Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Gözümü açıp bir bardak çayla karşısına geçmemle başlar bu serüven...Öğleyin bir fincan kahve, akşam bir kupa dolusu sütlü neskafe içerek devam eder..Yatana kadar. Hatta yattıktan sonra bile devam eder; uyku bedenimi esir alıncaya, düşümde yeni aşklara dalıncaya kadar...Gözünüz kaldıysa yediğim içtiğimde; siz de buyurun!..Su ile çoğaltır, size de ikram ederim birer bardak. Son zamanlarda bulduğum bir yöntem bu, nesini sorarsınız!..Çünkü; hiç birini ikileyecek gücüm yok, inanın!..Buna sebep hayat pahalılığı değil sadece, internet sevdam!...Bir dalıyorum, pir dalıyorum sanal sayfalara; çık çıkabilirsen!..Özellikle de bizim sitemizden...Ne çok labirenti varmış meğer İzedebiyat’ ın!..Romandı, şiirdi, denemeydi, eleştiriydi..derken saatler geçiyor. Aslında saatlerin geçtiği umurumda değil ;lakin, telefon parası olmasa sesim çıkmayacak ve şu asi yanım delirmeyecek...Sahi neden masal yok!... masalllll!...J)))) Neyse, gene de olsun diyorsanız eğer; oturun yanı başıma; birlikte yaşayalım ekran aşklarını; TV’ de ama!..Hazır mısınız? Benim ilk ekran aşkım, Kıvrık Hasan’dı biliyorsunuz. Onu hiç görmedim, dokunmadım, sadece göz göze geldim TV ekranında. Ne tuhaf!..O, top oynarken ben gençliğime doğru gittim hep...Voleybol oynadığım yıllarda duyduğum alkışları, yorulmaz yanımı, formama olan borcumu ödemek adına düşüş kalkışlarımı, attığım servisleri, smaçları; kazanınca duyduğum sevinci, kaybedince çok üzülmemeyi öğrendiğim o yıllarımı hatırladım. En önemlisi seremonilerde İstiklal Marşımızı söylerken göğsümün kabardığını (bitmez ki!..), yüreğimin hızlı hızlı atışında bu ülke insanı olmanın gurur ve mutluluğunu bir kez daha yaşadım; onunla her göz göze gelişimde... Bu dünyada ‘ben de varım’ın mührünü yapıştırdım gökyüzüne....Bu ülkenin adı Hasan olmayan onlarca, binlerce gencini soktum yüreğime bu göz göze gelişlerde.Hele Kore’den, Japonya’dan iyi haberler geldikçe, tutup öptüm alınlarını hepsinin..Kim ne derse desin, O’na aşık oldum!... Fakat zaman yeniliyor aşkları;kadmerlenen bir güle döndürüyor onu...Her keresinde ihanet doğuruyor aşk!..Bağışlanıp bağışlanmadığını düşünmeden, başka birine aşık oluyorsun nedense!..Oysa ne sözler veriyor, ne vaatlerde bulunuyor insan başlarda...Hani nerde!?..Unutmuyorsun, alışıyorsun zamanla...Alıştıkça demodeleşiyor aşk; heyecanını yitirip külleniyor...Özür dilerim Kıvrık Hasan! Bağışla beni!.. Bu günlerde bir kıza aşığımJ) Nasıl şeyse!..O ekranı kapladığında gözlerim daha çok açılıyor, kocaman bir gülüş gelip oturuyor yüzüme...Kaldır, kaldırabilirsen yerinden..Sen ’git!..’ dedikçe o bağdaş kuruyor...Nasıl gitsin ki!..Kalın dudaklarını kırmızıya boyamış, saçlarını iki yanına kordela ile bağlamış, yüzüne masumane bir tavır takarak “Ay!..Sizin gezegeninizde aşk var mıydı..aşk!...” diyen o kızı bırakıp...Nereye gitsin ki!...Ne yani!..Bunu derken yanılıyordu tabii.. Kendini hangi gezegenin insanı sanıyordu bu kız!..Tek gezegen bu gezegendi işte!.. Merkür sıcak, Plüton soğuktu...Ötekiler ise yaşanılmaz...Anlaşılan haberi yoktu bizim Leylalar’ dan (para basılan değil amaJ)..),Şirinler ’den, Aslılar ’dan...Haberi yoktu demek Ferhatlar’ dan, Mecnunlar’ dan, Keremler’ den; Mevlana, Yunus Emre; Yesevi gibi hak aşıklarımızdan..Haberi yoktu eminim; Karacaoğlan, Dadaloğlu, Mahzuni, Veysel, Köroğlu , Pir Sultan gibi halk aşıklarımızdan...Ve benden!..J))))Olmazsa olmaz!..Ne olmuş yani!..Tavşan da aşıktı dağa ama, dağın haberi yoktu bundan....O kızın da yoktu haberi şüphesiz kendisine duyduğum bu aşktan...Olsun!.. ”Ay!..Sizin gezegeninizde aşk var mıydı,aşk!...” Diyerek, bana düşündürdükleriyle, anımsadığım büyük aşklarla (en büyüğü çocukluk aşkıymışJ)))...),Onların kahramanlarıyla; Kleopatra’ yı,bizim güğümleri taşıyan Düriye’ yi; Gayduru Gubbah Cemile’ yi, Horozlardan Korkan Yar Osman’ı hatırlattığı için seviyorum ve dahası aşık oluyorum o kıza!..Kolay kolay unutmayacağım da galiba. Ama!!!! (devam edecek)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |