..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye bağlı değil. Devam etmek için F11'e basın...
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Varoluşçuluk > mehmet ali güney




9 Şubat 2003
Mendil Satan Ellerin, Gözlerinin İfadesidir.  
mehmet ali güney
Ellerin acı katmıştı yüreğime. O çocuğun gözlerinde aramıştım seni. Sen yoktun. Çünkü senin gözlerini ben hiç görmedim. Bir yağmur altında, ıssız kaldırımlarda mendil satan ellerine hiç rastlamadım.


:BHDB:
Mendil Satan Ellerin, Gözlerinin İfadesidir.
Mehmet Ali Güney


‘’Sokak Çocuklarına’’

Susmak ile konuşmak arasında tercih yapmanın saçlarım kadar berbat bir durum arz etmesine isyan ettim. İsyan; Üç noktanın yan yana dizilmesidir. Bunca lafın ifade edilmesi savruk yaşamın savruk şekilde yazıya dökülmesi, ne yaptığımızı bilmeden küfretmemiz noktaların içeriğidir. Uzaklaşma hakkını elde bulundurmak en doğal hadisedir. Hayatla özdeştir. Tutkudur uzlaşma sevgi kadar. Tatlı çocuk diyecek kadar masum ve doğaldır. Parmakla gösterirken bulutları yağacak yağmuru beklemektir. Hayallerin ötesinde yaşamak dar gelir insana. Kalbin derinliklerindeki duygular kör olası kelimelere hapsedilir. Hüzünlerin gözlere yansıması insanları ürkütür. Samimi duygu taşımayanlar samimi eleştiriler üretir. Dürüstçe yaşayanlar günahsızlıkla suçlanır. Acı çekmemiş insanlar şefkat belirtileri gösterir.
İsyanını kucağına basmış yalınayak bir çocuk yol kenarında mendil satarken suskun gözleriyle bakınıyordu; toplumun iğrenç, koşturmalı, yalancı ayaklarına... Hava yağmaya başlamıştı. İnsanlar sığınacak yerler arıyorlardı. Bense yağmurun sesine sığınarak yürüyordum. Ben ıslanmıyor taşıdığım bir şeyler ıslanıyordu. Bir parça hüzün bir parça seni taşıyordum. Bir an başım kaydı, yana düştü. Gerilere gittim, çocukluğuma, ağladığım yerlere, ilk şiirimi yazdığım geceye, sigaraya başladığım yerlere, ilk şiirimi yazdığım yağmura, ilk seni gördüğüm güne gittim. Hepsi acıydı. O an siluetler doldu gözlerime, yağmurlara karıştım.
Hava yine yağmurluydu. Oluklardan, çıldırmış sular boşalıyordu. Arabalar suları yarıp gidiyordu. O an seni görmüştüm. Gözyaşlarının aktığı yerler hariç kir içinde kalmış bir yüzü sorguluyordun. Sesine hafiften şefkat katarak modern ellerinle okşamaya çalışıyordun. Keyifli bir hayattan bıkmış edalarla çocuğun saçlarını çekiştiriyordun. Ellerin acı katmıştı yüreğime. O çocuğun gözlerinde aramıştım seni. Sen yoktun. Çünkü senin gözlerini ben hiç görmedim. Bir yağmur altında, ıssız kaldırımlarda mendil satan ellerine hiç rastlamadım. Susmuştum o siluetler karşısında. Susmakla konuşmak arasında tercih yapmanın saçlarım kadar berbat bir durum arz etmiş olsa da işte buydu: Konuşmanın en acımasız çekiciliği......

.Eleştiriler & Yorumlar

:: x
Gönderen: Meryem Rabia Taşbilek / İstanbul/Türkiye
5 Haziran 2008
Onları az da olsa anlamak adına bir gün boyunca gözllerimi ama gibi bantlayıp Sultan ahmet kapısında mendil satmıştım geçen sene... Garib bir duygu akışı ve otantik bir gündü... İnşeallah kavli dular dışında fiiili duaların da hakkını verenlerden oluruz...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tavandan Damlayan Sular
Üşüyen Adam
Sevgilim Uyku
Hayatın Bağları
tufanın vaktini sorduğun son yolcu
gecenin sahih yüzü
gidiş dönüş bileti
Bir Gitaristin Taşıdığı Figür

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Koridorlarda Geçen Zamane Ağıtlar [Şiir]
birkenti tek başına şairler yaşar [Şiir]
Kentin Delikanlı Rüzgarlarına Karşı [Şiir]
İki Şiir [Şiir]


mehmet ali güney kimdir?

istanbul üniversitesi rehberlik psikolojik danışmanlık mezunuyum

Etkilendiği Yazarlar:
ahmet altan, ismet özel,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © mehmet ali güney, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.