..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Ahmet Zeytinci




20 Aralık 2021
Sade Bir Yaşam O Kadar Güzel ki  
Ahmet Zeytinci
İnsanın elinin emeğini, alnının terini ağız tadı ile yemesi kadar güzel ve insanı mutlu edebilen başka bir şey var mı hayatta? Tiriliyonlarınız olsa ne yazar? Takip etmişsinizdir mutlaka eski zenginlerimizden birinin ölünce cesedini bile çaldılar, adamı mezarda bile rahat bırakmadılar. Ne yapayım öyle zenginliği, öldükten sonra bedenimi de ruhumu da rahat bırakmayacaklar ise...


:EFE:
Bu gün için fakir ya da orta gelir grubuna sahip bir insan olabilirsiniz. Sade bir yaşam sürüyorsunuz haliyle. Çok lüks evlerde oturmuyorsunuz, çok muhteşem arabalara binemiyorsunuz. Çok da önemli değil çok lüks bir ev de oturmak ve çok fazla gelir sahibi olmak. Namerde muhtaç olmayalım da keşke o da yeter. Bu gün varlık içinde yüzenlerde gün gelip ölecek siz de günü gelince öleceksiniz. Allah'ın mükemmel adaletinin ortaya çıktığı bir alan ölüm. Bakıyorum o televizyonda ki magazin programlarına çıkan ünlülere, onlara zerre kadar imrenmediğim gibi, kendime dua da ediyorum zaman zaman ''Allah'ım bana böyle bir hayat nasip etmedin, bundan sonrada etme asla diye.''



İnsanın elinin emeğini, alnının terini ağız tadı ile yemesi kadar güzel ve insanı mutlu edebilen başka bir şey var mı hayatta? Tiriliyonlarınız olsa ne yazar? Takip etmişsinizdir mutlaka eski zenginlerimizden birinin ölünce cesedini bile çaldılar, adamı mezarda bile rahat bırakmadılar. Ne yapayım öyle zenginliği, öldükten sonra bedenimi de ruhumu da rahat bırakmayacaklar ise...



Bakın çevrenizde bir anda ünlü olanlara, her ne hikmetse çoğu korumasız gezemiyor arkadaşların. Tut bir de onlara maaş ver. Hasmın seni mutlaka öteki tarafa götürmek istese götürür çok zor engellersin bunu. Ha, yolda yürürken yanına sıra dışı adamlar da yaklaşmasın diyorsan eğer, zaten sen halktan kopmuş bir sanatçısın demektir.



Bilmem kimin havuzlu evi varmış. Bana ne ve de size ne. Çok canınız istiyorsa üç kuruş verir bir havuza gidersiniz bir kaç saatliğine. Onlar yetmiş liralık peynir yer, ben de on beş liralık peynir yerim sonuçta ikimizin midesi de beyine aynı doydu sinyallerini göndermiyor mu, ne farkı var?



Bazen belgesellerde rastlıyorum Afrika'da ki kabilelerin üstünde başında hiç bir şey olmayan, bizim yamyam dediğimiz ama bana göre birçok insandan daha insan olan vatandaşlara. En azından yaşamak için yemek zorunda olan yemek için yaşamayan insanlar. Hani derler ya ''Dünya yansa içinde bir tutam otu yanmaz.'' o derece bir hayat sürüyorlar. Her şey doğal yiyip içtikleri ve soludukları hava da dâhil. Soruyorum size şimdi, o atom bombasını yapıp insanlara atarak yüz binlerin ölümüne neden olan devletler ve onları yöneten insanlar Afrika'da ki bu insanlardan daha canavar daha gayri insani değil mi, ne dersiniz?



Bazen, şimdilik sade vatandaş konumunda olan arkadaşlarımla konuşuyorum dertleşiyorum. Benim yıllar önce bıraktığım şans oyunlarına hasbel kader devam ediyorlar. Soruyorum zaman zaman ''Ne yapacaksın oğlum o kadar milyonlarca parayı sana çıksa?'' Hemen hemen çoğunun verdiği cevap birbirine benziyor. ''Ağabey önce doğru lüks bir otele, sonra yanıma iki üç hatun gelsin rakılar, şampanyalar, lüks bir ev alırım, bir de son model Mercedes, ha bu arada eşime dostuma da azıcık yardım yaparım tabi kıyısından köşesinden, sana da tabi ağabey.'' Ohh ne ala hiç kazandığı parayı hayır işlerine harcarım diyeni görmedim hemen ev alıyorlar, araba alıyorlar, dost tutuyorlar arkadaşlar.



Ben Türkiye'nin sayılı zenginlerinden olacağım, herkes beni tanıyacak diye bir derdi olmamalı insanın. Çook zengin olup kimsenin mal varlığını bilmediği ve bir o kadarda sade, mütevazı hayat yaşayan o kadar çok insan var ki. Helal olsun onlara diğer insanlara da güçleri nispetinde yardım ellerini uzatıyorlar ve bunun da reklamını sağda solda yapmıyorlarsa eğer. Ne demiş büyük mutasavvıf, gönül adamı Yunus Emre ''Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi, mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan.'' Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Alman Emeklileri - Türk Emeklileri
Dilinizi Eşek Arısı Sokabilir mi
Karıştırma Tekniklerinin İncelenmesi İrdelenmesi Parçapinçik Yapılması
Küresel Isırma
Nimet İle Şaka Olmaz
Magandalara Üzücü Haberler
Onbir Ayın Sultanı Ramazanı Uğurlarken
Sizde Gidici Misiniz
Tedavi Amaçlı
Ne İlginç Günler Var Dünyada Bir Bilseniz

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Maraş Dondurmacıları ile Baş Etmenin İncelikleri
Bir Bardak Suda Fırtına Kopartmanın İncelikleri
Erken Boş Alma Sorunları
Vergi Yüzsüzlerini Açıklıyorum
Gaziler Günü Kutlu Olsun
Ön Yargılarımızı Biraz Ortaya veya Arkaya Alabilseydik
Büyük Aşk Nasıl Yaşanır
Bir Türk Neden Emniyet Kemeri Takmaz
Saman Altından Su Yürütme Teknikleri
Sıfırlar Arası Muhabbet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Papatyaya [Şiir]
Babam Eve Her Döndüğünde [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.