"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü |
|
||||||||||
|
Her nerede olursa olsun gözyaşı çoğu insan gibi benim de gönlümde asildir. Arada yüreği ferahlatır, ara da seni muma döndürür, bazen de cehennemde ateşler söndürür... Gözyaşının Rengi Yoktur Gözyaşının rengi yoktur; Onu akıtan mazlumlar olsa da, Islattığı yerlere acılar dolsa da, Bazen ellerinle, bazen mendille silersin; Bazen de yüreğinle... Gözyaşının rengi yoktur; Sildiğin zaman mendille onu, Her gecenin sabahı da olduğunu, Anlarsın kimse anlatmadan, Bilirsin ki; Cehennemde ateşler sönüyordur o anda... Ahmet Zeytinci Zaman bazı sevgileri, yıkılmışlıkları, olayları söküp atamasa da içimizden ; birçoğunun unutulmasına ya da şiddetinin azalmasına vesile olmaktadır. ''Herşeyin ilacı zaman''der ya büyüklerimiz. Kimler kimleri unutmadı ki şimdiye kadar... Kimisi inanır kimisi inanmaz ilk görüşte aşka...Her iki görüşe de saygı duymak lazım. Gözlerde başlıyorsa herşey, bakışlar hemen kendini belli eder. Gözbebekleri büyür, bazen ter basar, cümle kurmada zorlanabilir insan, dili damağı birbirine yapışır, belki karşınızdaki insanda aynı durumdadır. Kimi zaman hissedersiniz, kimi zaman hissedemezsiniz bunu... Ruhbilimci Dr.Erich Fromm Sevme Sanatı adlı kitabında sevme duygusunu şöyle anlatmaktadır.''Sevmek bir eylemdir, edilgen bir duygu değil. Bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak değil. En genel biçimi ile sevginin etken yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.'' Tanrı bizi sevmiştir ki hayat vermiştir. Tanrı bizi sevmiştir ki kadın vermiştir, çocuk vermiştir. Tanrı bizi sevmiştir ki dünyayı vermiş cennet ve cehennemi yaratmıştır. Bir yerde cehenemin varlığı cennetin kıymetinin bilinmesi içindir. Tanrı bizi sevmiştir ki ruhundan üflemiştir ve sevme duygusu aşılamıştır.. Tanrı bizi sevmiştir ki din iman vermiştir... ''Dünya'da her sevgili kendine bir eş arar, taşın kalbi yoktur amma onu da yosunlar sarar'' Taş kalpli diktatörlere duyurulur. Hey Adolf, Benito, Franko duyuyor musunuz? Sahi onlar ölmüştü değil mi ? Hem fiziksel olarak ve hem de milletlerinin ve insanların yüreklerinde . Oysa bizim Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün kendi adını taşıyan çiçeği bile var... ''Gülerken herkes eşlik eder, ya ağlarken. Başarılara herkes ortak olur, ya yenilgilere. Öyle bir dost edin ki, kötü gün kapını çalınca, kapıya senin ile beraber baksın''Çok zor kötü gün dostu bulmak bu devirde. Çıkarlar ve para giriyor çoğu zaman araya değil mi ? Piyangodan ya da lotodan yüklü miktarda paralar kazanın bakın, akrabanız on iken elli olur birden bire... Ünlü Alman filozof Meister Eckhart'ın sevgi üzerine şu sözleri de düşündürücüdür.'' Eğer kendinizi severseniz, başkalarını da kendiniz kadar seversiniz. Bir başkasını kendinizi sevdiğinizden daha az seviyorsanız, kendinizi sevmekte gerçek bir başarı sağlayamazsınız. '' Çoğu erkek şimdi evlenmiş olduğu eşine, nişanlı iken ya da sözlüyken defalarca''Seni seviyorum''dediği halde, her ne hikmetse, yuva kurduktan sonra bu kelimeyi unutmaktadır. İnsanlara çok kolay ''Seni seviyorum''diyen bir amcanın yeğeniyim ben, emekli albay, şu anda hayatta ve yetmiş sekiz yaşında. Hem de kadın erkek ayırım yapmadan söylerdi; hala da söyler...Kadınlar özellikle''Seni Seviyorum''kelimesini duymayı çok isterler. Biz erkeklerin ağzından da kerpeten ile çıkar o iki kelime...Hiç çekinmeden söyleyin. Size bağırmazlar, çağırmazlar, sövmezler. Seni seviyorum aşk'ım, seni seviyorum oğlum, seni seviyorum kızım, seni seviyorum vatanım, seni seviyorum bayrağım, seni seviyoruz hepimiz peygamberim Hazreti Muhammed, seni seviyorum Allah'ım... Daha önceki sevgi yazılarımda Desmond Morris'in ''Sevmek Dokunmaktır'' adlı kitabından bahsetmiştim. Dokunun insanlara, havaya suya, kediye, beş yaşında bir çocuğa. El tokası çok önemlidir benim için. İlk karşılaştığım bir insanın elimi nasıl sıktığına ben çok dikkat ederim. Beni ilk gördüğünde elimi sağlam sıkanlar ile her zaman sağlam dostluklar kurdum ve hala devam ediyor. Çoğu zaman yanılmadım bu düşüncemde. Siz onun sadece elinizi sıktığını zannediyorsunuz; halbuki yüreğinizi de sıkıyor, tutuyor kuvvetlice. Neyse çok başınızı ağrıttım yine. Sevgi üzerine bir yazı nasıl biter. Tabi ki sevgi ve saygılarımla...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |