Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Vereceğim cevaba umarım kızmazsınız: İnternet fenomeni nasıl olunacağını ben bilmiyorum. Ben size internet fenomeni nasıl olunacağını anlatmak için bu yazıyı yazmıyorum. Size soruyorum, bu konuda sizden yardım istiyorum. Önce fenomen nedir, kısaca onu açıklayalım. Kavramların anlamını bilmeden yapılacak yazışma ve konuşmalar bizi sağlıklı sonuçlara götürmez. Fenomen Felsefede somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne demektir. Bir nesne, olay ya da sürecin nesnel gerçekliğini vurgulayan bir ifadedir. Gündelik yaşamda biraz daha farkılı bir anlamı var: Hayranlık uyandıracak kadar dikkat çekici olan şey veya kişi. Halk arasında kullanıma bir örnek olarak "İnternet fenomeni" 'ni verebiliriz. Bu ifadeye göre internette herkes tarafından takip edilen, hayranlık uyandıran ve meşhur olan kişi bir internet fenomenidr. Pekiyi ben, bir internet fenomeni miyim? Bu sorunun cevabını vermeden önce kendimle ilgili internette neler yaptığımı anlatayım. Lütfen bunları bir övünme olarak değerlendirmeyiniz. Amacım kendimi methetmek değil bir gerçeğe parmak basmaya çalışmaktır. Ben emekli bir Felsefe öğretmeniyim. Emekli olduktan sonra internet ortamına girdim. Yaklaşık sekiz senedir de içindeyim. Bu konuda oldukça acemiyim. Mesela burada kullandığım fotoğrafın üzerindeki yazıyı yazmayı bile beceremediğimden Facebook'taki arkadaşlarımdan yardım aldım. Benim yazılmış 12 tane kitabım var. Bunlardan 6 tanesi basıldı ve tamamı tükendi. Geriye kalan 6 tanesi de basılmayı bekliyor; ama mevcut şartlarda bu imkansız gibi görünüyor. Neden mi? Oldukça uzun bir konu iyisi mi hiç girmeyelim! Kitaplarımın tamamı çeşitli sitelere eklendi ve yayımlanıyor. Yani hepsini internet ortamında okuma imkanı var. Adımı Google ya da Yandex arama motorlarına yazınca on binlerce sayfa açılıyor. Ayrıca şimdiye kadar 16 milyondan fazla ziyaretçi almış olan fikiryolu.net sitesinin de kurucusu ve sahibiyim. Ondan fazla siteye yazılarımı ekliyorum. İnternet ortamında dolaşan 750 ila 1000 arası yazım var. Benim paylaşımlarımın sitelerdeki toplam okunma sayısı(isterseniz buna tıklama da diyebilirsiniz) şöyle: Milliyetblog: 564.591 Edebiyatdefteri: 314.103 İzedebiyat 643.360 Fikiryolu 453.848 Edebiyatevi: 325.000(Tahmini) Edebiyatvesanat 10.000(Tahmini) Özgürroman 120.000(Tahmini) Edebiyatvakti 100.000(Tahmini) Diğerleri 50.000(Tahmini) Özetle diyebiliriz ki; benim paylaşımlarım internet ortamında 2-3 milyon defa okunmuş ya da tıklanmıştır. Sadede gelirsek: Takdim ettiğim bu sayısal verilerden sonra insanlara “Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir, tanıyor musunuz?” diye sorsanız alacağınız birkaç cevap sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Yani kim bilir, kim tanır Ömer Faruk Hüsmüllü'yü... O nedenle ben bir İNTERNET FENOMENİ DEĞİLİM! Nasıl olunacağını da bilmiyorum, biliyorsanız lütfen siz bir yol gösterin!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |