..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Ahmet Zeytinci




1 Nisan 2018
Şakadan Hoşlanan da Var Hoşlanmayan da  
Ahmet Zeytinci
Bu gün 1 Nisan herkes herkese şaka yapma derdinde olsa da siz biraz ciddi olun yine de... Roma İmparatoru Sezar M.Ö 46 Yılında takvimin başlangıcını ocak ayı olarak ilan etti ise bile Avrupa’da 16. Yüzyılın ortalarına kadar bahar aylarının başlangıcı 25 Mart günü, senenin başladığı kabul edilirdi. Sezar’dan çok seneler sonra 1564 Yılında o zaman ki Fransa Kralı o gün ki takvimi değiştirerek yılın başlangıcını 1 Ocak gününe almıştır.


:HBJ:

Bu gün 1 Nisan herkes herkese şaka yapma derdinde olsa da siz biraz ciddi olun yine de... Roma İmparatoru Sezar M.Ö 46 Yılında takvimin başlangıcını ocak ayı olarak ilan etti ise bile Avrupa’da 16. Yüzyılın ortalarına kadar bahar aylarının başlangıcı 25 Mart günü, senenin başladığı kabul edilirdi. Sezar’dan çok seneler sonra 1564 Yılında o zaman ki Fransa Kralı o gün ki takvimi değiştirerek yılın başlangıcını 1 Ocak gününe almıştır. Tabi o günkü haberleşmenin yetersizliğinden bir çok kişinin bunu hemen duyma imkanı olmamıştır. Bazıları ise bu kararı protesto etmek amacıyla eski yılın başlangıcını yeni sene kabul etmişlerdir. ’Bu çerçevede 1 Nisan’da partiler düzenlemeye, birbirlerine hediyeler vermeye devam etmişlerdir. Yeni takvimden haberdar olup onu kabul edip uygulayan diğerleri ise bunları ‘1 Nisan aptalları’ olarak nitelendirip bu güne ‘Bütün Aptalların Günü’ adını koymuşlardır. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler vermişler, yapılmayacak partilere davet etmişler, gerçek olması mümkün olmayan haberler üreterek yaymışlardır.’ Fransız kökenli bu geleneğin İngiltere’ye ulaşması yaklaşık iki yüzyıl sürmüştür. Oradan da Amerika’ya ve bütün dünyaya yayılmıştır.


Dünya çalkantılar içinde. Bir taraftan savaşlar, bir taraftan açlık ile yoksulluk ile boğuşan Kara Kıta Afrika... Emperyalistlerin söz dinlemez laf dinlemez tavırları ve yoksul ülkelerin zenginliklerini sömürmek için yaptıkları haince ve vahşice saldırılar, bizleri daha dikkatli ve daha duyarlı olmaya sevk etmeli... Sömürgeciler girdikleri ülkelere, barış, özgürlük, mutluluk getireceğiz diye girip, çalmadıkları, iç etmedikleri bir şey bırakmadıkları gibi, bir sürü masum insanın da kanına girmektedirler. Bütün bunları şaka olsun diye de yapmıyorlar sanırım bu sömürgeciler.


Şakadan hoşlanan da vardır hoşlanmayan da... Şu gergin ortamda herkes diken üstünde, bir de bu ecnebilerin icat ettiği kamera şakaları var ki bazılarına gülsek de bazıları da hakikaten çok ağır ve insanı incitici olabiliyor. Bizlerde de epey zamandır kamera şakaları, telefon şakaları yapılıyor insanlara. Gülmek, eğlenmek tabi ki güzel yerine göre, ama ipin ucunu da fazla kaçırmamak, insanları da çok fazla üzmemek lazım.


Tarihimize mal olmuş şakacı tiplerimiz var hepiniz bilirsiniz. İncili Çavuş, Bekri Mustafa, Temel ile Dursun, Nasrettin Hoca, Hacivat ile Karagöz... Hadi bir de Nasrettin Hoca’dan bir küçük fıkra sıkıştıralım araya...


ŞAKADAN HİÇ HOŞLANMAM

Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.

Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:
- bana sen mi vurdun? demiş adama.
Adam: - Ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca: - Şakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş
Adam: - Ciddi vurdum napacan?!
Hoca: - Aman aman, öyle olsun... Çünkü şakadan hiç hoşlanmam da ...
Tabi işin bir de Müslümanları üzen tarihi, gerçek bir boyutu da var, bunu da göz ardı etmemek lazım gelir asla...

Müslümanlara göre 1 Nisan şakasının tarihi


’15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.

En sonunda 31 Mart gecesi Kalenin önüne giderek bir elinde Kur’an bir elinde İncil ‘Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım’ der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.

Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir. Bunun üzerine Müslümanlar ‘Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz’ dediklerinde Haçlı ordusu komutanı ‘Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur’ diye cevap verir ve bütün Müslümanlar orada şehit edilir.

İşte o gün bugündür 1 Nisan Hristiyanlar arasında ‘Hile Günü’ olarak kutlanmaktadır.

Sonuç olarak 1 Nisanın önemi kültürlere göre değişmektedir. Hristiyan aleminin çoğunda ‘Şaka Günü’ olarak bilinen 1 Nisan, Müslümanlar tarafından ‘Hile Günü’ olarak kabul edilmiştir.’

SOLAKLAR İÇİN HAMBURGER

1998 yılında Science and Reason adlı derginin Nisan sayısında Alabama eyaletinde "3.14" olan "pi" sayısının değerinin yapılacak oylama ile yuvarlanarak "3.0" olacağı duyuruldu. Bunun üzerine yüzlerce telefonla halk bu kararı protesto etti. Sonunda ikinci bir sayı yayınlanarak orijinal makaleye yer verildi, bu evrim teorisiyle ilgili Mark Boslough adlı bir fizikçinin yazısıydı.

Yine 1998’de Burger King USA Today’e verdiği bir sayfalık ilanda solaklar için özel olarak hazırlanmış "whopper" menüsünü sunacaklarını açıkladı. İlana göre, ülkedeki 32 milyon solak için hazırlanmış bu menüdeki hamburger solakların rahatça yemesi için 180 derece dönüyordu. Ertesi günü Burger King, solaklar için hamburgerin şaka olduğunu duyurdu. Ancak günlerce müşteriler gelerek bu menüden istedi, hatta bazıları sağ elliler için olanının üretilmesini talep etti.


"FETHULLAH DOĞRUSÖYLEMEZ" İŞBAŞINDA..."


Tüm dünyanın "şaka günü" ilan ettiği 1 Nisan’da Türkler de boş durmuyor.
Geçen yıllarda, Türk insanının engin hoşgörüsüne sığınan şakacılar da işbaşındaydı... Samsun’un Havza ilçesinde, kendisini "Fethullah Doğrusöylemez" olarak tanıtan bir kişi, yerel radyonun canlı yayınına bağlanarak, "Kunduz ormanlarından yüzlerce fil size doğru geliyor. Çok iriler ve önüne gelen her şeyi ezip geçiyorlar" dedi. Radyonun DJ’yi olayın şaka olduğunu anladı, ancak yaklaşık 20 kişi panik içinde radyoyu telefonla arayarak bilgi almaya çalıştı. Kısa süre sonra aynı kişi yeniden radyoyu arayarak, "Size 1 Nisan şakası yaptım" dedi.


Erzurum’da yayınlanan haftalık "Palandöken" gazetesi de vali ve büyük şehir belediye başkanının hükumete tepki için istifa ettiklerini manşetten verdi. Haberin devamının verildiği iç sayfada ise yöneticilerin hoşgörüsüne sığınılarak Nisan 1 şakası yapıldığı açıklandı.


Trabzon’da yayınlanan bölgesel Kuzey Ekspres gazetesi, sürmanşetinde, "Fatih Tekke Fener’de" başlığıyla okuyucularına verdiği haberde, milli futbolcunun gelecek sezon için sarı-lacivertli takımla anlaştığını duyurdu. Gazete, son sayfasında ise 1 Nisan Şakası yaptığını ve haberin gerçeğini yansıtmadığını belirten bir yazı yayımladı.


Geçen yıl Devlet Tiyatroları sanatçıları "Karagöz" Mustafa Mutlu ile "Hacivat" Esat Tanrıverdi de vatandaşlara şaka yapmak için harekete geçti. Onlar vatandaşları şaşırtmak isterken bir genç kız "kolonya ister misiniz?" diye yanlarına yanaştı ve ikilinin ellerine zeytin yağını boca ederek, "1 Nisan şakasının" nasıl yapılacağını ikiliye gösterdi.


İşte böyle çok da abartmayın bu günü, şaka bir yere kadar tamam ama, yapacağınız şakalar kalp kırmasın, insanları incitmesin, alay konusu yapmasın onları, kişiliklerine kesinlikle zarar vermesin. Yani eşek hatta eşşeoğlu eşek şakası olmasın. Yoksa arkadaşlıklarınız, dostluklarınız güme gider benden söylemesi. Bu devirde de en zor bulunan şey sağlam bir dost, iyi bir arkadaş. Sonra mumla ararsınız arkadaşı da dostu da...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sizi de Beşikteyeken Kerttiler mi
Biyolojik Çöp Olmayın
Kıroloji Biliminin İncelikleri
Gerçekleri Tarih Yazar Tarihide
Sıkıyor ve Yoruyor Bu İnsanlar Bizi
Ey Türk Esnaf ve Zanaatkârı
Bu Devirde Ne Kaldı
Yapmayın İnsanı Yalnızlaştırmayın
Zahmetli İşler Bunlar
Bu Yazıda Dayak Yerleştirme Bulunmaktadır

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilgisayar Oyunlarının Gerçek Amacı
Ramazan Kolisi ve Volisi
Karalahana Çorbası Gururumuzdur
Kamera Şakası Şaklabanlıkları
Sosyal Medya Fenamenleri
Dünyada ki Bütün Karışıklıklar Emperyalizme Yarar
İnsanları Yazalım Biraz
Bekle Bizi Mars Sıra Sende
Sam Amcaya Popomla Gülüyorum
Nolcek Bu Fenerbahçenin Hali

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Papatyaya [Şiir]
Babam Eve Her Döndüğünde [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.