"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Her ne ise, yazarýn kitaplýðýmda neredeyse bütün þiir kitaplarý varmýþ. Hangi ara almýþým bu kitaplarý hatýrlamýyor olsam da elimdeki tüm kitaplarý bir araya getirip her haftasonunda kendim için Necatigil okuma günü planladým hýzlýca… Evet, geçen hafta Behçet Necatigil’in çeviri eserlerinden olan, Strindberg’in Açýk Deniz Kenarýnda’sýný okurken, eseri ve yazarýný tanýtan çok güzel bir de giriþ yazýsý kaleme alýndýðýný söylemeliyim. Kitaba þöyle bir bakýnca Strindberg’in Ýstanbul’da, bir zamanlar, tiyatro seyircisince tanýndýðýný öðreniyoruz. Peki, kim tarafýndan? Tabii ki Türk tiyatro sanatçýsý, yönetmen, oyuncu ve yapýmcý olan Muhsin Ertuðrul tarafýndan… Tiyatro seyircisinin Strindberg dramlarýndan “Baba”’yý çok sevdiðini öðrendim. Bu durum merakýmý çekince mini bir araþtýrma yaparak baþka çeviri eserleri var mý diye internette bakýndým… Fakat August Strindberg’in öteki romanlarýnýn Türkçe’ye çevrilmediðini gördüm sadece Özel defterlerinden bir seçmenin haricinde çok bilinen bir eseri yok kitapçýlarda… Evet, “Açýk Deniz Kenarý” kitabý bu alanda gerçekten bir baþyapýt. “Mayýs ayýnda bir akþam vakti” baþlayarak muhteþem ruh çözümlemeleri ve tasvirleriyle okundukça kitabýn siz de benim gibi hayraný oluverirsiniz. Necatigil’in Türkçesi ile bu kitap görkemli dünyanýn, görkemli iç acýsýnýn anlam kazanmasýný tam anlamýyla saðlamýþ desem duygusal bir tespitten öte realist bir tespitte bulunmuþ olurum. Þu çevirinin temizliðine bir bakýnýz: “Ýþte deniz, dünyanýn dört bir tarafýný görmüþ olan balýkçýlýk uzmaný için yeni bir tarafý olmasa bile, baþ baþa kalýnabilen münzevî deniz! Kuytu ve gizli yerleriyle orman gibi insaný ürkütmüyor; ruha açýk, iri, mavi, sadýk bir göz gibi sükûnet aþýlýyordu.” ne denir ki? Esasen Necatigil’in çeviri eserlerini okuyanlar Thomas Mann imzalý Venedik’te Ölüm ve Sadýk Hidayet imzalý Kör Baykuþ, Açýk Deniz Kenarýnda’nýn izdüþümü olabileceðini bilir. Çünkü ifadeler ayný delik deþik gönül kipleri ile yazýlmýþ… Örneðin, Knut Hamsun’larý gençliðimden beri ben de unutmuyorum. Belki herkes Açlýk’ý daha iyi hatýrlar fakat Behçet Necatigil, Knut Hamsun’a handiyse ömür zengini yapmýþtýr. Üniversite’ye ilk baþladýðým yýllar da Pan’ý da okumuþtum o dönemlerde Knut Hamsun tutkunu olup çýkmýþtým. Necatigil, onun, doðayla baþ baþa ve biraz ýssýz, hep çalýþkan, yalnýz kiþilerle örülü dünyasýnda gezinip durmuþ, adeta benim de o geziye katýlmamý istemiþ gibi yazmýþtý kitabý… Evet, Venedik’te Ölüm kitabý’na da gözatacak olursak, o roman da yine ayný yýllar da etkilendiðim romanlardan biriydi diyebilirim. Hem Venedik’te Ölüm, hem Açýk Deniz Kenarýnda ki bu eserler insana iyi ki “Türkçe” var dedirttiriyor… Yazarýn özellikle Heine’nin Þarkýlar Kitabý’ný Türkçe’ye hangi sabýrla çevirdiðini anlamak güç. Ama yapmýþ yapacaðýný iþte o eserden tertemiz bir mýsra: “Bir þövalye vardý üzgün, sessiz, Solgun yanaklarý çukurda; Kapýlmýþ karanlýk hulyalara Dolaþýrdý sendeler gibi orda burda. Dalgýn, hissiz, yavaþ, sakar Sallana yýkýla gördükçe onu, Gülüþürdü, çiçekler, kýzlar.” Þu dizelerin içinde insan kendini þövalye sanabilir ki ayýp deðildir çünkü ben de ilk okuduðumda kendimi þövalye sanmýþtým… Ancak mütevazi yazarýmýz bu emek karþýsýnda bakýn ne demiþ: “Heine’nin en ünlü kitabýndaki bütün þiirlerin bu kez tarafýmýzdan çevriliþinde elbet o tatlý, tutkulu musiki korunamamýþtýr ya; lirik ozanýn ne olduðu, türlü yönleriyle romantik þiirin ne olduðu bu çevrilerden de anlaþýlýr sanýrýz.” Anlaþýlmýþ mý? Necatigil’e teþekkür etseler yeter bu memlekette bence… Neyse ki edebiyatýmýzýn önemli adamýnýn dikkatinden kaçmamýþ mevzu: 1953 yýlýnda, Hisar dergisinde Ahmet Hamdi Tanpýnar, yeni edebiyatýn “dil sevgisi”nden konuþmak ihtiyacýný duyuyor; “… belli ki bir dil hazýrlanýyor.” diyor ve ekliyor: “Behçet Necatigil’in R. M. Rilke’den tercüme ettiði Malte Laurids Brigge’nin Notlarý’ný okudunuz mu? Bu þaþýrtýcý eseri Türkçe’de bu kadar sadakatle verebilmenin ne demek olduðunu, nasýl bir kazanç olduðunu düþündükçe þaþýrýyorum.” Ýþte Behçet Necatigil’in özellikle çeviri eserlerini okuyanlar bu eserlerin gerçekten kültürler arasý bir köprü olduðunu hemen anlar. Burada okuyucunun yapmasý gereken tek þey köprüden yavaþ adýmlarla geçip gitmektir. Necatigil’in eserleri özenle okunduðunda Türkçe’nin ne kadar zengin bir dil olduðu hemen farkedilir. Son söz olarak Necatigil’in kaleminden çýkan çeviri eserlerinin ne yazýk ki yeni baskýlarý yok… Ýnsan buna üzülüyor… Hani dilimizin hýrpalandýðý, özellikle Z kuþaðýnýn dil sevgisinden uzak olduðunu düþünen tüm ebeveynlere yazarýn çeviri eserlerini tavsiye etmekten kendimi alamýyorum… Sað ol Necatigil… Ruhun þad olsun…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |