"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Önce mutfaktan başlamıştık . Görevimiz işe yaramayanları çöpe atmak . Mutfak kolaydı . Hızla işe giriştik . İki düzineden fazla yoğurt kabı . Yıkanmış ve iç içe yerleştirilmiş. At gitsin . Kulpu kopmuş , tabanı çatlamış emaye tencereler . At gitsin . İlk düdüklü tenceresi , ağır ve hantal . At gitsin . İçlerinde çeşit çeşit baharat dolu kavanozlar. At gitsin . Plastik kaplar , bakır kaplar , siniler . At gitsin . Yanmış kızartma tenceresi , kırık çaydanlık , plastik sürahi . At gitsin . Mutfaktan çıktığımızda kapının önünde sayısız çöp torbası birikmişti . Anıları bir an önce çöpe dönüştürme hırsımızla yatak odasına girdik . Yatak odası mutfak kadar kolay değildi . Her çekmeceden yoğun bir anne kokusu yükseliyordu . Son kullanma tarihi geçmiş haplar , yarısı kullanılmış merhemler , sararmış sargı bezleri . At gitsin . İç çamaşırları . Yıpranmış , ama tertemiz , ütülü , hepsi özenle katlanmış . At gitsin . Çorap lastikleri , çengelli iğneler , saç tokaları . Boş krem kutuları içinde renk renk , boy boy düğmeler , agraflar ,fermuarlar . Hani annelerimizin bir gün işe yarar diye eskimiş giysilerden söktükleri . At gitsin . Yalnızca kenarları dolu ortası çıplak taş pudra kutusu, yarım kalmış rujlar ,küçücük göz kalemleri , kapağı kırılmış ayna . At gitsin . Her bir harfinde iki , üç isim yazılı küçük telefon rehberi . Fermuarı bozulmuş , sapı kopmuş çantalar . At gitsin . Çeyizinden kalma sararmış ve üstlerinde yer yer sandık lekeleri olan örtüler , dantelli yatak çarşafları , yastık kılıfları . Yüzü yol yol yırtılmış küçük yün yorgan . Belki çocuğundan kalma . At gitsin . Çocuğunun küçük bir fotoğrafı . Kim bilir hangi kimlikten koparılmış , kenarı damgalı . At , hayır bu kalsın . Gecelikleri , sabah kalktığında üstüne giydiği yün yeleği , uzak ve yakın gözlükleri . At , at gitsin . En son açtığımız çekmeceden eflatun boncuklu bir çift küpe çıktı . Altın değil , gümüş de değil . İşe yaramaz at gitsin . At gitsin de elimden bırakamıyorum ki . Yatağın üzerine oturdum . Elimde eflatun boncuklu küpe, tonlarca ağırlıkta . Birden anıları çöpe dönüştürme hırsımız bitiverdi . Hepimiz küpeyi incelemeye başladık . Ne zaman alınmıştı acaba . Belki genç kızlığının ilk küpesiydi . Belki de eşinden aldığı ilk armağan . Onu atmaya kıyamadık . Arkadaşım koy çantana dedi , sen sakla . Bir gün ardımdan anılarımı toplayanlar . Bu öykü size yazıldı . Cüzdanımda eflatun boncuklu bir çift küpe var . Altın değil ,gümüş de değil . Ama tonlarca ağırlıkta . Lütfen hiç olmazsa onu atmayın .
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Uçiskazdika, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |