"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne |
|
||||||||||
|
Yozlaþma; (Dejenerasyon) ahlak baþta olmak üzere dil, din, kültür, ticaret, siyaset, tarih, aile ve namus kavramýný, evrensel insani ilkelerden uzak, maddi güç ve egoist þekilde hiçbir kural tanýmadan yaþamaktýr. Bu anlayýþ ayný zamanda sürekli ben ukalalýðýný yücelten bir yapýdýr. Özetlenen yozlaþma, her toplumda önce din ve ýrk kültürünün içerisini sulandýrýlarak baþlarken, diðer alanlara yayýlmasý þu þekilde geliþmektedir. Toplumu yönetenler ile dini misyon sahibi kiþiler, inandýklarý din ve mensup olduklarý etnik yapýyý her þeyin üstünde göstererek baþlayýp, asýl amaç kendilerinin daha üstün yaratýldýklarýný topluma kabul ettirmektir. Söz konusu anlayýþ her çað ve toplumda ilkel yaþam alýþkanlýklarý ve töreler kadar, modern araçlarla da rahatlýkla sürdürülebiliyor. Bunun örneklerini Türkiye gibi Müslüman ülkelerde her zaman görmek mümkün. Son yirmi yýldýr Türkiye'de yozlaþma derince yaþanmasýna raðmen, devlet bunu hiçbir zaman ciddiye almamýþtýr. Toplumsal yozlaþmanýn bir ayaðý mevcut anayasadaki çeliþki ve anormalliklerle gerçekleþirken, bireylerin sosyal faaliyetleri de büyük etkiye sahip. Anayasadaki anormalliklerin özeti þöyledir. 1- Türkiye Devleti ulus ve toplum olma kimliðini dine dayatmasý, kiþileri millet yapan anadil kültürünün silikleþmesi ya da yozlaþmasýna neden olmuþtur. Bunun çarpýcý örneðini, Türkçe'nin yabancý kelime istilasýna uðramasý. 2- Ýslam resmi devlet dini yapýldýðý halde, ayný þekilde Laikliðin yer almasý, toplumun ikisi arasýnda çeliþkide kalmasýna sebeptir. Ve neye göre kimlik kazanacaðýnýn doðru düzgün netleþmemesi. 3-Türkiye'nin çaðdaþ anayasaya sahip olduðu ileri sürülürken, diðer taraftan resmi ve gayri resmi din eðitiminin sürdürülmesi, birey düþüncesini tamamen pasifize etmektir. 4- Çaðdaþ, laik ve sosyal hukuk devlet olduðu, hak ve adaletin hem din hem de laikliðe göre düþünülmesi, her ikisinin zýtlýðý nüfuzlu kiþilerin adalete hakimiyetinin yolunu açmýþtýr. 5- Türkiye'nin modern laik eðitim sistemine sahipliði kadar, devlet eliyle dinin her türlü desteklenip topluma zorla öðretilmesi, laikliði tamamen güdükleþtiriyor. 6-1934'te kadýnlara seçme ve seçilme hakký, eðitim imkaný tanýyan bir ülkede, yine en çok kadýnlarýn geri planda býrakýlýp katliama uðramasý, ciddi anormalliklerin varlýðýna iþaret ediyor. 7- Devletin dini Ýslam'dýr, Türkiye'de yaþayanlarýn yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduðuna devletin kendi kendine karar vermesi, yozlaþtýrma deðilse nedir? 8- Türkiye'de yaþayan herkes Türktür ve kendisini Türk görmek zorundadýr ifadesiyle birlikte tek din, tek ýrk ve tek düþünce, devletin ideolojik ve çað gerisi olduðunu gösterir. 9- Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'ný resmi din kurumu olarak herkesin kabul etmesini zorlamak ve buna baðlý hareket edilmesi, þeriatçýlýk deðilse nedir? 10-Her kiþinin kanun önünde eþit sayýldýðý ifadesi yer alsa da, Ýslam dini ve devletin ýrkçý ideolojik anlayýþý, farklý kültür ve düþüncede olanlarý dýþlayýp düþmanlaþtýrmaktýr. 11-Devlet ve devleti temsil edenleri eleþtirmenin vatan hainliði olarak görülmesi, diktatör yönetimlerde görülen bir durumdur. Bunun anlamý kutsal mübarek devletçiliktir. 12- Bir taraftan kýz çocuklarý normal okullara gönderilirken, diðer taraftan dini okul ve kuran kurslarýna resmi ve gayri resmi her tülü destek sunulmasý, toplumu kutuplara bölmektir. 14-Siyaset tüccarlarý; þeriat geliyor rabýta yükseliyor bahanesiyle resmi laikliðe sarýlýrken, diðerler taraftan benzer mantýktakiler bunlar dinsiz, imansýz, münafýk diyerek, resmi Ýslam'ý öne çýkarmalarý, devletin ideolojik kaldýðýný gösteriyor. Anayasadaki dejenerasyonlaþma bu vb. noktalarla gerçekleþiyor. Sosyal alanlardaki yozlaþma: 1- Ahlak ve namus kavramýný her gücü yetenin kendine göre belirlediði halde, devletin buna sessiz ya da pasif kalmasý. 2- Ailelerin maddi manevi periþan, geleceðinden umutsuz derin psikolojik bunalým ve çaresizlik içerisinde olmasý. 3- Her katmandaki insanlarda insani duygu tamamen bitmiþ olup, her þeyde kiþilerin þahsi çýkarýný öne çýkarmasý, devlet yönetim vasýflarýnýn iþlevsizleþtiðini gösteriyor. 4- En ufak bir anlaþmazlýk durumunda ölümcül kavga ve çatýþmalarýn yaþanmasý. 5- Sevgi, aþk, ahlak ve namus gibi her þeyin maddi deðere göre þekillenmesi, toplumu mantýklý ve bilimsel þekilde yönetecek sistem yok demektir. 6- Birbirini aldatma, dolandýrma, yalancýlýk, riyakarlýk baþýný alýp gittiði halde, devlet yönetimi bunlarý önleyemediði halde kendisini sorgulamamasý. 7- Devlet ve kurumlarda yolsuzluk, adam kayýrmacýlýk, din, düþünce, etnik ayrýmcýlýk, rüþvet, gibi ciddiyetsizliðin tavan yapmasý en aðýr yozlaþmadýr. 8- Devlete, siyasete, ekonomiye, yönetime, komþuya, arkadaþa, akrabaya güvensizlik yozlaþma deðilse nedir? 9- Adam kaçýrma, mahalle kabadayýlýðý, kadýn tacizi, zina, katliam, korkarak iþe gidip gelmek, evinde bile can güvenliliðinin olmamasý, en çok yozlaþmýþ toplum ve devletlerde görülen bir durumdur. 10-Eðitimde düzensizlik, gerilik, güvensizlik, dýþa baðýmlýlýk had safhada olduðu halde, yerli ve millilikten bahsetmek yozlaþma deðilse, daha büyük sorun var demektir. 11-Göstermelik popülist politik siyasi argüman ve iliþkilerin her sorunu çözeceði gözüyle bakýlmasý, bilim mantýk ve akýl tutulmasýdýr. 12-Hýrsýz bizim hýrsýzýmýz diyen bir siyasi anlayýþýn devleti ve toplumu yönetmesi, aslýnda tüm yozluðun özetidir. 13-Gücü yeten her kiþinin sokak ortasýnda ya da insanlarýn evlerini basarak kadýn veya çocuklarýný kaçýrýp, tecavüz ve ölümlerin yaþanmasýna raðmen namus, milli birlik, din ve huzurdan bahsetmek akýl alacak gibi deðil. 14-Sürekli dini her türlü kullanýp akýl almaz þarlatanlýk yapýldýðý halde, devlet ve dini kesimlerin yönetim ve inançlarýný sorgulamamasý, çok ciddi bir yozlaþmanýn varlýðýný gösteriyor. Araplarda dahi bu kadar anormallik görülmez. Bütün bunlar devleti, kurumlarý ve toplumu temsil eden kiþilerin, kendilerini tanrý gibi yüceltmesi neticesinde gerçekleþen bir durumdur. Bu anlayýþýn topluma sunduðu akýlsa, insanlarda Allah ve din korkusu olmazsa her türlü þey yaþanýr denmesi, psikolojilerinde ciddi sorunun var demektir. 1500 yýldýr Allah, din ve iman diyerek yaþayýp, sorunlarýný çözmüþ bir ülkeyi kim gösterebilir? Halbuki gerek siyaset ve ticarette gerekse din alanýnda, yozlaþmýþ kiþilikler cin, þeytan, hurafe, muska, melek, büyü vb. argümanlarý Kuran'dan öðrenerek ihtiyacýna göre uyguluyor. Ýstisnalarýn dýþýnda bu þartlatanlar kendiliðinden bir þey icat etmiþ deðil. Örneðin Hristiyan toplumlarda Ýncil böyle yazýyor bende buna dayanarak muska ve cinleri kullanýp insanlarý kötülüklerden kurtarýyorum diyen bir kiþiyi göstermek neden mümkün deðil? Çünkü tüm Hristiyan toplumlar “Din ve Devleti” birbirinden ayýrdýklarý gibi, dini kullanarak rant saðlamanýn önü tamamen kesilmiþtir. Kolayca bir kiþi çýkýp ta, ben Ýsa'nýn yanýndan geldim, sizi onun yanýna göndereceðim diyemeyeceði gibi kimsede buna inanmaz. Ýslam'da bu böyle mi? Her önüne gelen kiþi ve devlet yetkilisi kendisini en yüksek dindar, maneviyatý güçlü ve müneccim göstererek, toplumu din ve ýrk milliyetçiliðiyle oyalayýp dolandýrmakta sýnýr tanýnmýyor. Ticari ve siyasi politik alanlarda da ayný cambazlýklar sürdürülüp, toplumun yozlaþmasý kimsenin umurunda deðil. Devlet ve dini temsilcilerin her tülü lüks ve þatafat içerisinde yaþadýðýný sorgulamayan bir toplum kör, saðýr ve yozlaþmýþ deðilse, insan olduðundan þüphe edilmeli. Bütün bunlar had safhada yaþandýðý halde, hâlâ ahlak ve hukuk devletinden bahsedilmesi, bilerek toplumu uçuruma sürüklemektir. Gerek metafizik açýdan gerekse materyalist düþünceye göre, doðada mevcut olan her türlü yaþam kaynaðý, tüm insanlarýn ortak ve eþit kullanacaðý varlýklardýr. O zaman þu çarpýk mantýk karþýmýza çýkýyor. Art niyetli yönetici, inanç misyoncularý ve diðer kiþiler dini, kültürel deðerleri ve de zorbalýk kullanmadan asla hayallerindeki varlýklara sahip ulamazlar. Birinin diðerinden üstün ya da fazla þeylere sahip olmasý, doðanýn kanununa aykýrýdýr. Sormak gerekiyor yaþanan anormallikleri gerçek anlamda kaç kiþi sorgulamaktadýr? Bu oran ne hazindir ki, %10'u geçmiyor. Ýþte yozlaþma özet olarak bu þekilde gerçekleþmektedir. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |