..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




7 Aðustos 2018
Sahiplik 10  
Bayram Kaya
Al, sat yeter deniyor. Ya da çalýþmak bir rýzksa çalýþanýn sýrtýnda, onun çalýþtýðýn da doymak en az dokuz türlüdür demeyle ne anlarsan hem de dokuz kez satmakla siz; çalýþandan “dokuz kat fazla kazanýp rýzk edinirdiniz!!! Bakýnýz sömürü rýzk diye nasýl gizlenip, gözlerden uzak tutulmakla; din iman içinde öteden beri gelenle töre illüzyonu yapýlýyordu.


:EIJ:
Kültürümüzde bir “yorgan gitti kavga bitti” söylemi vardýr. Kavganýn olabilmesi için ortamda bir yorganýn yaný birikmiþ kullanýma hazýr bir tüketim nesnesinin olmasý gerekir. Ya da kavganýn olmamasý için ortamda yorgan gibi kullanýma hazýr durumlu bir enerji birikimi olmamasý gerekir. Habil ile Kabil arasýndaki ilk kavga da ilk mal sahipliði yüzünden olan mal kavgasý deðil midir?

Aslýnda biri çiftçi, diðeri çoban olan Habil, Kabil anlatýmlarýnýn bir rivayetin de ikisi de tarýmcý grup temsilciliði olan ilk mal edinmeyle edilen ilk kavgalarda birinin hikâyesi þöyledir. Kiþileþtirilmiþ, mülk kýlýnmýþ Habil ve Kabile ait iki tarla yan yanadýr. Bu tarlalarýn sýnýrý aralýklý þekilde sýralanmýþ taþlarla belirlenmiþtir.

Bir anlamda bugünkü gibi olmamakla bomboþ olan dünyada tarla düzeni içinde imarý edilmemiþ emek katýlmamýþ bakir ve sahipsiz alanlar ne de olsa az çok vardýr. Ama yine de kavga kiþi sahipli hýrs ve tamah nedenle kaçýnýlmaz oluþla vardýr. Kiþiler taþlara kolaylýkla yer deðiþtirmesi yapýyorlardý. Her durumla birçok kez tarla sýnýr ihlalleri olasýydý.

Ýþte böylesi bir ihlal anlaþmazlýðý (ihtilafý) sýrasýnda; Habil-Kabil ikilimiz kol kola, kucak kucaða olur þekilde ve ayakta bir kavgaya tutuþtuklarý bir esnada hem kavga ediyorlarmýþ, hem de ayaklarýyla sýnýr taþýný diðerinin topraðýna doðru kaydýrýp yuvarlamakla sýnýr ihlaline devam ediyorlarmýþ!

Eðer ortada kiþisi sahiple hýrsý verici duygularý uyandýran, iþtahý kabartan biriken bir tüketim unsuru yoksa, El de olmayacaktý. Üstelik böyle bir durum var diye de illa sömüren sahipliðe sapmakta gerekir deðildi.

Zaten totem ve ilah varken El yoktu. El’n göz koymakla sahiplenip egemen eþeceði bir sürekliliði olan birikim içinde olan nesneleri de yoktu. Siz ancak kolektif depolu birikimleri yaðmalayan bir taksim içinde bu birikimleri efendinin malý mülkü yapabilirdiniz. “Birikim depo enerjili maldý”. Traktörün deposuna konandý. Yani yarýn yeniden ve yeniden çalýþma yapar, “her tür baþlangýç enerjisi olan nesne ve nesne yiyecektiler”.

Daha açýðý, yiyecek olarak, araç gereç olarak, barýnak olarak, giysi vs. olarak depo edilen enerji her tür dönüþmeye hazýr bir enerji kaynaðý olmasýyla sürekli yeni baþlangýçlarla olan sistemin içinde bunlar sistemin “kendi kendisini çaðýran salýnýmlarýdýrlar. Salým üzerine bir El ilah iradesi giydirerek kolektif güce sahip çýkan hile ile El ister istemez kolektif birikimli büyülü güce de sahip çýkmasýyla kolektifin kendi depo çevrimi içinde kolektife ait mal mülk efendinin malý mülkü olma çevrimine dönüþüyordu.

Günümüzde dahi ben mehdiyim, ben þeyhim, ben peygamberim, ben uyarýcý ve görevliyim gibi türlü söylemler etrafýnda yüz binle, milyonla inanýcýsý müritlik oluþuyorsa o günlerde de kolektifin mülkü üzerindeki iyelikle muktedir ligi çözümlemiþ kurnaz kiþilerin; kolektifin malýna mülküne “bu El’indir” demekle vaat eden söylemine sürgün yiyecek taraftarlar bulmasý ayný bilmezi sosyoloji psikolojisidir.

Sürgün yiyen köleci mantalitenin El inanýcý temsilcileri de vaat üzerinde “köleci imanlý ahit sözleþmesi” yapýyordu. Ayrýlýkçýlar kolektif yapý içinde getirdikleri depo (traktör deposuna konacak mazotu veya yarýn yeniden ve yeniden üretilecek olan baþlanýþ erkesini oluþacak olan depo beslenmeli edevat ve yiyecekleri

Köleci sistemin vaat etmeye karþýn en büyük yaptýrýmla belirime olan yansýmasý; “suç ve cezaydý”. Köleci sistem zulüm, suç ve cezanýn mucidiydi. El kolektifin toplam gücü ve toplam üretimi olan 1 birim payýný ona bölmüþtü. On payýn birini yarýn yeniden çalýþmalarý için kölelere vermiþti. Dokuzunu da El tarafýndan mükafatlandýrýlan efendiye rýzk diye vermiþti!

Böylece genel çoðunluk her türlü çalýþma faaliyetine depo enerji olan birikmiþ büyülü kolektifle olan enerjiden yoksun ve güdüme muhtaç eðilim içinde kalmýþtý. Ýþte þimdilere gelen ADALET dediðimiz ucube buydu. Güdüme muhtaçlýðý kontrol etmeye adalet diyordu. El’in adaleti buydu. Bir payý, dokuz fazla çalýþtýrýp on pay yapmaktý.

On payýn bir payýný çalýþana, diðer dokuz pay da bir kiþiye vermek, El adaletiydi. Hep böyle olduðu gibi biriken pay kadar çalýþmayan asalaðý bu biriken paylarýn üzerine “rýzký baþkasý üzerine saçýlmýþ kullar” diye verebilirdiniz! Rýzký verilen dokuz kiþiye, kolektifin depo enerjisinden birer pay verir olmanýzla biriken kolektif menþeiyle depo enerjili mal, dokuz tane olan dokuz asalaklara rýzktý. Bu dokuz neydi?

Yapýlan iþe göre deniyordu ki “ticaretin on da dokuzu kârdýr”. Halk daðarcýðý içine sokulmuþ sembol söylemdi. Ekmek için ne deniyordu: “din direði”. Köleci birikimli olan deneyim konuþuyordu. Kolektifi olan büyülü depo enerjisine yapýlan göz ve akýl illüzyonlu söylemle El adaletli El sömürüsünü gözbaðý içinde meþru kýlýþtý. Meþruiyet izaný, yapýlan iþe göre söyleyiþler içindeki anlamla meþru edilecekti. Sembol söylemlerdi. Pekiþtirenleydi. Koþullu öðrenmeliydi.

Nasýl fareye peynir verilen ödülle manivela kullanmayý öðretir olursanýz; benzer psikolojik yaklaþýmlý vaat, zikir ve ritüeli duyguyla köleliði öðretme pekiþtirmesi yapýlýyordu. Kalabalýðýn kendi üzerine ve kiþi üzerine kendi etkimesi vardýr. Ýþte tüm ritüel ayinle olan (kitle ayinle olan) söylem ve eylemler bu tür gözbaðý büyü seanslarý için deðerlendirmeye birebirdir. Kitlenin gözü ve nevri döner. Saldýrýr.

Halk daðarcýðý olan koþullu öðrenmeler, olup bitenlerle yaþadýklarýmýz içinde hep görüyorduk. “Hristos razý olsun” diyorduk. “Ýnþallah” diyorduk. “Maþallah” diyorduk. Kendi emeðimize “destur” ile baþlayýp güya pozitif oluyorduk. Bunlar sizde razý lýðý alan farkýnda olunmaz telkinle mink hipnoz seanslarýydý.

Bu kendi kendine telkin ve etki olan “kaderlerin yaratýcýsý El’dir” gibi þifreli söylemler vardý. Bu kabil “El razý olsun”, “El’in rýzasý için” tarzý söylemler dinlerin kutsal söylemi olmadan çok önce kiþi sahipli telkinlerin söylem eylem þartlandýrmasýydý. Kalabalýk etkili ayinlerin içinde hipnoz zikirleri olmakla El iman ahitle yapýla gelen bir köleci halk folkloruydu.

Nelerle kendi kendimize telkinler (büyü-aþýlanma) yapmýyorduk ki! “Hamdolsun” diyen “þükürler” gibi bu türden razý oluþ teslimiyetlerinden biri olan týlsýmlý sözleri siz; söz gelimi maden ocaðýn da 301 kiþi öldüðü zaman da bu teslimiyetçi uyuþma ve uyuþturucu gözbaðlarýnýn adý da “fýtrattý”.

Yani bu sözcüklerle uyuþan refleks sinir uçlarýnýzla kontak kurulup, zikri söylemlerdeki telkin ve teskin eden frekans kodlarýyla size seslenip damardan paralize bir telkinle size yatýþtýrýcýný giriliyorlardý. Buna niye þaþýyorsunuz deniyordu. Bu baþa gelenler daha baþtan bir kabul ediþle “þükür diyen-hamdolsun diyen” sizin müstahakkýnýz deniyordu. Sizin alçak gönüllü rýza içinde önceden sýðýnmakla hak ettiðiniz bir El Ýman ahdi olan þartname diye önünüze konup fatura edilmektedir.

Bu fatura neydi “Her þey El’den” demekti. El ile olan köleci ahde uymayaný, El’in sözüne ve kaderlere kulak asmayanlarý El, imansýz olmasýný suç olarak söylemiþti. Kiþi sanki El ahdine imanlý olmaya mecburdu. Olma da gör! Hem bu dünyada, hem öbür dünyada zoka yendirilmiþti.

Bunu nereden biliyorduk? Gelenek, görenek, din ve imanlarýn geçmiþ yaþam þeklinin yazýsýz dönemde beri hafýza edip; geçmiþi geleceðe aktarmanýn bilinci olduðunu bilmezle geleneði köleci iman ahitlerini “kutsarsanýz” bunu bilmeniz, görmeniz tabii ki olanaksýzdýr.

Geçmiþten geleceðe aktarýlan halk folkloru içinde (din, iman, gelenekle olmanýn ahdi içinde) imbikten süzülürmüþ bir hafýza bilinç söylemi vardýr. Bu söylem içinde “rýzk aramanýn onda dokuzu ticarettedir” denir. Burada küçük fýrça dokunuþlarýyla eski kolektif lige göre olandan birkaç deðiþtirmeler vardýr. Akýl mantýk ve deðer yargýlarýn içindeki meþruiyeti deðiþtirmenin abrakadabrasý vardýr.

Rýzk söylemi zaten baþtan baþa etki ve telkin olan minik bir kod içerenle kod olana göre davranmanýn telkin þifresidir. Ýkinci olarak çalýþma beyhude olup rýzk aramanýz esastýr diyor. Üçüncü olarak rýzk, kâr üretmeye gerek yok on da dokuz ticarettedir, diyor.

Al, sat yeter deniyor. Ya da çalýþmak bir rýzksa çalýþanýn sýrtýnda, onun çalýþtýðýn da doymak en az dokuz türlüdür demeyle ne anlarsan hem de dokuz kez satmakla siz; çalýþandan “dokuz kat fazla kazanýp rýzk edinirdiniz!!! Bakýnýz sömürü rýzk diye nasýl gizlenip, gözlerden uzak tutulmakla; din iman içinde öteden beri gelenle töre illüzyonu yapýlýyordu.

Pekiyi ya o çalýþan bir kiþi (kolektif) çalýþýp üretmezse, o dokuz (kiþi) kazanç nereden gelecekti? El o olmayan, üretilmeyen dokuz kazancý salt ticaret yaptýnýz diye cebinize mi koyacaktý? Bu þu demekti. Üreten tüketendi. Bir üreten karþýsýndaki, diðer tüketen o bir üretilmiþ olaný; 10 kat fazlasý olan iþ ile yiyecekti.

Yani karþýdaki tüketici bu bir ürünün ticaretin dokuz kez kâr yapmasý! nedenle ticari ürünü yemek için on kat çalýþacak ama bir yiyecekti. Ayný þekilde de bu taraftaki üreten de diðerinin ürettiði ürünü bir üretip yemek yerine on üretip, karþý tarafýn ürettiðini on kat fazlasýný çalýþmakla bir tüketecekti. Hile buydu.

Madem ticarette on kat rýzk! vardý; o halde günümüz taþeronluðu bir ihaleyi, yani üretilecek bir iþin daha üretilmesine baþlamadan dokuz kiþi birbirine taþeron firma olarak ihale ettikten sonra ancak o iþi asýl üretici üzerine bir kat olan on kata mal olmuþ bir üretim gücüyle çalýþma olacaktý. Bunun bir kazancýný kendisi yiyecekti. Dokuzunu kaderleri belirleyen El’in takdir yetkisiyle on da dokuzunu da asalaklara verilecekti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.