Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Her iki Selçuklu 300 yýl devlet þeklinde yaþarken bölgeyi terk edip sürekli dil ve kültür deðiþtirmesi, kurulanýn devlet deðil aþiret talancýlýðýna dayanan basit topluluk demektir. Çünkü Acem, Fars, Arap ve Ýslam ganimetçiliðinin dýþýnda, oturmuþ bir ulusal kimliðe hizmet etmemiþlerdir. Devþirme Müslüman Türkler, Selçuklularýn bu akýl ve mantýk dýþý yaþamýyla ilgili, bugüne kadar doðru gerçek bir açýklama yapmýþ deðiller. Papaðan gibi ezberledikleri dýþ saldýrlar, iç çatýþma ve iklimsel nedenler gösterilir. Halbuki istisnalarýn dýþýnda hiçbir toplum, çatýþmalardan topraklarýný terk etmiþ deðil. Ýnsan ve topluluklarýn karakterlerini daha net anlamak için sahiplendikleri dil ve o dille yarattýðý kültür deðerine bakýlmadan asla anlaþýlamaz. Bir halk dilini çaða ve sosyal koþullara göre geliþtirip modernize etmediði sürece en iðrenç, entrika ve ahlaksýzlýklarla yaþar. Sahiplenilen dil bir de o birey ve topluma yabancýysa, kiþiliksizlik daha da yüksektir. Selçuklu'nun kimliksiz ve kiþiliksizliðini özet olarak þu þekilde sýralayabiliriz. 1-Selçuklularýn yabancýsý olduðu Farsça, Arapça dil ve bu dillin yarattýðý kültürle birlikte, Ýslami ilkelliðe tamamen baðlýlýk, her türlü geliþimden uzak býrakmýþtýr. 2-Göçerek yerleþilen bölge halklarýnýn kendilerinden ileride olmalarý, Selçuklularý derin aþaðýlýk kompleksine düþürmüþ olmasý. 3-Kendinden ileri gördüðü halklarýn seviyesine ulaþmanýn, kendi diline dayanarak iyi bir eðitimle mümkün olacaðýný düþünemeyecek kadar, bilgi ve kültür yoksunluðu. 4-Selçuklular ileri halklarýn seviyesine daha hýzlý þekilde ulaþmak için, saldýrý ve savaþla egemenlik altýna alýndýðýnda, bunun geliþeceðine inanmasý. 5-Selçuklularýn yabancýsý olduðu Acem, Fars, Arap dili ve Ýslam din geleneklerini her zaman terk etmekte veya deðiþtirmekle hiçbir þey kaybetmeyeceðini düþünmesi. Çünkü edindiði kültür, onu kendisine baðlayacak anadil ve ulusal deðer taþýmýyordu. Bu tarz bilim ve mantýk dýþý karaktere sahip devþirme Türkler; baba, anne, kardeþ ve akrabalardan birisinin en ufak muhalefeti veya engel oluþturmasýný düþmanlýk görüp, gözünü kýrpmadan öldüren kiþilikle þekillenmiþlerdir. Sürekli çatýþma ve savaþarak devlet kurmak, devlet yýkmak, dil ve kültür deðiþtirmenin bilinç altýndaki kiþilik bozukluðu, ifade edilenlerin bir sonucudur. Bunlarý görmeden farklý açýklama yapmak gerçekleri saptýrmaktýr. Kendi deðerlerinden uzak olanlar, baþkalarýnýn kültürüne deðer vermeyi asla bilmez. Sadece benimsediði dilin, dinin, maddi olarak ne kazandýracaðýný hesap eden bir yaþam anlayýþýna sahiptir. Diðer bir sebepse, Müslüman ülkelerde toplumlarýn üst aklý olan sermayeci ve bürokrat burjuvazinin, oturmuþ ilkeli bir ahlaki yapýsýnýn olmayýþýdýr. Emekçi sýnýflarýn çoðu da benzer niteliklere sahiptirler. Gerçek yaþamsal kültür ve gerekli olan siyasi teoriler bu yüzden kavratýlamýyor bir türlü. 1075'de 1.Süleyman Þah tarafýndan Ýznik'te Anadolu Selçuklu Devleti oluþturulmuþtur. Savaþmadan duramayan Süleyman Þah, Moðol, Türk kökenli Ýlhanlýlar ve Bizans'a saldýrmasý sonucunda kýsa sürede daðýldý. Bursa Bölgesini terk eden Süleyman Þah ve tayfasý, Ýç Anadolu'ya (Konya) çekilerek yeniden devletini kursa da Fars, Arap Ýslam din geleneklerini yaþatmayý en büyük deðer görmüþtür. Anadolu Selçuklu'yu biraz daha yakýndan tanýmaya çalýþýrsak... Anadolu Selçuklu'nun Resmi Dili: Farsça. Dine Ýnanma ve Öðrenme Dili: Ýslam'ýn Sünni Mezhebi ve Arapçadýr. Tüm gelenek, görenek ve ahlaki yapý, Ýslam Arap gericiliðine dayanýyordu. Eðitim Dili: Farsça ve Arapça ile karýþýk, kim ve ne olduðu belli olmayan bir mantýkla, cami vb. yerlerde dinin dýþýnda, genel kültüre dayanan eðitim söz konusu deðildi. Ayrýca Anadolu'nun her bölgesinde gerek edebi, gerekse ticaret ve sanatta Rumca, Ermenice ve Kürtçenin etkin olmasý, Selçuklu'nun daha da anormalleþmesine sebep oldu. Bunun nedeni, çok kültürlü toplumlarda “Üst Kültürel Dil ve Alt Kültürel Dillerin” nasýl yaþatýlacaðýyla ilgili en ufak düþünceye sahip olmayýþýdýr. Ýnsan topluluklarýnýn halk, ulus olma temeli, kendi dilleriyle yarattýðý kültürü yaþamaktan geçtiðini herkes bilir. Peki Anadolu Selçuklu; Farsça, Arapça dil ve Ýslam diniyle yaþadýðý için Türk olmadýðý kesin. Fars ve Arap'ta olamadýðýna göre, Anadolu Selçuklu devþirme soysuzluk deðil midir? Selçuklu'nun býrakalým Türk dili ve kültüründen uzaklýðýný, bölgenin yerli halklarýndan Ermeni ve Rumlarýn kilise, manastýr, sanat, ticaret ve eðitim kurumlarýný da Ahilik adýyla Ýslam camilerine dönüþtürmüþtür. Bunun kime hangi dile ve ulusa hizmet olduðunu Türkçülük yapanlar çok iyi incelemelidirler. Devþirmeci Ahilik Nedir? Ahilik:1205 yýllýnda Anadolu Selçuklu Hanedanlarý tarafýndan kurulan en büyük Ýslami devþirme ve yozlaþtýrma okuldur. Ahilik iki mantýða dayanýr. Bunlar ticaret ve dindir. Anadolu'da ekonomik ve siyasi faaliyette bulunan gayri Müslimleri Ýslamlaþtýrmak için, kurulan devþirme derneðin adýdýr Ahilik. Bu da Gayri Müslimlerin Esnaf Odalarý (Lonca) adýndaki yapýdan kopya çekilmiþtir. Ticaretçi olan olmayan gayri Müslimlerin hepsi bu derneðe zorunlu üye yaptýrýlýp vergiye baðlanýrken, Farsça, Arapça ve Ýslam diniyle dejenerasyona uðratýlmýþlardýr.1205 yýlýnda kurulan Ahiliðin, kimler tarafýndan niçin gerçekleþtiðini göremeyen üniversite hocalarý ve tarihçiler, yalancýlýkta hiçbir sýnýr tanýmýyorlar. Neymiþ; Ahilik sözde Hünkar Bektaþý Veli'nin düþüncesiyle kurulmuþtur. Tamamen yalan ve yozlaþtýrýcý devþirmecilik olduðunu tarihe bakan herkes görebilir. 1205 yýlýnda kurulan soysuzlaþtýrma Ahilik derneði, 1209 yýlýnda Horasan'da doðan Hünkar Bektaþý Veli'nin düþüncesi veya isteði üzerine nasýl olur da kurulur? Birinci tarihsel yalancýlýk böyledir. Ýkinci yalancý soysuzluksa; Ahilik sayesinde sözde göçebe yaþayan Türklerin yerleþik düzenli hayata geçirildiði utanmazlýðýnýn belirtilmesi. Þiiliði tercih etmiþ Ak Koyunlu ve Kara Koyunlu gibi bazý Türk Aþiretlere saldýrýp Sünnileþtiren Selçuklu, Müslümanlýðý kabul etmeyen Türklere iyi davranmasýný düþünmek, zeka ve bilgi geriliðidir. Öz kardeþine, amca oðullarýna ve diðer akrabalarýna acýmayan katil Selçuklu, Ýslam'ýn her türlüsünü reddeden Kýzýlbaþ Alevi Türk ve Kürtlere düzenli yaþam sundu demek, katiline aþýk yapmaktýr. Madem Selçuklu, Türkleri düzenli yaþama geçirdi, Türkçe resmi devlet dili neden yapýlmamýþtýr? Müslümanlaþarak Türkleþen hiçbir kiþi bunlarýn cevabýný veremez. Kaldý ki Kýzýlbaþ Alevi Türkler, Osmanlý döneminde de yerleþik hayata geçecek hiçbir þans ve fýrsatý bulamadýlar. Ta ki, Cumhuriyetin 40'lý yýllarýný doldurduðu döneme kadar. Gerçek Türk diline ve kültürüne sahip çýkan Türk Aþiretlerle ilgili tarihler bu kadar açýk ve net iken, bir devlet ve onun üniversiteleri Arap Ýslam anlayýþýný yüceltip her türlü yalana tenazur ediyorsa, o devlet arsýzlýkta sýnýr tanýmýyor demektir. Ve 1250 yýllarýndan itibaren devþirme Anadolu Selçuklu, sonunda yerle bir olmaktan kurtulamamýþtýr. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |