Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
Hayata geliş nedenimize çoğumuz tam olarak anlam verememişizdir. Neden doğduk, neden yaşıyoruz. Dünyaya gelmemize ne gerek vardı sanki, çok mu önemliydi? Allah verdi, leylek getirdi, kazayla oldu. Yiyecek ekmeğin, içecek suyun varmış... Hep bunları düşünür dururum. Ne anne babamızın bizi, ne de bizim onları seçme hakkımız yoktur. Dünyaya gelir ve onları tanımaya başlarız. Yıllar sonra yaşam kavgası içinde buluruz kendimizi. Aslında kavgadan çok bir savaştır bu bizim için. Bir lokma ekmek kazanabilmek için çabalar, ideallerimiz uğruna savaşır dururuz. Hep başarıyor gibi görünsek de zaman zaman yenilgiye de uğrarız. Bu yenilgiler bizi hiçbir zaman küstürmemeli, mücadele gücümüzü yitirmemize neden olmamalıdır. Yaşadığımız olaylardan ders çıkararak tekrar denemek, mücadelemizi sürdürmek, başarı şansımızı mutlaka artıracaktır. Ve bu durum bizim için gurur kaynağı olcakatır. Hele de kaderciliğe hiç mi hiç sığınmamalı, "kaderim böyle imiş, şansım olsdaydı" diyerek bir kenara çekilip, olaylar karşısında aciz kalmamalıyız. Sevdiğimiz farkında olmasa da kanayan yüreğimizin, umursamasa da uğruna savaştıklarımız, yine de küsmemeliyiz yaşama. Sorunlarımızın üstesinden gelebilmek için sürekli çözümler üretmeliyiz. Mutsuzluktan kurtulmanın yolu, çoğu kez bizim elimizdedir. Kimse durup dururken illaki bizi mutlu etmek için ya da hayatı sevdirmek için çaba göstermez. Önemli olan bizim istememizdir. Sorunlarımızla başa çıkamıyorsak, yaşamanın ne kadar güzel olduğunu farketmeyi tek başımıza başaramıyorsak, bu konuda deneyimli olan kişilerden yardım almalıyız. İşte o zaman tatlı olur acılar, işte o zaman kollarına alır hayat bizi... Yaşamı sevmek insanı gençleştirir, güzelleştirir. Gelin biz biz olalım; yüzümüzden gülümsemeyi hiç eksik etmeyelim. Üstesinden gelebilmek için her zorluğun, yaşamı sevelim sevdirelim. Hatalarımızı yinelememek için yaşadıklarımızdan ders almalıyız. Doğruluğuna inandığımız işi yapmak istiyorsak önümüzdeki engelleri kaldırarak, tüm gücümüzü kullanmayı bilmeliyiz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nur Ersen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |