Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
Apsu (An) –Göktü. Tatlý su yöresi olan yer ve o yerdeki gruptu. Tiamat (Ki) Aþaðý yer olan tuzlu su ile bataklýk yöresinde oturan gruptu. Mummu; sentezdi. Sentez ürünüydü. Doðan melezlikti. Birleþmeyle melez iliðin doðumu olan ilkeydi. Bu hem yeri gökten ayýrmanýn mana diliydi. Hem kendi bölgesi dýþýnda olaný tanýma ve giriþme olmakla olay latan gelecek oluþtu. Bu sözcükler hem ittifaklý olaný, hem sosyal mantýðýn anlama þekli olmasý ile 1- Apzu ve Tiamat ya da An ve Ki’nin her biri bir grup temsilcili olan söylemdi. Yer, yön ve grup adý olan söylemdi. Ýttifakla yansýyan ve ittifakýn anlatým dili olan ilk söylemdi. 2- Bu sözcükler ilerleyen ittifak iliþkili zorunluluklarý nedenle; yeniden bir sýnýrlý anlam iliþkisine dönmekle ayrýntýlý (teferruat) durum iliþkilerine dönüþtü. 3- An sözcüðü bu yeni anlamýyla birçok olan beþ anlamdan sadece bir anlama dönüþtü. Yýldýzlý gök anlamýna söylendiði zaman eski beþ anlamýndan eser kalmamýþtý. Yer toprak, kara, tarým yapýlan otlak olan vs. biçimiyle yaþanan yer, yeryüzü gibi bir anlamla sýnýrlanma oldu. 4- Bu durum karþýsýnda bu sözcüklerin eski anlatýmlardaki grup tanýmý, ittifaklý oluþ tanýmý ortadan kalktý. Gök anlatýmlý ilk aktarýmlar içinde olan kavramalar þimdinin yýldýzlý göðü olan gökten sözcüðünden “grup”, “ittifak”, “ilah”, “temas” vs. tanýmýný çýkarmak akla bile gelmez. 5- Ama o eski anlatýmý veren cümleyi yeni anlamlý cümleyle söyleyiþ içinde o eski anlatýmlarý belirten zorlama anlam iliþkileri nedenle yeni anlam içindeki cümlede birçok karadelikler oluþtu. Bu kara delikler “Ýlkelin hayal gücü!” sanýldý. Yorumdan yoruma sokuldu. Mitolojik ve hayali denen bu kavramlar ister istemez kiþinin soyutlama gücünü de ortaya koydu. Yani diðer yandan da bu karadelikler mucizesi nedenle masal anlatma yetisi ortaya kondu. 6- Kolektif yapýnýn mana anlama ve anlatým dili ilk kolektif iliþkilere göreydi. Ýlk kolektif yapý, kimi kiþilerin özel mal mülk sahipliði olma kiþi mal sahipliði üzerinde paylaþýlan kolektif ilik oldu. Böyle olunca Apsu, An, Ki anlamlarý da kolektif anlamdan çýktý. Köleci sisteme göre olan anlamla da kullanýldý. Bu eski anlatým içinde olan sözcüklerin; yeni anlatým içinde olan söyleniþçe okunuþlarý nedenle, tümden perspektif kaymasýna uðramasý olacaktý. Zaten kendisi gök demek olan yeryüzü ilahý An, þimdinin yýldýzlý göðü demek olan “gök” sözcüðü çevirisiyle ilah gökyüzüne çýkacaktý. Gökten yere, yerden göðe oluþla yýldýz gezmelerine baþlayacaktý! 7- Kuþkusuz ki El mana anlayýþý da uzun süreçler sonrasýnda herkese mal mülk vermese de! Rab anlamýyla herkese acýyýp, merhamet eden; herkesi kulu kabul eden olmasýyla; ilah gibi kolektif olacaktý. El anlayýþý bu kolektif oluþu yanýnda, kimi kiþilere bol bol mal, mülk ve rýzk veren An, Apsu anlamýna da bürünecekti. Ýlah El mana anlayýþýna büründüðü gibi El de ilah anlayýþýna bürünecekti. Bunlarý birbirinden ayýrt etmek gerekecekti. 8- El bir yandan ilah kavramýyla savaþýp, kendisini ortaya koyacaktý. Ve kendisine göre de yeniden karþýtýný tanýmlayacaktý. Kendisi tanýmlama olan tanýmladýðýný kendisine göre tanýmlayacaktý. Bu kavramlardaki anlaþýlmazlýðý bir kat daha artacaktý. 9- Bu haliyle birçok ilahi anlam iþlevli olan, ilahtan; El manalý bir karþýlamanýn söylenmesi de olacaktý. 10- Ýttifaka göre ilah söylemi, baþta üreten ve bir totem mesleðiydi. Temasa geçen totem grup içindeki kiþiler diþi ve erkek olan kiþilerdi. Bu diþi ve erkek kiþiler kavramý týpký bölge kavramý gibi grubuna anlam olan kavramdý. Yani bir A totem grubunun kadýn ve erkeði B totem grubunun kadýn ve erkeðine hiçbir þekilde anlam (mana ) deðildi. Yani “Ve Adam kadýný bildi” deðildi. 11- Bir anlatýmla “ve Âdem havayý bildi” diyen anlatýmla Âdem olan grup, eðer Anu ise Anu da grup erkekleri olmakla erkektir. Anu hem erkek, hem de Ki grubu karþýsýnda tekildir. Eðer “ve Âdem, Hava’yý bildi” diyen grup Ki ise Ki erkek, karþý grup temsilcisi, ilah olan Anu; bu kes de diþidir. Yan Ýlahedir. Birbirini bilenler grup olmakla hem tekil hem çoðuldur. 12- Yani bir tane grup tüzel ligi olmakla tüzel tekildir. Tüzel oluþ grup kiþilerinden oluþan hükmü þahsiyet olmakla da çoðuldur. Burada dikkat etmemiz gereken bir þey de “ve Hava Âdem’i bildi” demediðine göre bu sözü söyleyenler grubun erkek ilahlarýdýr. 13- Ve bu söz bu nedenle erkek egemence köleci sistem içinde söylendi. Yazýya geçti. Köleci sistemde genellikle mal sahipliði erkeklerde olmakla bu sözü El söylemiþ gibi olmaktadýr. Erkek egemence El, ilahi dönemden kendisine gelen bu aktarýmý köleci sisteme göre söyleyip bu sözü kendi belirlemesi olmakla ifade eder. Bu söz son haliyle El tarafýndan söylenmektedir. 14- Bu týpký bir ön ittifakýn mummu üzerinde insan olmasý ile ittifak kendisini hep insan olmakla söyleyecektir. Karþýt ittifaký ilk zamanlar insan saymamasý ittifakýn insaný olmamalarýndandý. Ýle benzeþen anlamaydý. Kendisine insan diyen bir ittifakýn; karþýt ittifaký insan saymazdý. Çünkü insan denmeyenler kendi ittifakýndan aitlik deðildiler. Ýttifak kendi kiþi bileþenlerine insan diyordu. Bu söylem, zýtlaþan anlamlarla; yani insan ve insan olmayanla müsemma oluyordu. Anu veya Anunnaki olanlar Anu tekilliði ve Anunnaki çoðulluðu içinde olmayanlardý. Tiamat ve kingular biçiminde olmayanlarý ifade ediyordu. 15- Ýnsan olmama anlamý bir ittifak yapmayan ya da o yapý içinde o yapýya göre yetkinleþmemiþ olanlardý. Yetkinleþme olanla yetkinleþme olmayan arasýndaki anlamýn kýrýným veren manasý ve yetkin olanla yetkin olmayanýn karþýtlýk olma kavgasýydý. Ýþte böylesi anlatým ve anlaþýlma yanýnda bir zamanlar anlaþýlýr olanlar; köleci sistem içinde yeni anlamlarla anlaþýlmaz oldu. Mal sahibi olan efendiyle, maldan yoksun, iradesiz kölelerin ayný olmasýndan doðan yorum ve soyutlama güçlerini ortaya koyacaktý. Ýnsan kavramý adeta ortadan kalkacaktý. Söylenmeyecekti. Bir oligarþin zýtlýk olan Ýbrahimi millet olma, Nemrudi millet olma söylenecekti. 16- Kolektif olanla (genel yarar olanla), kolektif olmayan (özel yarar olan) arasýnda amorf yapýlý mana ve ifade anlayýþlarý biçimlenecekti. Süreç böyle böyle kimlik kazanacaktý. 17- Ýlah tanýmý (An-Ki tanýmlarý) baþlangýçta yeri; yönü, yaþam alanlarýný, grup mesleðini ve grubu söyleyen anlam ve söyleyiþti. Yer yerleþimli ve gök yerli tanýmlar gruplarý belirten anlamlardý. Her bir ittifaka göre ayný anlamla oluþan, Apsu ve Tiamattý. 18- Bir baþka ikili ittifaka göre Lahmu, laham ittifakýydý. Yine dýþtaki baþka bir ikili ittifaka göre “gök” olan “Anþar” ve “yer” olan Kiþardý. Veya “gök” olan “An” ve “yer” olan “Ea’ydý”. Böylece gök ve yer sözcükleri yeriyle, yönüyle, grubu ile grup mesleðiyle, zorunlu olarak birbirinden farklý taným ve anlamlar oluþmaydý. Ýlk ön ittifaklý sözcükler bir söz ile o söze iliþkin eylem ve düþünce olanlarýn birçoðunu o kelime ile eþletip, anlatmaydý. 19- Ýkili ittifaklar üçlü, dörtlü, onlu, yüzlü ve de çok daha büyük ittifaklar oldu. Bu tür dönüþmeleri içinde olan ittifaklarýn farklý anlamlý olan anlam giriþmeleri oluþtu. Bu giriþmelerden yansýyan kýrýnýmlar ortaya kondu. Bu kýrýnýmdan yansýyan deðiþim ve dönüþümlerine uðrayan sözcük ifadeleri ile sözcükler de bir mana evrimine uðrayacaklardý. Bakýnýz: pek çok anlatýmý olan bu ilahinin bir anlatým versiyonu ile “Birleþtiðinde tatlý ile acý Ne yeþeren ot ne suyu bulandýran sazlýk Tanrýlar isimsiz, kimliksiz, geleceksiz…” söylemli altý bin yýl öncesinin bu ittifaklarla var oluþu anlatan destan içinde belirtilen söylemler; ileri süreçli zaman içindeki sistemlerin kendilerine gelen hafýza aktarýmýyla, ne þekle dönüþtüðü sadece bir örnekti “O, iki denizi salmýþtýr; bu taze ve tatlýdýr, þu tuzlu ve acýdýr. Her ikisinin arasýna, karýþmalarýný engelleyen saðlam bir engel koymuþtur.” Bakýnýz biri Fýrat Dicle boyu olan, tatlý nehir suyu civarýnda yaþayan Akad grupla; diðeri bataklýk alaný, ekilebilir hale getiren Sümerlerdir. Sümerler tuzlu deniz suyu olan Basra körfezi civarýndadýr. Siz Enuma Eliþ’ten habersizsiniz. Geçmiþ uygarlýklarýn nasýl baþlayýp; nasýl süreçlerle geliþip; bu güne geldiklerinden habersizsiniz. Üstelik rýzký keyfi veren kaderleri yaratan El anlayýþý yüzünden de köleci olmayan süreçler aklýnýzda bile geçmiyordu. Düþünce ve anlatýmlarýnýz içinde olunan köleci sisteme aykýrý olamazdý bu da normaldi. Sadece içinde bulunduðunuz köleci sistemi açýklayan anlatýmlar doðrultusunda süreci açýklayýp belirte biliyorsunuz. Aktarým olanlarý hiç bilmediðiniz bir geçmiþ zamana göre anlatmakla deðil de Enuma Eliþ’i M.S ki yüz yýllar içinde tanýnan, bilinen köleci yeryüzü zamanýna göre anlatmak zorundaydýnýz. Bu anlatýmlar eski isimsiz olan, hayatlarýnda temas etmek nedir? Hiç bilmemiþ. Temasý ve nedenini duymamýþ. Bu özgün sürecin özgün olumsuzluklarýný ve olumlu yansýmalarýný gelenek etmemiþ süreçleri; isimsizle olan tarihi geçmiþi bilmemekle; bu nedenle aktarýmlar içindeki söylemlerden oluþan anlamsýzlýklarý durumu kurtarmakla uydurulan yorumlardý. Bu nedenle acý ve tatlý suyun her ikisini de, grup olarak; ilk temaslý gruplar ittifaký olarak bilip anlayamayýnca Milat sonrasý yýllarda bu aktarýmlardaki söylemleri açýklayabilmek için hayal güçleri harekete geçiyordu. Ýki deniz dil oluyordu, kýstak oluyordu, engel (berzah) oluyordu. Yasak oluyordu. Görünmez perde oluyordu. Hele de en uçuðu; tuzlu, tatlý sular yorumunu þuur-bilinç-beden sayanlar, hýzýný alamamakla bunlarý orijin benlik sayýyordu. Daha tanýmlamanýn hayvan diye belirtilmediði dönemde, kendisini hayvana göre tanýmlamanýn anlatýmý olmayan dönemde, “insani mana; tuzlu suyu kendisini hayvani hayvani beden sayan, “hicri mahcur” ile zýtlýk, düþmanlýk vs. saymakla bir yandan yorum yapan izah; cehalet karþýnda cehaleti bir hayranlýk olmakla birlikte; gerçek tarihi bilgi karþýsýnda bir akýl tutulmasý olmaktadýr. Ýsim veya adlarýn; geleceðinin (yani iletiþtin dil olarak tedavülde olmalarýnýn); henüz oluþmadýðý ön ittifak öncesinde (temas öncesinde) bahsedilmektedir. Köleci döneme hiç benzemeyen totemi döneme göre ve yine köleci döneme hiç benzemeyen ön ittifaký dönemleri betimleyen travma, çalkantýlý süreçlerin güçlü vurgularý vardý. Köleci dönemde bilinmezlikle söylenen bu aktarýmlar içinde dönemler giriþmesi ile yapýlan ittifak ve bunlara dayanakla bu süreçlerin güçlü vurgulu anlatýmlarý vardýr. Ýttifak kendisini ilk kes söylediði iki sözcükle tanýmlýyordu. Bitiþik zaman algýsýný isim ve mana ile anlam ederek, bitiþiklik algýsý içindekileri birbirinden ayýrýp, normal akýþlý süreci bu eksenlere göre gelecek ediyordu. Ýlk ittifaký yer ve gök olarak verdiði isimle tanýmlamaktadýrlar. Eþ deyiþle yer ve gök sözcükleri: bir oturulan yeri söylemektedir. Ýki bu yeri en belirgin coðrafya özelliklerinden biri olan bataklýkla, deniz ile akan tatlý nehir suyuyla sadece o civar olarak söylenmektedir. Üç, bu sözcükler bir grubu belirtir olmaktadýrlar. Dört bu sözcükler o grubu mesleði ile söylemekteler. Beþ; bu sözcükler bir grubu diðer gruba göre olan “yönle” eþlemekle; yer ve gök diye bu beþ durumu ayný sözcükle söylenmektedirler. Unutmayýn bunlar ilk temas eden algýlardýr. Yoksa Sümerlere göre gök topraklarda olup ta illa Akadlar gibi çoban olmayýp, çiftçi olan baþka gruplarda vardý. Gök grup; aþaðýdakileri acý su olan körfezin deniz suyu ile bataklýk alanla, gördükleri iþle eþleþen sözcük olan “yer” adý ile tanýmlamaktadýrlar. Yerdekiler de yukarý toprakta olan grubu, tatlý su civarýndaki hayvanlarýn efendisi olan çobanlar olmakla gök adý ile tanýmlý temas eden birleþmeler olarak tanýmlýyorlardý. Bu bir travmadýr. Bu bir dirençtir. Bu bir bileþme ve sentez. Bu bir büyüme. Bu bir gruplarýn, grup mesleði giriþmesi olmakla; gruplar arasý “farklý kullaným alaný” yeteneði olmakla; gruplar sentezli durum; gruplar üzerinde özgürleþmeydi. Bu giriþme bitiþik algýlý süre boyutu, “gök ve yer topraklar diye yukarý topraklarý “gök” ve aþaðý topraklarý “yer” diye “birbirinden ayýrýp” süreci akýþlý ve “gelecek” etmekti. Bu birleþme yaklaþýk 4000 sene sonraki bir anlatýmda “iki denize dönüþmekle” kalmamýþ; Enuma Eliþin anlatýmýndaki “tatlý suya” sadýk kalýnmýþ olmakla tatlý olmayan deniz suyu, iki deniz kavramýyla zoraki bir anlamsýz yorumla tatlý deniz suyu yapýlmýþ. Bu anlamsýz yorumlar deniz olmayan golfistrim akýmlarýndan tutun da; günümüze yakýn dönemle belirtilen çok yoðun Akdeniz suyu ile ona göre biraz daha az tuzlu olan Atlantik suyunun deriþim farkýndan oluþan; þekerli su üzerine yavaþ yavaþ eklenen dem çayýn birbirine karýþmamasý gibi durumlarla acý ve tatlý suyun izahýna çalýþýlmýþtýr. Þunu da vurgulamadan geçmeyeyim. Enuma Eliþ’ten bir parça olan yukarýdaki ilahi de geçen “Tanrýlar isimsiz, kimliksiz, geleceksiz…” söylemindeki Tanrý kavramý bana göre ki öyle; tamamen bir çeviri hatasý olup çevirenin ön yargýsý olan bilme ile yapýlan çeviridir. Groteski süreçlerden beri oluþan animizme mana anlayýþýný, totemi manayý, ilahý manayý hatta El olan manayý Tanrý sayma, dini anlayýþ sanma yanýlgýsýdýr. Dördüncü bölümde belirtiðim gibi bu süreçlerde henüz Tanrý kavramý hiç yoktur. Hele mal sahipliði nedenle hýrsýzlýk darp, ahlaksýzlýk vs. olmadýðýndan ölünce dirilme, hesaba çekilme, mahþeri ilik duyuþu hiç yoktur.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |