Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Yürek dedim ya hani hepimizde olan. Elbetteki yılın bir günü değil bizim bu yaramız. Ne zaman Derman sendedir desek mesela yüreğimizde koca bir hasret birikir , koca bir hasret birikince içimizde Çimenler yeşerir bozkırlarda ve bozkırlar da çimenler yeşersin diye akarsular çağlar ve akarsular çağlayınca bir şair kalemini çıkarır iki satır yazar insanlık üzerine ve yürekler tutuşur köze döner ve bitmez yaramız yılın her günü her saati yani yaşadığımız her gün eksik yaşarız. Koskoca pir Sultan Abdal’a kıyan Sivas bizi bizden bir kere daha alıp götürmüş savurmuştur acının ateşine. Ve biz yana yana köze dönenlerle yaşamışızdır 25 koca yıldır. Yaşadık 25 koca yıl acılara tutunarak yana yana ve bu yirmi beşinci yılda yüreğimin közüne bir el değdi , aslında güle yel değdi güle değen yel uca çıkan koca tanrıların ayakları altında çimenleri ezdi geçti. Aslında ezilen , yıkılan , yakılan ve kırılan yüz yıllardır bu topraklarda halktan yana olup sömürüye baş kaldıranlar olmuştu. Gün geldi ve o gün dermanın sömürenlerden arandığı bir düzenin içine atıldı sömürülenler. Pir Sultan’dan , Dadaloğluna, Börklüceye, Babaishaktan bugüne uzanan bu direniş köprüsü işte Sivas katliamının yimibeşinci yılında dinamitlendi. Nasıl mı? Neden Sivas? Neden yapıldı bu katliam? Cumhuriyet’in temelimin atıldığı yerdi ve Cumhuriyet nasıl burada kuruldu ise burada yıkılacaktı. Ve Cumhuriyetin yapı taşı olan Aleviler Bektaşiler hedefte idi. Kim vardı bu oyunun arkasında bu Kara Mollaları kim salmıştı bu güzel yürekli insanların üzerine? Ebetteki emperyalistler ve onların iş birlikçi uşakları… Bir senaryo yazdılar Camilerde benzin bidonları gibi insanları doldurup saldılar mazlumun üzerine… Sonuç…. KATLİAM!...... kınayan kınayana… O dönem çocuktum ben ne olduğunu tam anlamamıştım bile sonra O zamanın gerçekten emek değerini önde tutan Evrensel gazetesinde okudum Sivası hasreti…. Sonra sonra Nesimi Çimen’i Metin abimiz ve diğerleri… Akarsu abimizi daha doyamadan kaybetmenin acısı çok uzun süre çıkmadı benim içimden. Ama ne oldu …. Tartışmalar, Belgeseller, o dönemin Sivas valisinin işini layığı ile yapamaması ve güvenlik açığı ve neler neler… hepsini okuduk öğrendik gördük… hatta o zamanın Sivas belediye başkanının olayların baş aktörü olduğu yazıldı çizildi . Sövdük kimi zaman kimi zaman ise lanetledik ve hep Cumhuriyet yıkıcılarının Atatürk düşmanlarının bir oyunu olarak kazındı beynimize bu katliam…. Sorumlular arandı bulunamadı çünkü gerçek sorumlu emperyalizm idi. Davalar zamana karşı direnemedi… ve sonuç unutMADIMAKlımda…. Ben unutmadım sizi bilmem… her gün yaşadım Hasret’le , Nesimi’nin koca tanrısını dinleye dinleye ve Akarsu gibi gün görmeye bekleye bekleye… Metin abime haksızlık ettim çoğu zaman şiirlerle aramın bozukluğundan dolayı ama yaşadım bu acıyı. Bir şey yapamamanın ezikliği ile çoğu zaman kızdım kendime. Kızsam da bir şey değişmedi hani… Herkes kızdı kahroldu ve unutmadı.. aslında unutmadım derken bile unuttu….. neden mi? İşte şimdi kulaklarım çınlamaya başlayacak siz bu satırları okurken…bu neden size ağır gelecek çünkü. Ve maalesef birçoğunuz siyasi holiganlık yaparak yine benim siyasi düşüncemi sorgulayacaksınız. Ama yine belirtiyorum siyasetten uzak yüreğimin yangınını yazıyorum…. Daha bir hafta önce maalesef unutmadımaklımda diyen çoğu güzel yürekli insan bu yangına kibrit çakan bir mollaya destek oldu. Ve daha bir ay önce Atatürk’ün partisi Cumhuriyet yıkıcıları ve Atatürk düşmanları ile kol kola girdi. Mazlumlar maalesef emperyalizmden daha kötü bir seçeneği önlerine sunan bir ittifak için birlik oldu. Sivas Katliamının asıl sorumlusu olan emperyalizm bir defa daha galip geldi. Umutmadıkaklımızdaydı ama.. işte amasını sorgulayalım isterseniz… orada yana 35 can KAHROLSUN EMPERYALİZM diyenlerdi. Mustafa Kemal sevdalısı insanlardı. Maalesef emperyalizm kahrolmadı kazandı ve bir kez daha Atatürk’ün partisi kaybetmeye mahkum bırakıldı. Çünkü yananlarda biliyordu yakanlar da çok iyi biliyor. Bu topraklarda kurtuluş savaşı pazarlıklar ile değil TAM BAĞIMSIZLIK ideolojisiyle misak-ı Milli sevdası ile VATAN DİYE DİYE BAYRAK DİYE DİYE KAZANILDI!.... Şimdi ise ne yazık ki yine emperyalizm devrede ve bakın kimler VATAN diyor BAYRAK diyor ve kimler kazanıyor…. Sonuç unuttuk biz ATATÜRK’Ü UNUTTUK BİZ ÇANAKKALE’Yİ UNUTTUK BİZ BAYRAĞI BİZ VATAN’I BİZ MİSAK-I MİLLİYİ UNUTTUK VE BİZ NE KADAR UNUTMADIK AKLIMDA DESEKTE KARAMOLLA’LARI DESTEKLEMEK ZORUNDA KALARAK SİVASI UNUTTTUK…. Yanalım buyrun… Gün tutuşur canım gece tutuşur…. Tutuşalım… Koca Nesimi’yi, Hasret’i , Muhlis Akarsu’yu yürek ferahlılığı ile dinleyebilecekseniz sözüm yok. AMA UNUTTUNUZ!...... UNUTTUNUZ!..... GERÇEK DÜŞMANI EMPERYALİZM’İ DE UNUTTUNUZ!..... YANİ ZAMAN AŞIMINA DAVALAR DEĞİL HAFIZALARIMIZDA UĞRADI….. Hadi şimdi kızın bağırın, çağırın siyasi ideolojime de atıfta bulunun… bu günüde siyasete alet ettiğimi söyleyin durmayın…. Tüm bunlara hazırlıklıyım ama her şeyden önce siz kendinizle ve yüreğinizdeki yangınla yüzleşmeye hazır mısınız? Sivas bu yıl daha gür yanıyor FARKINDAMISINIZ?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © HAMZA EKİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |