Bu kapýlma sisteme ve inþaca olana yabancýlaþmadýr. Kolektif kapasite nedenle, kiþi hiç bir zaman yýrtýnsa da kolektif gücün üreteni ve sahibi olamaz. Ancak yabancýlaþan anlayýþýn bir mülk sahibi otorite olmakla yalancý ve aldatan bir sahiplik gücü olan zulmü ortaya koyar.

Kolektif kapasite kolektifindir. Ve kolektif kapasite kiþinin ihtiyacý ve kapasitesi kadar mutlaka kiþisi yararlanmadýr. Toplum bilgidir. Bu bilgi sel açýklýk tarihsel, inþaca ve gerçeklik olmakla inþanýn temelidir Ve geri beslenme oluþun yasasýdýr.

Kolektif zenginlikler özelleþip kimi azýnlýk kiþilere mülk oldu. Mülk sahibiyle mülksüz arasýnda bir potansiyel bir gerilim bir akýþ oluþtu. Oluþan bu akýþlara iliþki biçimine göre anlamlar bindiriþ edildi.

Bindiriþ edilen anlamlardan birisi lütuftu. Lütuf mülk sahibinden mülksüze doðruydu. Lütfun mülksüzden mülk sahibine doðru olan karþýlýk geri dönüþ akýþý da minnet duygusuydu. Teslimiyetti. Bu nedenle "teslim olanlarýn ilkiyim diye ilk çaðdan beri mülk sahibine iman ediyordu.

Lütufkâr olmaya karþý yabancýlaþmanýn açtýðý geri dönüþ alanýnýn diðerleri de tevekküldü. Biatti. Ýþ güç sahibi malikin ettiði lütfa karþý iþsiz güçsüz mülksüz kiþiler bu mülklerde köle olup çalýþtý. Bu yabancýlaþmadan itibaren üretilen karþýlanmalar üzerinde kolektif paylaþma hiç olmadý.

Kiþi doðada içinde harcadýðý enerjiyi yine doðada saðlamalar yapmakla yerine kor. Kolektif bir alan içende harcanan emeðin yerine konmasý iþi, yani harcanan enerjinin amortisman iþi kolektif bir iþlerge kuvvetin, iþleyimler kuvvetine karþýlýk olmasý üzerinde paydaþlýða dönüþür. Kolektif alan ile iþlerge kuvvet, iþleyimler kuvvetine tahrik ve süreklilik gücü katar.

Ýþlerge kuvvet nereden geliyordu? Temel durumlu, temel saðlamalardan. Ýþleyimler kuvveti nereden ileri geliyordu? Kolektif alan, temel durumlu en az iki kiþiyle "birbirine yön ve birbirine karþýlýk baðlaným olmanýn gayret-þevk enerji alanýný" ortaya koyuyordu.

Bu baðlanýmlar; kolektif alanýn kiþilere karþýlýk yön ve karþýlýklý bað enerjili tahrik kuvveti indükleme enerjisinden(yüklemesinde-etkiyle etkilemesinde, tesirle etkileme enerjisinden) meydana geliyordu.

Köleci sistem ile alanýn indükleme kuvveti ve kolektif alan bilincini yok sayýp; nesnel gerçeklikle olan biten yok sayýlan kolektif alanýn boþluk enerjisi yerine sanal olarak El gibi bir mülk sahibinin dileme gücü ortaya konuyordu.

Kolektif baðlanýmla konjonktürle sinerjin enerji; mülk sahibi karþýsýnda mülksüzlere mülk sahibinin himmeti, rýzk vermesi, cömertliði, rýzk ya da kader takdiri sayýlýyordu. Gerçekler gölgelerine dönüþüyordu. Sürece yabancýlaþma buydu.
Zorunlu temel baðlaným aktiveleriyle kolektif baðlaným olarak kendisine re organize olan sürecin, ortaklaþa paylaþýmlarý þimdi; monarþin yapý ile birlikte mülkü, iþi gücü olan ile iþi gücü olmayan mülksüzler diye ayrýþýyordu.

Monarþin sistem köle emeðinin kiþiyi amorti eden çevrime rýzk dese de, lütuf dese de emeðin amortismanýný zorunlu olarak verirken; köleci sistem de ürettirme iþini yaparken kiþinin en az durumuyla baðlaným yapýcý, baþlangýç inþa koþullarýna baðlý kalýyordu. Köleci sistem "en az durumla öze göndergeliydi". Temel baðlanýmla davranmalar yerine El 'in dilemesi söyleniyordu.

Köleci sistem köleye ürettirme iþi yaptýrýrken en az durumla "emek amortismaný yapmakla" özgöndergeliydi. Özgönderiye atfen "çalýþanýn alnýnýn teri kurumadan iaþesini verin (nafakasýný-geçimliðini) verin" diyordu! Kolektif emeði yok sayýyordu. Kolektif emek olan kiþilerdeki tahripkâr kolektif iþgücü, mülk sahibine akýp zenginlikler yaratýyordu.

Köleci paylaþým artýk, anlayýþça kolektif alanýn paylaþtýrmasý deðildi. El ‘in paylaþtýrmasýydý. Mülkün sahibi telakki edilip, El ilahýnýz' denilen Ellah'ýn paylaþtýrmasýydý.

Köleci paylaþým, üreten ve üreten grup gücüyle irade sahibi olan ilahýn yok sayýlmasýndan doðan boþluk alanýn yerinde de mülk sahibinin geliþi güzel paylaþtýrdýðý rýzkýn tayin ediciliði eþliðinde El 'in "mutlak gücü yansýtýlmýþtý!

Köleci paylaþýmda üretim yaptýrmakla mülk sahibinin iradesine (dilemesine) baðlanan tahrik gücü dýþýnda baþlangýç koþullarýna atýf (özgönderge) yoktu. Monarþini El 'in (monarþinin) dilemesine özgöndergeliydi.

El 'in dilemesi dýþýnda iþlerge kuvvetin, iþleyim kuvvetine tahrik kâr bir karþýlýk olmasý denkliði yoktu. Buraya El 'in (mülk sahibinin) takdiri ve tevekkül edilen, biat edilen iradesi girmiþti.

Þimdi köleci sistemle birlikte, kolektif alanýn tahrik kuvveti karþýlýðý "kolektif paylaþým" intikaya uðramýþtý. Sistemin kesintiye uðradýðý noktadan itibaren köleci sistemdeki zengin ve yoksul oluþla ürettiren potansiyel duruma geri baðlaným yapmakla referanslýydý.

Bu sistem içinde bunda kaçýþ, bunun aksini düþünüþ yoktu. Her mahallede bir milyarder yetiþmesine misalle, sistem içinde az sayýda zengine karþýn, çok sayýda yoksul olmanýn muhtaçlýðý, öngörülüyordu.

Kolektif inþa temel davranýþlar üzerinde karþýlýk bir iþlerge kuvvetine karþý iþleyim kuvvetlerinin takasýný ön görerek gerçekleþmiþti. Oysa þimdi kolektif inþanýn özgönderge atfýna binaen iþleyimler kuvvetine karþýlýk iþleyim olan kolektif emeðin yarý aç, yarý tok olan bir durumu vardý. Bu durum çalýþanýn boðaz tokluðunu ya da çalýþanýn en az bir enerji karþýlama amortismanýný nafaka (nasip) diye ön görmekle kolektif emeði kendisine inandýrmýþ iman ettirmiþti!