Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Olimpos’dayız bal böceğim. Kaç valiz hazırladım bilmiyorum ama parmak arası terliklerimizle Olimpos kavşağındayız. Gözleme istedi canın değil mi? Olimpos servisi gelene kadar otlu bir gözleme yesek fena olmaz. O nasıl bir şey diye sorma. Bahçeden teyzelerin otlarıyla pişirdiği mükemmel bir tat. Ayranla içelim Olimposa uzanan yola bakarken. Servis gelmeden bir sigara, çakmağı senden galiba. Genciz, delikanlıyız ve hesaplı mekanları seviyoruz dedin ya, gözleme yerken. O zaman Türkmen Tree House bizi bekliyor. Serviste aç pencereyi ve kartalların kanatları gibi aç kollarını yüzüne vursun rüzgar. Ben hep yaparım çünkü. Geldik mi Türkmen’e. Hamdi bey bizi bekliyordur. Bu güzel kız, sonunda bir delikanlıyla geldi der gibi. Valizimi çekip durma, terliklerin kopacak. Nereye şimdi yeni yapım ahşap evlere. Kahvaltıya yetiştik ama sen açık büfe sevmezsin ki. Omlet ve portakal suyu yaptıralım bari. Burası bizim sayılır. O çiçekli şortu giyindin değil mi yine ben hallederim kahvaltı siparişini. Hadi yürüyerek göbek eritme vakti. Antik kentten geçerek kumsala gidiyoruz. Sağına soluna bakma her yer çiçek çünkü böcek çıkabilir. Şezlong yok, duşluk yok ama en bakir yer burası bal böceğim. Denize koştuk ama dalgalar bayağı fazla yüzmeyi az biliyorum sen açıldıkça ben boğulabilirim. Terledin yine biliyorum mendil kırmızıydı terini sildiğim. Hatta şile bezinden beyaz çiçekli. Geldiğimiz yolu unutma akşam buraya yıldızları seyretmeye geleceğiz çünkü. Yıldızlar elinin altında, yakamozlar ve beyaz teknelerle mükemmel bir manzara. Gitarının tellerini koparma ama çalarken akşama şarabı çok kaçırıp. Akşam yemeğindeyiz ve açık büfe harika bir sofra ile oturalım çardağımıza. Gençlerde var gelsinler mi yanımıza. Ben çağırdım bile. Terleme bal böceğim. O benim kırmızı mendilimdeki kolonya hatta bebek kolonya kokusu olsa gerek. Şimdi neredeyiz diye sorup durma bana Road House bizi bekler. Hatta erken gidelim ki hipiler basmadan gerçek iki rocker görsünler. Sana kalsa çiçek aramaya Kadirin yerine gideriz ama böcekte çok bilesin. Akşam dolunay, yakamoz, yanartaşta sucuk ekmek ve Olimpos’a sel geldi biz gelince sabah olmadan döndük bile. UYANDIN MI SERVİSTEYİZ HALA ÇÜNKÜ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
![]() | Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2023 | © Safiye Karaağaç, 2023
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |