Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
Kiþisi sahiplik teorik olarak (belirimsiz olarak) olabilirse de ne doðada saðlama hareketinin içinde vardýr. Ne de üretim hareketinin içinde olabilecekle doðal ve zorunlu deðildir. Kolektif oluþ süreci baþlayýp geliþtikten sonra ancak özel sahiplik olasýdýr. Aksi halde baþta olan özel sahiplik, ne sosyal olmayý baþlatabilir. Ne kolektif oluþu baþlatabilirdi. Yani baþta olan bir özel sahiplik inþacý oluþ ta deðildir. El iþte bu zorunlu olmayanla meþru olmak istiyordu. Olana göre olmayaný zorunlu gibi söylüyordu. Zorunluluðu gerçek bir inþacý temele oturtamadýðý için abrakadabra ile El gibi bir mana anlayýþýna kendisini söyletiyordu. Eðer siz inþacý olana göre, olmayaný meþru gibi söyler ve tartýþmaya baþlarsanýz; tartýþmanýn baþladýðý o anda sizde bir algý oluþur. Ýlahi adalet olan meþruiyet tartýþmasý içinde söylediðiniz kadar olmayanla ilahi meþruiyet giderek silikleþir. Belirsiz olan belirmeye baþladýkça belirli olan belirsizleþmeye baþlar. Yarý dolu yarý boþ bardaðý boþ tarafýyla konuþursunuz. Gerçekte yarýsý dolu yarýsý boþ bardaðý siz yarýsýný dolu görseniz bile tüm zihni söylemleriniz bardaðýn boþ oluþuna göre dolu olan kýsmý karartýr. Söylemin etkisi çoklukla söyleyeni ve dinleyeni bakar kör haline getirir. Artýk tüm söylem bardaðýn boþ oluþ konturlarý üzerine oturmakla söylenir. Yani El gibi bir rýzk veren; kaderleri takdir eden El’in, kendi keyfine göre kendi mülkünü dilediðine verip; dilediðine vermeyen bir söylem içinde olunan ilahi dönemin gerçekliðini yok hükmüne geriletir. Böylesi bir mülk sahibini siz söyleyip karþý tarafla tartýþtýkça, söylediðinizin doðruluðuna karþý tarafýn inanýp inanmayacaðýný býrakýn, uydurduðunuza baþta siz inanýrsýnýz. Çarmýhtaki Ýsa’yý hatýrlayýn. El’e göklerin saltanatý elinde olan “baba” diyordu. Baba göðün saltanatýný açacak insanlýk kötülükten kurtulacaktý. Ýsa Ýnsanlarý göklerin saltanatýndan yana olmanýn kurtuluþuna çaðýrýyordu. Bu kapsamdaki “Baba” söylemine söyleye söyleye kendisini o kadar inandýrmýþtý ki” Baba benimle” diyordu. “Baba benimle” dediði bu anda paganlýðý aþaðýlamaktan ve panteon müsamahasýna karþý hoþ görüþüz olup; paganlýðý yok sayan dinsizlikten yakalanmýþtý. Kendi üzerine kendi etkisinin altýndaydý. Vahþice davranýlmýþtý. Çarmýhtaydý. Tahammül edilmez acýlarla kývranýyordu. Kan çiviler çakýlý bedenden boþalýyorken bile Ýsa (yavaþ yavaþ ölüyorken Ýsa), durumunu görmezden geliþle; "Baba, baba beni niye terk ettin" diyebildi ancak mýrýldanýrken. Malik El Mülk (mülkün sahibi olan El'dir) dediðiniz zaman, kolektif mülk sahipliði silinir. Üreten iliþki içinde silikleþen "çalýþmayan yemez" demek yerine "herkes rýzkýný yer" benimsemesini tartýþýrsýnýz. "Þüphesiz ki rýzký da veren El'dir" dediðiniz an üretim ve üretim iliþkisi zaten verili olan bir rýzk durumu olmakla kolektif bilinç olmaktan çýkar, çýkan yerine El'in bilgisi ve El'in meþruiyeti oluþur. Meþruiyet oluþ giderek "El'in bilgisi" söylemi "El dilemedikçe ve El'in haberi olmadýkça yaprak bile kýpýrdamaz” demeye dönüþür. Artýk siz gönül rahatlýðý içinde bütün bildiklerinizi unutabilirsiniz? Ýlk ve son söz "El'in sözü" olunca, inþanýn baþýna bu söz konunca ortada ne tarihi hafýza kalýr. Ne tarihi bilinç kalýr. Ne sorgulama ne düþünce kalýr. Kalmayanlardan boþalan tarihi oyuk alanlý çekim hareketi içine de El'e göre anlatýlan hikayeler doldurulur. Ýllüzyon eden, kiþileri vaadi ile büyüleyen El manalý bu anlatýma göre "Ýnsan niçin köleydi? Babil kaynaklarýna göre Ut-Napiþtim, Sümer’e göre de Þuruppaklý Ziusudra olan anlatým dilinin Yehova mantýklý hikâye içinde söylenen Nuh’tu. Ýsa’dan önce 6. Yüz yýlda Ýsrail Oligarþisi Yehova Ýle olan Ahdini unutmuþtu. Ahde uymamanýn öcünü alan Yehova’nýn merhametsiz uzuv eli olan Asur, Ýsrail oligarþisini daðýtmýþtý, Ýsrail’i Asur’a esir etmiþ, Asur’a sürgüne göndermiþti. Babil kitaplýðýnda sürgün yýllarýný yaþayan Ýsrailli din adamlarý olan Yehova hahamlarý Babil kitaplýðýndaki bu tarihi hafýzanýn ilk kaynaklarýna ulaþýrlar. Asur’u yenen Pers kralý Yehova Andaçlarýnýn Babil’de sürgün yaþayan Ýsraillilerin kendi yurtlarýna dönmelerine izin verir. Ýþte sürgünde dönen Yehova Hahamlarý Yeni inþa içinde Yahuda bilinci oluþturmak için Utnapiþtim ve Ziusudra olaylarýnýn Nuh versiyonunu kendi atalarýna göre anlatýrlar. Nuh, köleci sürece geçen Mezopotamya insanlýk tarihi, Ýsraillin köleci tarihli oligarþi sürecine uyarlanmýþtý. Ýsrail geçmiþinde de yaþanan köleci travmasýný Ýsrail oligarþisine göre anlatan bir krallýk baþlangýç hikayesidir. Orijinal Tufan tapýnaklarda baþlýyordu. Tapýnaklar bilindiði gibi içinde "tanrý düþüncesi ve tanrý heykeli olmayan" totem bölgeler arasýndaki gruplar arasý ilk kutsal buluþmalara ev sahipliði yapan yerlerdi. Yani tapýnaklar gruplarýn ilk buluþma ve “ilk temas yerleri” olmakla üreten ve “ittifaklar” yapan kolektif “ittifaklarýn kült merkezleriydi”. Köleci döneme geçerken kolektif ittifakýn hafýzasý olan kült merkezleri yaptýklarý eski ahitler nedeniyle köleci sürece direnç gösteriyordu. Bu direnç, ilk yýkýlan yerler olmakla; kolektif tarihin hafýza iradesini oluþan kült merkezi tapýnaklardý (Arcalardý). Bu nedenle köleci sürece geçerken, Ýlahi adaletin köleci sürece dönmekten kaynaklý geçmiþ hafýzasýndan kopan travmalar yaþýyordu. Kült merkezlerinin varlýðý tarihi hafýzanýn kolektif geçmiþi olmakla, kült merkezleri geçmiþi abideyi timsal etmenin somut sembolüydü. Travmalar inþacý kolektif ittifaklý hafýzayý silmekle ortaya çýkýyordu. Nesnel inþa yerine öznel anlamalý inþa ortaya konmuþtu. Kelimenin tam anlamýyla silinen hafýzadan ötürü yaþanan travma dehþeti karþýsýnda tarihin böyle bir ikinci travmasý yoktur. Ýnþacý ve doðru gidiþle olan makas deðiþmiþti. Eksen ekinoks deðiþmesine uðramakla sarsýntýlar ya da depremler yaþýyordu. Tapýnaklarýn yýkýmý bu travma olan bilinçsizlikle bir þeye baþlayamamanýn depremleriyle oluþan tufanýn kendisiydi. Travmayý veren hafýza silme iþine ilk kez kült merkezi olan tapýnaklardan baþlanýyordu. Ki eski ittifakýn baþkentleri olan tarihi hafýza silinsin de yerine yeni El söylemli hikayelerden oluþan Nuh tufanlý hafýza konsundu. Burada tufandaki kaynayan kazanlar, tuzlu su, sonranýn dili içinde kayýk anlamýna gelen arca söyleminin tarihsel kökenine inmeyeceðim. Þimdi insanýn nasýl köle olduðunun cevabýný verelim. El’in “rýzký ben takdir ettim. Takdirde kiminize bol bol pay vardýr. Kiminize paydan hiç kýsmet yoktur” demiþti. Böyle demekle kýsmetsizleri kýsmeti olanlara köle eden kendisi deðilmiþ gibi kendindeki suçu bir baþka yere transfer edip sýçratýyordu. "Ýnsan niçin köleydi? Nuh gerçek bir haklý üretim hareketi hikayesi olmayanlarýn, silinen hafýza yerine öznel hikayeleri monte etmesiydi. Sam babasý olan Nuh'u sarhoþ durumda ve çýplak olarak görmüþtü. Baba Nuh sarhoþluktan ayýldýðýnda olup biteni duyunca Sam'a " sen ve senin zürriyetin kardeþlerine hizmetçi olsun" diye beddua eder. Ýþte köleler bu beddua nedenle Sam'ýn soyundan gelenlerdi! Artýk bu beddua etme iþi ne kadar aklýnýza yatarsa o kadar iman ve inanç sahibiydiniz. Vaat edilenlere o kadar çok yakýn duracaktýnýz. Bu hikâyede hiç üretim iliþkisi, üretim hareketi, kolektif emek, kolektif bilinç, ittifaklar kolektif sahipliði kaybeden yabancýlaþma vs. var mý? Bu hikâyede bu inþacýlarý bulmanýz olasý mý?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |