Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Ben bu yüzyılın adamı değilim. Bu konuda uzun uğraşlar sonucunda kendimle bir mutabık aldık. İnsanlar mutluluğu 160 metrekare evlerde orta halli bir otomobilde. Huzurluca alışveriş yapacağı bir hayatta arıyor. Aslında haksız da değiller. Çünkü modern dünya insanları bu gibi şeylerle mutlu olabileceklerine inandırmış durumda. Bir zamana kadar (53.Haftaya kadar) bende bu düşüncede olanlardan sadece birisiydim. Ama 53. Hafta da bu düşüncelerimden kurtulmuş durumdayım. Mutlu muyum? Değilim. Ama en azından kendimi kandırmıyorum. Bu dünyaya bir miras bırakmayıp öylesine sıradan bir hayat yaşayıp ölen insan gerçekten yaşamış mıdır? Bence değil. Çünkü bu dünya sıradan şeyleri yaşamak için bir yer değil. Şimdi bu karalamaları okurken eminim çoğunuz “neler saçmalıyor bu manyak?” gibisinden söylemlerde bulundunuz. Evet saçmalıyorum saçmalamam benden kaynaklanmıyor ama. Dünyanın geldiği, insanların geldiği noktadan kaynaklanıyor. Ağır psikolojik bunalımları neredeyse hepimiz geçiriyoruz. Çünkü modern hayatta depresyona girmek gayet normaldir. Eğer depresyona girmiyorsan anormalsin. Modern hayatın normalleştirdiği bir insan olarak şuan elimden gelen tek şeyin sorgulamak olduğunu bilmenizi isterim. Kim bilir bir gün belki de elimden daha çok şey gelir. Dünyada psikolojik danışmanlık hizmetleri neden bu kadar revaçta sandınız. Modern hayat sizleri kendinize sevgili bulmaya zorlar. Toplum zorlar. Ve nihayetinde bulursunuz çünkü eğer bulmazsanız kendinizi o hayatın ve toplumun içine sokamazsınız. İşte bu yüzden herkeste bir arayış mevcuttur. Daha sonrasında modern nedenlerle ayrılırsınız. Psikolojik olarak danışacağınız bir yerlere doğru sürüklenip. Kendinizi adeta dipsiz bir kuyuya düşmüş zannedersiniz. Bu sadece bir örnekti. Bunun gibi nice örnek bulabilirsiniz. Her şeyden önce kendinize NEDEN? ve NE İÇİN? Sorularını sorun. İnan ki bu dünya sıradan yaşamak için bir yer değil. Kendinizi sorgulamaya gücünüz yettiği zaman sorgulayamayacağınız hiç kimse ve hiçbir şey kalmayacaktır. Hayatınızda bu modern dünyanın belirlediği zaman dilimleri dışında yaşadığınız zamanlar olsun. “61. Saniye 61. Dakika 25. Saat 8.Gün 32.Gün 53.Hafta ve son olarak 366.Gün” işte bu zamanlarda zihninizin duvarlarını aşarak kendi muhasebenizi en rahat bir biçimde yaparsınız. Orhan Kotan’ın Gururla Bakıyorum Dünyaya adlı şiiriyle yazımı sonlandırıyorum… “ama adına yaşamak dersen ot gibi, saman gibi yaşamak dersen bir solucan gibi yerlerde sürünerek ezilerek horlanarak sömürülerek re-zil-ce çatlayan tomurcuğun doğan çocuğun çığlığını duymadan gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya korka korka yana yana her gün biraz daha derinden her gün biraz daha kapkara duyarak ölümü aç ve arkasız köpekleşerek yaşamak dersen bu yürek çat diye çatlasın be”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Onur Ömer Dara, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |