama azmini kýrma için haince giriþimlerden çekinmeyen sultan ve halifelerin artýk bu vatanda asla yeri yoktur ve olamaz. 26. 08. 1925, Ýnebolu’da Bir Konuþma. • Her sarýklýyý hoca sanmayýn, hoca olmak sarýkla deðil, dimaðladýr. 16. 03. 1923, Adana. • Hayat felsefesinin garip bir tecellisidir ki, her faydalý ve her yeni þeye karþý mutlaka bir kuvvet çýkar. Buna bizim dilimizde gericilik (Ýrtica) derler. Ýþte bu gericiliðin yok edilmesi için gerekli önlemleri önceden almýþ olmak gerekir. 18.01.1923, Ýzmit • Unutmamalýdýr ki, ulusun egemenliði bir þahýsta yahut belirli þahýslarýn elinde bulundurmakta çýkar bekleyen cahil ve gafil insanlar vardýr. Hükümdarlar, kendilerini aslý olmayan bir kuvvetin temsilcisi tanýrlar ve bundan zevk alýrlar. Fakat onlarýn etrafýndaki çýkarcýlar, bunu din kisvesine büründürerek ulusu kandýrmaya, küçük görmeye çalýþýrlar. Nitekim þimdiye kadar çalýþmýþlardýr. Nihayet ulusun kulaðý bu söylentilerle dolar ve o telkinleri dinin gereði ve gerçeklerin anlatýmý olarak kabul ederler. Bu gibilere gerici ve hareketlerine gericilik (irtica) derler.31.01.1923, Ýzmir. • Tanrý birdir, büyüktür. 1922, T.B.M.M. • Biliriz ki, Tanrý dünya üzerinde yarattýðý bu kadar iyilikleri, bu kadar güzellikleri insanlar yararlansýn, varlýk içinde yaþasýnlar diye yaratmýþtýr. Ve en fazla derecede yararlanabilmek için de, bugün evrenden esirgediði algýlamayý, aklý insanlara vermiþtir. (17. 02. 1923, Ýzmir Ýktisat Kongresini Açýþ Söylevi) • Sonra Kuran’ýn çevirisini emrettim. Bu da, ilk defa olarak Türkçe’ye çevriliyor. 30.11.1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç. • Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm’dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayýlamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiþtir. Fakat Peygamberimiz vasýtasýyla en son dini ve medeni hakikatleri verdikten sonra artýk insanlýkla aracý kullanarak temasta bulunmaða lüzum görmemiþtir. • O, Allah’ýn birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adýn silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926) • Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksýzýn yatýp kalkmak için yapýlmamýþtýr. Camiler uyma ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapýlmak lazým geldiðini düþünmek yani meþveret için yapýlmýþtýr. 07. 02. 1923, Balýkesir • Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm’dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayýlamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiþtir. Fakat Peygamberimiz vasýtasýyla en son dini ve uygarlýk gerçekleri verdikten sonra artýk insanlýkla aracý kullanarak temasta bulunmaða gerek görmemiþtir. 01.11.1922, TBMM. • Peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenabý hak tarafýndan insanlara dini hakikatleri tebliðe memur ve resul olmuþtur. 07.02.1923, Balýkesir’de Halka Konuþma. • O, Allah’ýn birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adýn silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926) • Ölüm doðanýn en doðal bir yasasýdýr. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hâzin tecelliler arz eder. 27.01.1923, Ýzmir’de Karþýyaka’da Annesinin Mezarýnda. • Efendiler, Panislâmizmi ben þöyle anlýyorum: Bizim milletimiz ve onu temsil eden hükümetimiz tabii olarak dünya yüzünde mevcut bütün dindaþlarýmýzýn mesut ve müreffeh olmasýný isteriz. Dindaþlarýmýzýn deðiþik çevrelerde vücuda getirmiþ olduklarý toplumlarýn baðýmsýz olarak yaþamalarýný isteriz. Bununla yüksek bir zevk ve mutluluk duyarýz. Bütün Müslümanlarýn, Ýslam dünyasýnýn refah ve mutluluðu kendi refah ve mutluluðumuz gibi kýymetlidir! Ve bununla çok ilgiliyiz. Ve bütün onlarýn dahi ayný þekilde bizim mutluluðumuzla ilgili olduklarýna þahidiz. Ve bu her gün meydandadýr. Fakat Efendiler ! Bu toplumlarýn büyük bir imparatorluk halinde bir noktadan sevk ve idaresini düþünmek istiyorsak bu bir hayaldir ! Ýlme, mantýða, fenne aykýrý bir þeydir! 01.12.1921, TBMM. • Panislamizm, panturanizm siyasetinin baþarý kazandýðýna ve dünyayý uygulama alaný yapabildiðine tarihte rastlanmamaktadýr. Irk farký gözetmeksizin bütün insanlýðý kapsayan cihangirane devlet oluþturulmasý hýrslarýnýn sonuçlarý da, tarihte kaydedilmiþtir. Ýstilacý olmak hevesleri, konumuzun dýþýndadýr. Ýnsanlara her türlü özel duygularýný ve baðlantýlarýný unutturup onlarý, kardeþlik ve tam eþitlik çerçevesinde birleþtirerek, insancý bir devlet kurmak teorisi de, kendine özgü koþullara sahiptir. 15/20.10.1927, Nutuk – Söylev, c. II. s. 587. • Laiklik, yalnýz din ve dünya iþlerinin ayrýlmasý demek deðildir. Bütün yurttaþlarýn vicdan, tapýnma ve din özgürlüðü de demektir. (1930) • Laiklik, asla dinsizlik olmadýðý gibi, sahte dindarlýk ve büyücülükle mücadele kapýsýný açtýðý için, gerçek dindarlýðýn geliþmesi olanaðýný saðlamýþtýr. (1930) • Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüþüne dayalý olduðu hiçbir zaman unutulmamalý ve bu gerçek gözden kaçmamalýdýr. Zira Türk halký teokratik yönetimden çok acý çekmiþtir. Geri kalýþýnýn nedenleri arasýnda bunun önemli bir yeri vardýr. (1930, Kýrklareli) (U. Kocatürk, Doðumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalý Atatürk Günlüðü, Atatürk Araþtýrma Merkezi, s. 437) • Masum halka beþ vakit namazdan baþka geceleri de fazla namaz kýlmayý vaaz etmek ve öðütlemek, belki ömründe hiç namaz kýlmamýþ olan bir politikacý tarafýndan vaki olursa, bu hareketin hedefi anlaþýlmaz olur mu?15/20.10.1927, Nutuk. • Ahcam bir fesat ve hainlik ocaðý bulunan memlekette nifak tohumlarý ve uyuþmazlýk saçan, hýristiyan hem þehrilerimizin huzur ve refahý için de uðursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artýk topraklarýmýz üzerinde býrakamayýz. Bu tehlikeli teþkilâtý memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? 25.12.1922,Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Verilen Beyanat.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |