Aðlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Kutsallýk; kendi alaný içine baský ve basýnç yapan ve kendi alan içiyle, kendi kutsallýðýný oluþan bir etkileþme veya diyalektikti olan kolektif duyguydu. Alanýn içi kutsallýðý oluþuyordu. Kutsallýk ta alanýn içine eylem ve ritüel olarak diyalektikti yansýyordu. Kutsallýðý oluþan alanýn içi kolektif bir saðlatma ve saðlamalardý. Yani kolektif güçtü. Kolektif bilinçti. Kolektif bencillikti. Kolektif ortak akýldý. Kolektif tüze oluþtu. Kolektif yardýmlaþma ve iþ birliðiydi vs. Kutsallýk bunlarýn entegre bileþke aðýrlýðý olmakla kutsallýk bunlarýn ortak duyuþ ve duyum belirimleriyle biçimleniyordu. Kutsallýk totem alan içinde ritüeli olan tavýr tutum organizasyonlarýdýr. Ritüeller, edimler, yinelenebilir çevrimlerden oluþan tutumlardýr. Bu tutumlar kolektf oldukça totem alaný sembolize eden noktaya yönelen bir eylemlerdir (aktlardýr). Akt; zekâ, benlik bilinci ve iradeyi kapsayan bir sözcüktür. Tekil kiþi tutumu olan eylemlerse, bu nokta alan yer kadar bu yerin çevresi olan totem alanýn her yeriyle bu duyuþu algý eder. Kutsallýk bu alan yönlü tutumlarý dýþta kiþilerle, içte duygu sal katýlýmla saygýlýmaydý. Kutsallýk saygý lamayý unutulmaz bir hafýza olaraktan sembolize eden seremonilerdi. Kutsallýk, içsel aktlarla kolektif katýlýmý veren düzenlemeyle, kolektif baðýntý ve yasayý; öz yineli süreç çevrimi yapmanýn duygu seliydi. Yani kutsallýk birliðin, birleþmenin katýlýmýna olan aktýn duygu seldi. Öz yineli çevrimin ortaya koyduðu duygunun önemi aktlarý çevrimin baþýna ve içine koymakla atýf edilen bu önem, kutsallýk çevrimine yeni bir ruh katýyordu. Böylece kutsallýk kendisiyle, kendi öncesini. Kendisi ile kendi sonrasýný anlam ve önem eden bir kesikli sürekli mana etmenin anlam anlamasýydý. Yani kutsallýk, kendisine baðýntý olan geçmiþine; þimdisine ve geleceðine duyulan sevgi sel oluþun ruh haliydi. Bu ruh hali içinde bir tür sinerjin katký edinmeydi. Ayný zamanda da kutsallýk, ortamýn canlý kanlý geçmiþiyle, geleceðiyle öyle olamayaný; þimdisiyle böyle ritüeli kýlmanýn ruh belirimiyle olan edim haliydi. Bu tür tinsel süreçler de çevrimin (kutsal oluþun) kendisinden sonraya korunan, saklanan ve aktarýlan hafýzasý olmakla da kutsananýn kutsal oluþu vardý. Demek ki kutsal oluþ alan içi kolektif etkiyle gelenek olaný saklamaya, gelenek olaný korumaya gelenek olaný geleceðe aktarma yapmaya kýlýf olan bir zarftý. Zarf olandý. Modülasyon olan bir korumacýlýktý. Totem kutsallýðý, ilah kutsallýðý ve El kutsallýðý buydu. Kolektif eylemi ve kolektif eylemi oluþaný saygý lamaydý. El kutsallýðý bir farkla ve küçük ama çok büyük bir etki farklarýyla diðer iki kutsallýktan ayrýlýr olacaktý. El’in kutsallýðý El ile birlikte “din” kutsallýðýydý. Yani El’den sonraki hafýzanýn korunmasýydý. El öncesi süreç yerine El’in ortamý determine ettiðini söylediði (El kader olan) El iradesi kutsal olanýn yerine konmuþtu. Bu nedenle El kutsallýðý içinde olup bitenler ve tarih artýk El’in iradesi ile olup biten kaderlerle anlaþýlacaktý! Siz soluk almýyordunuz El aldýrýyordu! Siz yürümüyor, siz düþünmüyor El yürütüp El düþündürüyordu. Bir þeyi siz öyle istemiyordunuz El öyle istiyordu! Zengini fakiri ezmeyi ezilmeyi baþka türlü açýklayamazdýnýz deðil mi? Baþka türlü açýklama, aklý oluþurdu deðil mi? El’in iradesi de El’in mülk sahipliði ve El’in mülkünü keyfine göre daðýtýp daðýtmamasýyla belli olan bir muhtariyet olmakla bize deðiþmez bir yazgýydý! El kolektifin gücünü, kolektifin aklýný ve kolektifin sahipliðini aparmýþtý. Yani kutsanan saygýlama aslýnda baþlarda hayatýn kendisiydi. Çevrime edilen hayatýn kolektif baðýna olan saygýlama olmakla kolektif baðý ritüeli üzerinde yerine getirmekti. El manalý kutsallýk söylemiyle, kolektif bilinç ve gerçeklik, kolektif oluþtan alýnmýþtý. El kolektifinde üzerinde olmuþtu. Böylece El ne olduðu bilinmeyendi. Eylemli üretkenliði ve bir varlýðý olmayan bir iradeye olmuþtu. Kolektifin tüm özellikleri ona verilmiþti. El denen irade kiþi aðzýnda kiþisi vekaletlerle konuþuyordu! Hayatýn kendisi olan geçmiþteki ritüeli hafýzalarýn birisi de ittifaklardý. Ýttifaklar olumlu olmalarý kadar da Ýttifaklar yeni durumla kendi öncesine yani bir öncesi yaþam þekline kýyas oluyorlardý. Bir önceki yaþamýn yarýný az çok belli olmakla bilinen, alýþýlan, yaþam tarzýydý. Oysa ittifaklar ilk deneyim olmakla yarýný belirsizdi. Bu nedenle ittifak önceki geleneðe göre bir tepki oluþtu da. Bu nedenle ilk ittifaklarýn bunca olumlu olmasýna raðmen bir direnç ve bir travma oluþuyla karþýlanacaðý da bir gerçektir. Ön ittifaklar sosyal oluþun deðil, üreten düzenli akýþýn þartlarýný taþýyan yeni bir örgütlenmenin yeni bir organize tipiydi. Bu nedenle ilk ittifaklarýn içine geçiþler sosyal anlayýþla sertti. Ama üreten iliþkiler baðlamýyla sert deðil de yumuþak ve yavaþ geçiþler yapmakla özne aktlý insanlar bu süreç travmalarýna sesiz kalýyorlardý. Ýttifaký konfederasyon; yine bir kolektifi ilikti. Totem aitlik gibi, kimi totem aitliðin grupla yaþanmasý konfederasyon içinde bir muhtariyetti. Totem gruplu üreten iliþkiler patenti konfederasyon içinde de sürüyordu. Bunlar ve bunlar gibi pek çok totem gelenekler ittifaký ilah kutsallýðý içindeki süreçlerde de konfederatifti bir muhtariyetti. Bu nedenle akýþ yönünde olan travmalardan duyulan rahatsýzlýklar kolay aþýlabiliyordu. Oysa köleci ittifaklý travma ve tufanlar sosyal akýþ yönünde olmamak bir yana üreten akýþ yönünde de deðildi. El iradesi kolektif iradeli, ön ittifaklý kolektif bilinci, kaldýrmýþtý. Sürecin konfederasyon içinde konfederatif olan muhtariyeti salýnýmlarýný kaldýrmýþtý. Süreci mutlak bir irade içine sokmuþtu. Ezen ezilen veya zengin-fakir çatýþmasýný vermekle sosyo toplumsa tedirginlikleri baþlatmakla travmaydý. Ýlahi süreç içinde tartýþýlan El zihniyetinin kuvveden fiile dökülmesiyle sürecin köleci ittifaklý ahit içine geçiþi çok sert ve þiddetliydi. Monarþi dönemi hem bir inþa ve hem de bu sertliði parça olan durumlar üzerinde daha çabuk sindirmenin izole bir geçiþ evresi gibi de düþünülebilir. Þok geçiþleri olmakla neyin ne olduðu bilinemedi. Damaða sürülen bir parmak bal toz duman içinde olmanýn travma ve tufanýydý. Her þey sil baþtandý. Doðada meyve, ot, kök, böcek toplamaya gider gibi gittiði kolektif ortamlar, þimdi baþkasýnýn mülkü olup; baþkasýnýn irade ve izni olmadan ne çalýþmaya ne böcek veya meyve toplamaya ne ava gitmeyi istemesi olasý olmuyordu! El mantýklý söylem ve vaadin cazibe olan bencil çekimli söylemleri yanýnda pek çok belirsiz konumla duranlar þimdi El iradesiyle bir, bir belirmeler olup; olumsuz olarak kiþilerin üzerine yansýyordu. Ýttifaklar genelde sosyal travmalar olmakla ruhsal bir tahribattý. El’in köleci ittifaklý ahit inþasý sosyal travma olmaktan baþka bir de üreten iliþkiler nedenle ikinci bir katmerli travmaydý. Bu bakýmdan bu travmalar tufan söylemine benzerse de sel baskýný türü, tektonik olaylar gibi bir tufaný hiç içermezler. Birinci tufanlar totem yapýlý yalýtým ortamýn içinde çýkýþtý. Ýlk ittifaklarla totem ortamdan çýkmýþtý. Yüz yýllarca temas etmediði ve temaslarýnýn yasak olduðu yapýlarla þimdi temas etmenin ruhsal travmalarý oluþacaktý. Totem yapý kutsallýðý içinde çýkan her bir etnik gruplar, ilk kes ittifaklý olabilmek için iç cinsel iliþkinin yasaklanmasý gibi kýsmi bir totem aitlik bilincinin silinecekti ve yine hem totemi direncin kýrýlmasý için ve hem de bir grubun diðer grupla kendi canýndan kanýndan sayýlmasý için ikinci bir eylem daha yapýlacaktý. Karþý gruptan kiþilerin kurban edilip, karþý gruplarca yendiði “ruh geçiþi sanýlý” groteski ilikle yapýlan insan kurbanlarý zihinsel tahribatla ikinci bir tufan eylemiydiler. Bu ilk yamyamlýktan çok farklýydý. Yamyamlýk açlýkla zorunlu olandý. Oysa þimdiki yamyamlýk her bir grubun kendi karnýný doyurduðu bir üreten iliþki içinde oluyordu. Üreten iliþkiyle gruplarýn yamyamlýktan büyük ölçüde uzadýðý dönemdi. Böylesi bir dönemde yapýlan bu ritüel “ruh geçiþi yüklü bir mana anlayýþýyla” yapýlan yamyamlýktý. Ýkinci tufanlar ise ilk ittifaklarýný yapmýþ gruplar olmakla zaten bir ittifak kültürü olan gruplardý. Köleci ittifaklý gruplar ön ittifak içinde birbirine karþý kendi üretim iliþkilerini ortaya koymuþ deneyim ve yetenektiler. Bin bir emekle üretim hareketini inþa etmekle kendilerini geliþtirmiþ olan “ilk ittifakýn üzerindeki kolektif gücü taþýyan yapýlarýn ayrýlýk veren süreçleriydi”. Ýlk kolektif geliþmiþlik içinde, kolektif mülkiyete karþý, kiþi mülkiyetini dillendiren düþünce ve söylemler kolektif olana karþý kolektif olmayanýn zýddý söylem olmakla akla geldi. Kolektif olana karþý kolektif olmayan düþünceler kolektif alan içinde boy vermiþ olmakla tartýþýlýyordu. Fakat bir açmaz (handikap) vardý. Kolektif alan içindeki bir topraðýn, bir aðacýn, bir araç-gerecini bir bilgi ve deneyimlerin, söylene gelen gelenek yasalarýn içinde “bu Ýbrahim’indir” diyen ya da “bu Ýbrahim’indir” diyebilecek bir sav söylemin nesnel bir gerçek dayanaðý hiç yoktu. Bu “Nuh’undur”. “Bu Ýbrahim’indir”. Bu Nemrut’undur”. Bu Hamurabi’nindir”. Bu “Sargon’undur”. “Bu firavunundur” demenin süre gelen mantýklý, akýlcý bir dayanak geleneði olmadýðý için kiþi sahipliði dolambaçlý yol içinde akýllara sokulup, kolektif duyuþlu akýllarý bulandýrýyorlardý. Kolektif oluþ gibi saðlam ve pekin bilgiden, pekin olmayan yani tekin olmayan bir bulanýk düþünceye geçilmiþti. Bu bulanýk durum içindeki muhacere de (birbirine engel durumlar da) netlik yoktu. Ama bulanýðý yaratan kiþi sahipli durumun çekiciliði, kolektifin içinde kolektif durumla yetenek olmuþ kiþide kolektifi egemen oluþ düþüncesi yanýnda pek cazipti (çekiciydi)! Dolambaçlý ve bu bulanýklýk içinde ne olduðu belirsiz olan yol El’in sahipliðini söyleyen kavramdý. Ve El bu sahipliðini size veriyordu! Herkes içten içe El’in mülkünü kendisine vereceði ben merkezli düþünce sanýsýna kapýldý. Bu yol, El’in sahipliðini söyleyen bu düþünce yeni yapýsalcýsý yolu oluþan inþa anlayýþtý. Buna yeni dizayna göre eski kolektiflik ve eski kolektif hafýza silinecekti. Ýþte ikinci tür tufanlar kolektif ittifaktan kopuþ ve kendi içinde El ahdi yapan köleci ittifaklardý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |