Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov |
|
||||||||||
|
İnsanlar, saygısızlıklara yol açmakta olan duyarsızlığı neden elden bırakmıyorlar? Başımıza bir felaket geldi fakat insanlar hiçbir şey düşünmeden yola devam ediyorlar. Bu tutarsız yürüyüşünde çok pahalıya mal olacağının hesabını yapma zahmetine bile katlanmıyor kendilerinden neler alıp götüreceğini görmemek için arkalarına bakmıyorlar. Eğer iş işten geçmeden dönüp baksalar uğrayacakları kayıpların farkına varmış olurlar. Fakat bizim insanımız burnunun dikine gitmenin daha doğru olduğu inancı ile hareket etmektedir ama bu dikbaşlılığın da pahalıya mal olacağını bir türlü görmek istememektedirler. Hiçbir uyarıyı dikkate almaksızın kendi hayatlarından ziyade masum kişilerin de hayatlarını tehlikeye atmaktan vazgeçmiyorlar. Yürüdükleri bu yolun sonu olmadığının kanaatine varmış olsalar duyarsız davranmaktan vazgeçerek görmezden geldikleri tehlikeyi bertaraf etmek için çaba gösterirler. Ne yazık ki üzerlerine düşeni yapmak yerine ele almış oldukları duyarsız davranışları sergilemeyi kendilerine verilmiş bir görev olarak düşünüyorlar. Fakat yapılan uyarıları göz ardı etmenin yakınlarında bulunan insanları uğratmakta olduğu zararları bir türlü hesap etmemektedirler. Ben, her daim büyüklerimizin şu sözünü duyarsız kişilere anlayışlı olmaları için söylemeyi uygun görmüşümdür: Kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkalarına da yapma. Neden bu sözü söyleme gereği duyduğuma gelince de yukarıda sözünü etmiş olduğum felaketi örnek göstermenin faydalı olabileceğini düşündüm. Birkaç aydır bir virüsle uğraşmaktayız halk olarak bu yüzden yapılan uyarılarında insanlar tarafından göz ardı edildiğini görmekteyiz. Düşünmüyorlar ki biz kendimize verdiğimiz zararın kaç katını halkımıza da vermekteyiz bu düşünceyi akıllarından geçirmiş olsalar yukarıda etmiş olduğum birkaç kelamla ne demek istediğimi anlayıp insanlara verdikleri zararla uğratmakta oldukları kayıpları görmezden gelmekten vazgeçerler. Duyarsızlığı sadece bir tek konu üzerinde ele almamızın doğru olmadığı kanaatinde olduğumu siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum. Bizler etrafımıza bir bakıyoruz çevremiz pislik içerisinde hayatımızda olumsuz etkiler yaratmakta olan pislikleri temizlemek yerine daha fenasını yapıyor doğayı kirletmek için yediğimizden içtiğimizden artakalanları ortalığa bırakmaktan vazgeçmiyoruz. Bir de yapılanlar büyük marifetmiş gibi bazı kendini bilmezler tarafından fotoğraflanarak veya videosu çekilerek sosyal medyada paylaşılıyor. Bizim sosyal medya kullanan vatandaşlarımızın da doğaya yapılmakta olan bu hıyaneti görmezden gelmesi de daha vahim bir durumdur. Önümüzdeki vahametin farkına varmaktan ziyade şu düşünceyi de dillendirmekten geri kalmıyorlar. “Belediyelerin o kadar temizlikçisi varken biz neden temizleyelim?” Ben de diyorum ki kardeşim temizlik işçileri senin pisliğini temizlemek zorunda değil. Bizde bir tabir var: Kendin çal, kendin oyna. Yani etrafı nasıl kirletiyorsan temizlemesini de bileceksin. Demiyorlar ki bu doğa hepimizin neden biz bu gereksiz işleri yapıyoruz. Onun yerine ormanlarımızı çoğaltmak için bir tane olsun ağaç dikmeyip etrafımızı zarara uğratarak yok etme yolunda yürüyoruz. Çölleşmeye sebep olduğumuz da bir an olsun unutulmamalıdır. Sizleri bilgilendirebilmek açısından duyarsızlık konusunda değinilecek birçok husus var. Bunlardan bir tanesi de engelli vatandaşlarımızın dikkate alınmayıp saygısızlıklara maruz bırakılmasıdır. Ben kaleme almakta olduğum her yazımda engellilere mutlaka yer vermeyi kendime bir borç bilirim. Derim ki kaderdaşlarımın çektikleri zorlukları insanlara anlatmak yapmam lazım gelen en önemli görevdir. Onun için de uğramakta olduğumuz saygısızlıkları satırlarıma döküyor, vatandaşların bize karşı olan duyarsızlığının gözden kaçırılmaması için engellilerin dikkate alınmamasında kusur sahibi olanların kendilerini bir defalığına bizim yerimize koymalarını bekliyorum. Üzerimizdeki lüzumsuz boş bakışlara sahip olanlarda bilsinler ki engellilerde kendileri gibi bir insandır. Onlardan tek eksiği körlüğü, sağırlığı, topallığı vs… Fakat unutmasınlar engelliler, üzerlerine düşen görevi bir tamam yapmayı her daim bilmektedirler. İnsanlara diyorum ki engellilerin de bir insan olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Duyarsızlıktan kurtulmak için olumsuz işlere kalkışmadan önce en az iki kez düşünün. Sizlere faydalı olmayacak hiçbir tavsiyede bulunmak bana bir şey kazandırmayacaktır. Bana yararı olmayan gereksiz uyarıları da vatandaşlarıma yapmamın doğru olmadığı düşüncesi ile hareket eden bir vatandaşım. Ben duyarsızlığın ateşinde insanlığımızın yanıp kül olmasına karşı olduğum için vatandaşlardan her zaman başıboş saygısızca davranışları elden bırakmaları için ricacı olmuşumdur. Yukarıda bahsetmiş olduğum gibi başımıza gelenlerden büyük dersler çıkarmayı bilerek bizim biz olmamızda en büyük fayda sağlayan doğamızı temiz tutup ona sahip çıkarak ve engelli vatandaşların da bu yaşamın bir parçası olduğu gerçeğini unutmadan hayatımızdan duyarsızlığı söküp çıkaralım. Yerini, kendimizi memnun edecek saygı ve sevgi eksenli tutarlı davranışlara bırakalım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |