..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumbilim > Cemal Zöngür




15 Eylül 2018
Bayrak, Din ve Lider Fetişinin Psikolojik Analizi  
Bilinçli ve Bilerek İnanmak, Yeri Geldiğinde İnancını Eleştirebilmektir; Bunun Dışındaki Bağlılıkllar Kölüktür.

Cemal Zöngür


Dünya toplumlarından herhangi bir lider, siyasi kişi ve dini inanca bireyler saygı gösterip onun düşüncelerini paylaşabilirler. Ancak; arkasından gidilen lider, siyasi düşünce, inanç, seni ve diğer farklılıkları olduğu gibi kabul edip insan yerine koyarsa bu geçerlidir. Din, etnik ya da düşünce ırkçılığı yapan ukala lider ve oluşumların arkasından gitmek, fetişistçe faşizme hizmet etmektir.


:HEJ:

Fetişizm; canlı veya cansız herhangi bir şeye saplantılı olma durumudur. Bu bir kişi, grup ve toplumda mevcutsa, orada ciddi bir hastalık var demektir. Saplantılı bu durum genelde cinsel açıdan ele alınsa da, sosyal yaşamın diğer birçok alanlarında daha derin şekilde yaşanmaktadır.

Özellikle eğitim ve kültürel açıdan gelişmemiş çoğu kişi ve toplumlarda fetişist çöküntülü durum, şu noktalarda görülmekte. Cahilce inanma, körce sahiplenme, taparcasına bağlanma, bilinçsiz sevgi ve onusuz yaşanamayacağı korkusuyla hareket etmektir.

Fetişizm ister cinsel açıdan ister de sosyal ve siyasal olsun, her durumda yaşamı ve kültürleri dejenerasyona uğratan hastalıklı yapıdır. Bu da derin bir bilgisizlik, cahillik, kültürsüzlük ve yok oluş sonucunda ortaya çıkar.

Makaledeki bu başlığı ele almanın esas nedeni, son yıllarda eskiye oranla Türkiye'de bayrak, heykel, büst, fotoğraf, din, sembol ve simgelerin daha fazla fetişleştirildiğidir.

Bunu gerçekleştiren düşünceler içerisinde Kemalistler, Aleviler, Milliyetçiler, İslamcılar ve de sol demokrat geçinenlerinin, fetişizm hastalığına yakalandıklarını rahatlıkla ifade edebiliriz.

Örneğin Türkiye gerek içte, gerekse dıştan en ufak bir siyasi, ekonomik, kültürel vb. çelişki ya da çatışma durumuna, toplumun büyük bir çoğunluğu her olur olmaz yerde şu tepkileri göstermeleri.

Her yere Türk Bayrağı, Atatürk resmi, dini temsil eden yazı veya nesneleri asmak ya da taşımak. Bunlar yapılırsa tüm sorunlar bitecekmiş duygusuyla çaresiz, ilkel, cahil ve gerici davranılması, Türkiye' devleti ve toplumunun geri kaldığının en açık ifadesidir.

Bu tür milliyetçi davranışlar, halkın saygı ve sevgisinden ileri geldiği ifade edilse de asla doğru değildir. Gerici ve ırkçı fetişist davranışları devlet bilinçli yaratılmakta. Çünkü bilimsel gerçekler ve kültürel gelişmişimin olduğu toplumlarda, bu tür basit ilkelliklere tenazur edilmez bile. Söz konusu anlayış, tavır ve davranışlar fetişist ve faşist özellik taşıdığından insanlığa düşmanlıktır.

Bir düşünceye, lidere, kişiye, inanca ve icada insanlar inanıp onun sağlamış olduğu yararlar doğrultusunda, bunu önemseyip değer vermelerinde hiçbir sakınca görülmez. Fakat Müslüman Türkler'deki anormallik, eskinin yerine yeni düşünce geliştiremedikleri için eskiye saplanıp kalmayı, büyük bir sadakat ve bağlılık olarak görmeleri ciddi bir sorundur.

Dünyanın kültürlü ve gelişime açık toplumlarında bir düşünce, inanç, lider veya herhangi bir yenilik doğup gelişirken, insanlar buna sempatiyle bakıp faydalanabilir. Bir müddet yararlanıldıktan sonra doğal olarak etkisi biter. Bıraktığı saygınlık ise gönüllerde yaşatılır.

İstisna bazı şartların zorlaması sonucunda biraz daha yaşatılmaya çalışılsa da, sonunda işlerliğinin kalmadığı herkesçe bilinir ve inanılır. Böyle durumlarda kültürel ve bilimsel olarak kendisini tamamlamış toplumlar, eski değerleri sadece hatıra, ek bilgi ve arşiv olarak saklarlar.

Ve onun yerine yeni şeyler icat etmeye çalışmaktan en ufak bir aşağılık kompleksine düşülmez. Böylece ne eskiyi yerden yere vururlar, ne de ona tapınırcasına ilahlaştıracak kadar asla yüceltilmez. Her değer yerinde ve zamanında kullanılır. Konuyla ilgili somut bir örnek vererek daha net anlaşılmasına çalışırsak.

Örneğin İsviçre Devleti; göçmenlerin dışında yerli dört ayrı halktan oluşan bir ülkedir. Bunlar Alman, Fransız, İtalyan ve Retromanişler. Her halk kendi kanton yönetimiyle bağımsız, kendi dili ve kültürünü öğrenerek yaşarlar. Ancak hepsi İsviçre sevdalısıdır.

Buna rağmen istisnaların dışında devlet, resmi kurum kuruluş ve okullarda herhangi bir liderin fotoğrafını bulundurmaz. Aynı şekilde okul vb. resmi kurumların bahçelerinde bayrak asmazlar. Halk; bir liderin fotoğrafını ya da bayrak gibi sembolleri taşımaz ve saplantılı hareketler göstermezler. İstisna fanatik milliyetçiler görülse de toplum itibar etmemekte bunlara.

Türkiye'de ise; devlet yönetimi başta olmak üzere toplumun sağcısından solcusuna, dincisinden milliyetçesine, demokratından liberaline kadar büyük bir çoğunluk derin bir fetiş batağındadır. Başka bir yaşam düşünce ve bilgiye sahip olmadıklarından, eskiye taparcasına panikle adeta birbirleriyle yarışmaktalar. Ve bu fetiş davranışla her şeyin düzeleceğine inanmaları, dünyanın en gülünç toplumu olduklarını gösteriyor.

Söz konusu fetişist saplantılarsa; her yere Türk Bayrağı asmak, yürüyüşlerde kilometre uzunluğunda bayrak taşımak. Kuran vb. İslami semboller göstermek. Atatürk ve diğer kişilerin posterlerini asıp paylaşmak. Televizyon programında sürekli ırkçı fetişist propaganda yapılması büyük bir gerilik ve basitliktir.

Kendi kültürleriyle hiçbir noktada bağdaşmayan fetişist saplatılı bir kitlede Alevilerdir. Atatürk kurduğu Cumhuriyette, Alevilere en ufak bir hak hukuk tanımayıp, üstelik katliam yaptığı halde, herkesten çok Atatürkçü olmaları.

Benzer şekilde sayısız karı ve cariyelere sahip Arap 12 İmamlara fetişist şekilde sahiplenmeleri. Hz. Ali ve torunlarını her yerde anmak, resimlerini paylaşmak ve bunlardan fayda beklemek, fetişizmi de aşan iğrenç bir durumdur. İnsanın aklı alacak gibi değil. Ondan sonra da Aleviler ilericilikten dem vurururlar.

Dünya toplumlarından herhangi bir lider, siyasi kişi ve dini inanca bireyler saygı gösterip onun düşüncelerini paylaşabilirler. Ancak; arkasından gidilen lider, siyasi düşünce, inanç, seni ve diğer farklılıkları olduğu gibi kabul edip insan yerine koyarsa bu geçerlidir. Din, etnik ya da düşünce ırkçılığı yapan ukala lider ve oluşumların arkasından gitmek, fetişistçe faşizme hizmet etmektir.

Bugüne kadar İslam içerisinden çıkmış istisna bir iki kişinin dışında, Hz. Muhammed başta olmak üzere tüm Halife, Şeyh ve 12 İmamlar, her türlü ırkçılıkta hiçbir sınır tanımamışlar. İslam ve Araplara hizmet etmeyen, Arap'ın üstünlüğünü kabul etmemiş toplum, kişi ve de düşünceyi asla normal insan sınıfında görmemişlerdir. Bu mantık İslam'da hâlâ yaşatılmakta.

Bilimsel tarihi araştırma ve inceleme yapmadan, cahilce birilerine ve bir yerlere saplanıp kalmak, ondan fayda beklemek, fetişizmden çok daha derin çöküntünün varlığına işret ediyor.

Dünyanın neresinde olursa olsun, bu tür davranış ve düşünce yapıları psikolojik açıdan özünü kaybederek sürü misali yerinde çakılmaktır. Veya her öne çıkanın arkasından gitmekten başka bir anlama gelmiyor. Tüm bunlar fetişist ve faşist toplumsal anlayışların en açık şekilde dışa vuran özellikleridir.


Cemal Zöngür



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Alevilik İle Sosyalizm Arasındaki Düşünsel Fark ve Bütünleşme Sorunu
Kapitalist Düzende, Komünist Yaşam Mümkün Mü?
Ana Tanrıçalar, Hz. İbrahim'in Tek Tanrı Masalına Nasıl İnandılar?
Avrupa'daki Türklerin Yaşamı ve Dünyaya Bakışları
Türkiye'nin Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Tablosu
Siyasal Düşüncelerin İnsanlığı Getirdiği Nokta!
Sosyalist Devlet Başkanları ve Politikalarının Analizi
Hayvan İle İnsanın Birbirinden Ayrılışı - 3 -
İnsan İle Hayvanın Birbirinden Ayrılışı - 2 -
İnsanda Tapınmanın Oluşumu

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İsrail - Filistin Düşmanlığının Tarihçesi
Her Şeye Muktedir Tanrı ve Kapitalizm Ölüm Döşeğinde
Türkiye Solunun Sorgu ve Özeleştiri Kültürü Üzerine
Türkler Şamanist mi Kalsaydı?
Halktan Para Dilenerek Büyük Devlet Olmanın Hafifliği
Coronanın Hatırlattıkları, Dünyanın Geleceği
Türkiye Siyasetini Tıkayan Etkenker (Araştırma Yazısı)
Alevilik; İslam Dışı Din Değilse Pozitif Felsefe Midir?
Şii Fars ve Araplara Neden Alevi Denilmektedir?
Kudüs, Dinler Savaşı ve Haklı Olan Kim?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (1) [Deneme]
Lider mi Toplumu Şekillendirir; Toplum Mu Lideri? [Deneme]
Hz. Ali ve Ehlibeyt Alevi Midir? [Deneme]
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (3) [Deneme]
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Değişikliği Neyi Çözer? [Deneme]
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (2) [Deneme]
Alevilerin Kapılarına Saldıranların Açık Kimliği [Deneme]
"Türkleri Yeniden Tanımak" Araştırma Kitabımı Yazma Nedenim : [Deneme]
İşte Türkiye'nin Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..! [Deneme]
İslamiyet Yeniliğe Açık Bir Din Midir? [Deneme]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araştırmalar yapmaktayım. Yayınlanmış bir kitabımın dışında çeşitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayınlanmıştır. Ve iki kitap dosyam yayına hazır durumdadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Tam bağımsız Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.