Yeni Bir Gezinin Ardından
Yine de hız kontrolü yapan ekiplerin yanında hız duvarını aşmış üç beş sürücü var. Ceza yiyenler ekiplerden intikam alırcasına hızla yanımızdan geçip uzaklaşıyorlar. Görevlerini yapan bu ekiplere karşı bu öfkenin nedeni anlaşılır gibi değil. Trafikteki kurallar uzun araştırmalar sonucu konulmuştur. Kurallara uymak en azından kendi can güvenliğimiz bakımından çok önemlidir.
Yaz sıcakları henüz kış otlarının yeşilliğini henüz çökertmiş değil. Yol boyu yeşillikler gözlerimizi büyüledi. Foça ile Yenifoça arasındaki virajlı yol sürücüleri hiç sıkmıyor. Zira bu mevsimde koylar ve koyları çerçeveleyen orman olağan üstü güzellikte. Yol boyu yedi sekiz yıl önce bir piknikçinin neden olduğu yangında yanan orman alanını arıyorum. Yangının izleri tamamen yok olmuş. Yangın yerini genç ağaçlar olabildiğince canlı yeşiliyle tamamen örtmüşler. Bozuk orman alanlarından söz edenlere bu genç ağaçlardan tokat gibi bir yanıt. Bozuk orman alanı yoktur, olamaz. Yeter ki korunulsun.
Yerel yönetimler devletten çıkan ödeneğin zamansız gelmesi yüzünden olacak tüm işlerini turizm mevsiminin hareketlendiği günlere bırakmışlar. Yenifoça sokaklarında kazılmadık yer kalmamış. Kazılardan kaynaklanan tozlar çekilecek gibi değil. Dönüşümüzde eşime Şarköy’den geçelim mi diye sordum? Yorgunsun başka bir zaman geçeriz demesine aldırmayarak Şarköy yoluna saptım. Yol bakımlı değil ama fena da sayılmaz. Şarköy’e vardığımızda sahile gittik. Sahil Dikili sahilini bile aratmayacak güzellikte düzenlenmiş. Plaj tesisleri, sahildeki mini park ve yaz ayları etkinlikleri için düzenlenmiş alan çok iyi tasarlanmış. Darısı halen bu düzenlemeleri yapamamış beldelerin belediyelerine. Gerçekten Şarköy’deki düzenleme örnek alınacak bir düzenleme.
Dönüş yolumuzda güzel bir sürpriz ile karşılaştık. Yol yeni asfaltlanmış. Fırından çıkmış yeni ekmek gibi dumanı burnunda. Yoldaki zevkli sürücülüğüm çok kısa sürdü. Asfalt bir noktada bitti. Asfaltlama hazırlığı yapılan yol delik deşik. Daha ileride ekip çalışması yüzünden yolculuk daha da sıkıntı vermeye başladı. Tekirdağ asfaltına kadar bu şartlarda gideceğimizi zannettiğimizden Şarköy’e saptığımız için pişmanlık duyduk. Neyse ki yolumuz yine düzeldi. Kanımca bir haftaya kadar Şarköy yolu tamamen asfaltlanmış olacak. Bozuk yol çilesi sona erecek. Akla yine bir soru geliyor. Madem bu yolu asfaltlayacaktınız, sezon başlamadan bu işi yapıp bitiremez miydiniz?
Yıllardır Müreftye ile Kumbağ arasında yol inşaatı sürüp gidiyor. Nedense yol bir türlü bitirilemiyor. Şarköylülerden edindiğim bilgiye göre yol tamamen açılmış olmasına rağmen zaman zaman patlatılan dinamitler ve aşırı toz yüzünden yol trafiğe uygun değilmiş. Oysa bu yol bir bitirilse Şarköy’ün Tekirdağ ile bağlantısı en az otuz kilometre kısalmış olacak. Bu bağlantı sayesinde o bölgelerde yatırımlar hız kazanacaktır.
                         ***
Zaman zaman yıllarımı verdiğim siyasetten nefret eder hale geliyorum. Siyaset erdemlilik gerektiren bir uğraştır. Siyasetçi kendi çıkarı için değil, halkın çıkarı için siyaset yapmalıdır. Seçim öncesi Amerika’ya veryansın edenler, bu gün Amerika’nın gönlünü alma savaşı veriyorlar. Olası bir İran savaşı için üsler altın tepsi içinde Amerika’ya sunuluyor. Ana muhalefet lideri arada bir göz boyamak için muhalefet yapar gibi yapıyor. Yaptığı muhalefetin ne sonuç getirdiğine ya da getireceğine bakmadan yine kış uykusuna yatıyor.
Bin dokuz yüz elli dört seçimlerinde CHP büyük bir hezimete uğramış ve meclise otuz dört milletvekiliyle girebilmişti. Tüm siyaset bilimcileri CHP ye kefen biçmişlerdi. Bundan böyle CHP belini doğrultamaz. Siyaset sahnesinden silinip gider demişlerdi. İşte bu aşamada CHP Genel Sekreterliğine Kasım Gülek getirildi. Adana’nın en zengin ve köklü ailesinin ferdi olan Gülek modern bir Evliya Çelebi gibi yollara düştü. Köy, mezra demeden gittiği her yerde CHP yi tanıtmaya, daha doğrusu yeniden yaratmaya çalıştı. Çalışmaları bin dokuz yüz elli yedi seçimlerinde semeresini verdi. Tüm antidemokratik uygulamalara rağmen CHP nerdeyse iktidar olacaktı. CHP nin bu hızlı yükselişi genel başkan ile genel sekreter arasında patlak veren bir mektup olayı yüzünden sona erdi. İsmet paşa “devlet adamı yalan söylemez” diyerek genel sekreterinin istifasını istedi. Genel sekreter itiraz etmeden istifasını verdi.
O yıllarda CHP nin yükselişini etkileyen ikinci etkense CHP nin otuz dört millet vekiliyle yapmış olduğu büyük muhalefet olmuştu. O yıllardaki muhalefeti arıyorum. Kars’ın üçlüsü vardı. Sırrı Atalay, Kemal Güven ve Coşkun Kırca. Üçü meclisteki beş yüz atmış altı Demokrat partili milletvekiline yetip artıyordu. Üçü mecliste bir fırtına gibi esiyorlardı. Mecliste olup bitenleri ise ancak CHP yanlısı gazetelerden öğrenebiliyorduk.
Partilerin en zengini CHP çalışmalarını halka duyurmadıkları için medyaya kızıyorlar. O halde neden geçmişte yayınlanan Ulus gazetesini yeniden yayın hayatına sokmuyorlar? Yoksa paraları mı bitti? Biten para değil, biten sadece halka yararlı olabilmek için gereken çalışma azmi.
Önümüzde baskın bir yerel seçim olacağını belirtileri gözler önüne serilmeye başladı. İzmir yolculuğum sırasında yol boyunda yığılı asfalt malzemelerinin olası bir erken seçimin seçim malzemesi olduğunu anlamak için fazla akıllı olmaya gerek yok. Bu görüntüler bile CHP yi uykusundan uyandırmaya yetmiyor. Oysa AKP ye karşı yapacağı muhalefet için tüm meclis dışında kalan partilere oy verenlerin de CHP den beklentisi var. CHP yönetimi bu beklentileri görmezlik edemez, etmemesi gerekir.
                              Özcan Nevres
ozcannevres@hotmail.com