İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Yüzyıllar önce, şair tanıtım yazısındaki dizelerde böyle pahasını biçmişti Istanbul'un. Ve belki de bu şehrin kıymetini en iyi anlatan beyitlerden biriydi bu. Şairden yüzyıllar sonra bir musiki eseri ise " Istanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar "ı terennüm ediyordu mısralarında. Sahiden Istanbul'u bu kadar nev'i şahsına münhasır yapan nedir? Niye aklını başından alır insanın? Niye ayların en zalimi Nisan'dır burada? Niye her semti binlerce şair yeşertir bağrında? Niye bu şehir olmadan Osmanlı ve Türk edebiyatı olmaz? Bu suallerin (ve belki de sualler aynı zamanda cevaptır) cevabı belki de hiçbir zaman müşahhas olarak ortaya çıkamayacak çünkü bir şehri sevmenin, gözle görülür, elle tutulur bir sebebi olması gerekmez çoğu zaman.Çünkü aslında şehirler de canlıdır tıpkı insanlar gibi ve bir insanı sevmenin bazen mantıkla ilgisi yoktur hatta söz konusu olan aşksa çoğunlukla "nedensiz de sevilir" ! Şehirlerin bir cinsiyeti olduğuna inananlardanım ben de! Ve bu inanışıma göre Istanbul kesinlikle dişidir, kadındır, her damlasına ve noktasına kadar! Şuh, gençliği gibi olgun yaşları da yüzyıllar süren, hep cazibeli, etki alanına girenin başının döndüğü, ayaklarının yerden kesildiği, peşine kapılıp gidilen bir afet-i devran! İşte bu yüzden dişiliğin her toprak parçasından fışkırdığı ve asla modası, güzelliği etkisi geçmeyen Istanbul'a aşık olunmaması mümkün değildir! Doğal güzellik değildir sadece şehri müstesna kılan! Ben bazen Istanbul'dan ayrıldığım birkaç günlük seyahatlerimde, trafiği,kargaşa diye nitelendirilen kalabalıkları ve "Cadde-i Kebir"i (tabir Fransızlar' a aittir) müthiş özlerim. Mekanlarında kaybolup gidebileceğiniz, aşkı,sevdayı doğal atmosferinde yaşayabileceğiniz bir şehir! Bir erkeğe veya kadına aşık olunabilecek en mistik ve egzotik mekandır Istanbul! Yazınız uzadıkça aslında kelimelerin ne kadar kifayetsiz kaldığını satır satır daha fazla hissettiğiniz bir şehir! Kanlıca'da yenilen yoğurdun, gümüş bir mangalda kaynattığınız serinliğin, Emirgan'da içtiğiniz çayın, Beyoğlu'nun devasa cümbüşünün ve saymakla bitiremeyeceğiniz daha bir çok lezzetin sizi aşka, sevdaya ve muhabbete çağırdığı şehir! Sahi, siz ne kadar seversiniz Istanbul'u?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © FATİH KÜRŞAT TOPÇUOĞLU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |