Umutlar, tersine çevrilmiş anılardır. -Anonim |
|
||||||||||
|
Köleci ilişkiler içinde üretirken kolektif hevesi özendiren söylemler vardı. Paylaşırken iyi kul olup göze girerek vaat edilenden umudu kesmemenin hevesi vardı. Bunlar direnç potansiyelinizi kıran baskın ve bastıran söylemdiler. Karışık düşüncelere bağlı koşullu öğrenmelerdi. Fakat üretim yaparken üretmenin kolektif bazlı oluşunda hiç gevşeme yoktu. Zorunlu ve kolektif alanlı gevşeyememeyi, mülk sahibinin mülk hakkı etrafında birleşilen rızaya bağlı söylemlerin birleştirici bir bağlamı olarak anlıyorduk. Çünkü kişiler artık köleci mantığın; takdir etme, rızk dağıtma, veli nimeti olma, rıza gösterme, kul olma gibi köleci referanslarıyla sisteme bakıyordular. Köleci referans neydi? Kutsal mülk sahipliği etrafında ve mülk sahibinin lütufkâr bir veli nimet olması ekseninde mülk sahibine çalışmak ve ondan geçimlik için lütuf beklemekti. Yani şimdiki sözleşme mülk sahibinin masasına oturup pazarlıklar yapmaktı. Köleci sistem, hayal satıyordu. Hayal gördürüyordu. Zenginlik hayali satıyor zenginlik düşü gördürüyordu. Köleci sistemle birlikte kolektif emek gücünüz mülk sahibi denen bir Frankenstein yaratmıştı. Siz mülk sahibi şahsında kendi kolektif emek gücünüzle pazarlık yapan bir, hayal görücülerdiniz. Köleci sistem böyle işliyordu. Mücadele tarihi içinde kolektif emek gücü bin bir kılık ve bin bir türlü söyleyişin kölece anlamına bürünen değer yargılarına dönüşmekle; her durumda kolektif emek gücünüz sizin egemeniniz oluyordu. Geçmişte sosyal anlamalı beyin inşa kalıpları kolektif üretim bilincine göre edinilmişti. Şimdi yoğun bir beyin yıkama söylemi içinde kişisi mülk sahibi olma ve rızk dağıtma söylemli telkinler ile kolektif kalıplı alanın içi silindiği için kişi kolektif üretimin farkında bile değildi. Kolektif kalıplı söylem içindeki izlekler kolektif ütopyayı oluşacak firarilerinizdi. Silinen sosyal hafızalı yerde silinen yeri yok etmedikçe silintiler iz ve kalıntı bırakıyordu. Söylemlerde bu izi taşıyordu. Örneğin, El, El takdiri, rızk, kader, mülk sahibi gibi bir yığın sözcükler neye karşılık neyin anlam izi olduğunu saklayamıyorlardı. Bu iz ve fosil kalıntılardan geçmiş, rahatlıkla okunabiliyordu. Üstelik köleci mantığın hikâye dili de olmuş bitmiş kolektif geçmişin tersi söylemdiler. Bu nedenler kişilerdeki silinti kazıntıların izleği olan geri gönderili kolektif çağrışımlar, köleci sistemin hunharlığı karşısında kişilerin kolektif dayanışmalı kolektif vicdanıydı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |