Sevmek bir baþkasýnýn yaþamýný yaþamaktýr. -Balzac |
|
||||||||||
|
Gerçek anlamda demokratik yapýya geçmeyen her devlet ideolojiktir. Hangi siyasi yapýdan olursa olsun, ideolojik kalan devletler ekonomik, siyasi, din, ýrk, kültür ve düþünce sorunlarýný çözmemiþtir. Genelde ýrkçý ve baðnaz temelde iç çatýþmalarý yaþayan niteliði düþük devletlerdir bunlar. Demokratik devletlerse, büyük oranda siyasi, ekonomik, din, ýrk, kültür ve düþünce sorunlarýný çözmüþ, barýþ içerisinde yaþarlar. Bu iki siyasal yaþam gerçeðinden hareketle, Türkiye'nin hangi kategoride yer aldýðýný daha somut þekilde anlamaya çalýþalým. Ýdeoloji: Fransýzca idea (Telaffuz) kelimesinden türetilmiþtir. Esas amacý siyasal düþünceye baðlý olarak, ülkede askeri, ekonomik, dini, hukuki, ahlaki ve politik devrimler ya da yenilikler yapmaktýr. Siyasi düþünceler istediði hedefe ulaþmak için ideolojik örgütlenmeye gitmeden bunu gerçekleþtiremezler. Bu bakýmdan ideolojiler demokrasiye giden yolun ilk anahtarýdýr. Ancak her ideolojik yapý demokrasiye gidecek diye bir kuraldan bahsetmekte oldukça zor. Ýdeolojik yapýlarýn demokrasiye gitmesinin tek yolu, felsefi teorisinde evrenselliðe inanýp gerçek yaþamda bunu uygulamasýna baðlýdýr. Demokrasi: Yunanca Demos ve Krati, halk yönetimi demektir. Halkýn devlet ve toplum yönetiminde direkt veya katýlýmcý þekilde söz sahibi olmasý anlamýný taþýr. Ayný zamanda her türlü düþünce ve kültür özgürlüðünün yaþatýlmasýný savunmaktýr. Bu siyasi anlayýþýn bir devlet yönetiminde gerçekleþip, o devletin demokratik olabilmesi özet olarak þu ilkelerin kabulü ve iþlerliðiyle mümkündür. Devletlerin temelini oluþturan anayasalarda dil, din, düþünce, etnik ve kültürel ýrkçýlýða yer verilmeden, herkesin kendini ifade edebildiði temel evrensel maddelerin esas alýnmasý þattýr. Bunun tam tersi tek dil, tek din, tek düþünce ve tek ýrkçýlýða dayanan her devlet, faþist ve de ideolojiktir. Ýdeoloji ve demokratik yapýlarýn temel anlamlarý bu çerçevede olduðuna göre, ideolojik devlet ile demokratik devlet arasýnda çok ciddi düþünce ve yaþam farký olduðu böylece daha net anlaþýlýyor. Bir devlet yönetimi veya siyasal yapý ister din ve ýrk temelli olsun isterse liberal, kapitalist ya da sosyalist; hangi düþünceye dayanýrsa dayansýn, ilk önce hepsi ideolojik þekilde örgütlenerek iþe baþlarlar. Bunda anormal bir durum söz konusu deðil. Asýl anormallik, ideolojik aþama tamamlanýp devlet yönetimine sahip olunduðu halde, çeþitli bahanelerle ideolojik kalmakta ýsrar etmektir. Çünkü çoðu ideolojiler bencillik ve geri ilkel milliyetçiliklerinden tam olarak arýnmadýklarý için, sahiplendikleri etnik, din, ulus, halk, sýnýf, kültür ve düþüncenin dýþýnda, diðerlerine yaþama þansý tanýmazlar. Ýþte ideolojileri en çok tartýþma konusu yapan nokta da tam burasýdýr. Demokratik devletlerse, ideolojik örgütlenme aþamasýný tamamladýktan sonra, fazla zaman kaybetmeden ideolojilerinin bilimsel yanlarýna baðlý kalsalar dahi, evrenselliðe inanarak herkesi kapsayan gerçek demokratik anayasayý uygulamaya koyanlardýr. Tarihte yaþanan diðer bir anormal siyasi örgütlenmeyse, geçmiþte ve günümüzde örneðine çokça rastlanan bazý devlet ya da siyasi güçler, baþka devletlerin askeri, ekonomik vb. desteði sonucunda baðýmlý veya yarý baðýmsýz þekilde var olmalarýdýr. Ve bu devletler vormalite gereði dört veya beþ yýlda bir yaptýklarý seçimleri, halka demokrasi diye yuttururlar. Farklý güçlerin destek ve yönlendirmesiyle devletleþen toplumlarýn çoðu, doðru ideolojik yapý, evrensel ilke ve kültürden tamamen habersiz içgüdüsel yaþarlar. Bu yapýya Türkiye en somut örnektir. Türkiye Devleti; hak hukuk adalet ve insanca yaþam isteyen her düþünceyi halkýn gözünde ideolojik düþman gösterirken, kendisinin daha ilkel ideolojiyle yaþadýðýný halktan saklamasý tam bir dünya maskaralýðý. Türkiye'nin bu durumunun en açýk kanýtý, hâlâ devþirme ideolojik devlet aþamasýnda kalýp, yüzyýldýr iç barýþýný saðlayamadan sürekli çatýþmalarla yaþamasýdýr. Türkiye yönetiminin ideolojik aþamayý tamamlayamamasýnýn en büyük nedeni, kendi kültürel gerçekliðine dayanan ideolojik düþünceden uzak olmasýdýr. En çok sahiplendiði ideolojik yapý, devþirme Arap Ýslam kültürüyle birlikte, uydurma Türk ýrkçýlýðý tam bir cambazlýk. Bu anlayýþ Anadolu coðrafyasýna ve yerli halklarýn kültürel yapýsýna tamamen ters bir durumdur. Hangi toplum olursa olsun, kendi özgünlüðüne dayanan kültürel ideolojik yapýyý oturtmadan, demokratik aþamaya geçmesi mümkün deðil. Çünkü demokrasiler ideolojik ve kültürel felsefi olgunluk aþamasýný tamamladýktan sonra vücut bulan siyasi yönetimlerdir. Ýdeolojik düþünsel yapýnýn olgunlaþmasý gerçekleþmeden, demokratik devlet olduðunu söyleyenler, dünyanýn en utanmaz yalancýsýdýrlar. Herhangi bir devlet demokrasiden dem vurup demokrat olduðunu söylüyorsa, bu devlet kapitalist, liberal, sosyalist, komünist veya dindar ideolojiye baðlý olsa bile, ülkede farklý düþünce, dil, din, ýrk ve eþcinselleri dýþlamadan her hakkýný vermek zorundadýr. Belirtilen farklýlýklara hiçbir insani hak verilmemiþse, o düþünce ideolojik ve faþist demektir. Söz konusu faþist yapýnýn geri, çarpýk ve devþirme ideolojik örneðini Türkiye'de rahatlýkla görüyoruz. Bin yýldan daha fazla Anadolu'da yaþayan Kürt, Ermeni, Rum, Çerkez, Hemþin, Laz, Alevi ve Eþcinsellere hiçbir hak hukuk tanýmamýþtýr. Bu halklar her seferinde fiziki ve psikolojik katliamlara maruz kalmaktadýrlar. Yaþanan ideolojik faþistliðe raðmen, Türkiye devleti kendisini demokratik göstermeyi sürdürmesi, insanlýk kültüründen nasiplenmemiþ demektir. Burada esas sorun, Türkiye'nin kültür, ideoloji, insanlýk ve demokrasiden ne anlayýp anlamadýðýna bakýlmalýdýr. Türkiye devlet rejimi; Ýslam'da dahil bütün siyasi ve kültürel argümanlarý yozlaþtýrarak, maddi çýkar için kullanan kimliksiz ve kiþiliksiz bir politik anlayýþtan ibarettir. Bu anlayýþýn maddiyattan baþka gerçek hiçbir hedefi bulunmuyor. Halk bunu bildiði halde devletin gücü karþýsýnda büyük bir korku ve kültürsüzlük yüzünden, bir türlü gerçek anlamda örgütlenemiyor. “Kurt dumanlý günü sever” öz deyiþinde olduðu gibi, bizim sahte demokrat ve laik devlet perverler, halkýn bu zaafýndan faydalanýp her seferinde cüzdanlarýný doldurmayý, demokrasi göstermekten asla utanmamaktadýrlar. Onun için Türkiye yönetimi sürekli devþirme ideolojik devlette ýsrar ediyor. Demokratik olsa; istediði gibi hýrsýzlýk ve yolsuzluk yapamayacaðý gibi, yapsa bile aðýr þekilde cezalanacaðýný çok iyi biliyor. Ýþte ideolojik ve demokratik devlet arasýndaki temel fark, kýsaca bunlardan ibarettir. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |