Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Kendi dinsel inancını çoğu kez bir çok ülke insanına oranla daha fazla sahiplenen İspanyol halkı aynı zamandada yeni dinlerede bir o kadar hoşgörü ile bakıyor. Tarih çağları boyunca Keltler, Yunalılar, Kartacalılar başta olmak üzere bir çok medeniyete kucak açmıştır İspanya…. Romalılarınsa İspanya'yı almaları oldukça güç olmuştur. Fakat bir süre sonra herkesten daha çok roma kültürünü ve roma yasalarını korumaya benimsemeye başlamıştır. Latince ve akdeniz kültürüyle özümsenen yeni din aslında romalılaşma sürecini bütünleyen öğe oldu. Roma ruhunu bu yeni inanç sayesinde benimsedi İspanya… İspanyanın özgün tarihsel kimliğinin benimsenmesi yolundaki ilk adımlar ise III. Yy’daki bunalımların başgöstermesi ile ortaya çıktı. Asıl önemlisi hristiyan piskoposların Roma’ya ve imparatorluğa verdikleri düzen ile bunu benimseyen halk sayesinde Roma ve İspanya arasındaki kopukluk sona erdi. Kilise öylesine bir güçtü ki Vizigotlar bile arilikten vazgeçip;katolikliği benimsemek zorunda kaldılar. Vizigotlar, V-VI yy’larda Meseta’nın önemli noktalarını ele geçirdiler. Akdeniz kıyısındaki kenar bölgeler iktidar değişikliğine direndiler. Merkez ve kenar kesim ayrıldılar. Başkentleri Toledo oldu ki ilk kez Meseta siyasal merkez konumuna geçti. Vizigotlar , oligarşik olmaktan öteye geçemediler;ülkeyi yönetenler hep yerli halk oldu. Vizigotlar müslümanlar tarafından yıkılıncaya kadar , soyluların desteği ile ayakta kaldılar. 711 yılında müslümanlar İber yarım adasına geldiler. Bir çok yerde özerklik bekleyen beyler müslümanların koruması altında özerkliklerini kurmayı kabul ettiler. Başkentlerini Cordoba olarak seçtiler. İspanya’da ciddi bir kültürel ve dinsel bölünme yaşandı. İlk anda amaçları Vizigotların ellerindeki toprakları almaktı ama dinlerini ve kültürlerini dayatmadan uzak bir tavırla çabucak yaydılar. Ki bu dönem Vizigotl krallığının kilise ile arasının en iyi olduğu dönemdir. 926'da III. abdurrahman’ın halifeliğinin ilan edilmesi ise bağımsız bir devlete dönüştüler. X. yy başlarında egemenlikleri doruğa ulaşı. yeni sulama yöntemleri getirerek tarımı geliştirdiler. İpek dokumacaılığı, maden işçiliğive çömlek sanatında çok ilerlediler. O dönemde diğer devletler para sıkıntısı çekerken Endülüs’te bolluk hüküm sürmekteydi. Adanın tamamı bu dönem içinde müslümalığı benimsemedi, ama çok katı bir şekilde Roma’nın geleneklerini sürdüren bir grup vardı:”MOZARABELER”…Mozarabe dili, sanatı, kültürü, ile yarımadanın kuzeyinde ve Kastilya, portekizde benimsendi. X. yy’ın ortalarında Endülüs Halifeliği’nin karşısında Leon Krallığı 2. Bir siyasal güç olarak dikiliyordu. Atlantikten, akdenize bir çok farklı topluluk yalnızca direniş için birleşti. Katalonya ve Kastilya daha o zamandan ortak hareket çerçevesinde özgün bir evrim yolunu tuttular. Kuzeyde hristiyanlar Frankların desteğiyle monarşiye dönerken müslümanların içindede yöresel güçler görülmeye başlandı. Kurtuba Halifeliği parçalandı. Ve Taifa Krallıkları denilen devletçikler kuruldu. 1085’te Toledo Leon Krallığı ile birleşmiş olan Kastilya’nın eline geçti. Endülüs sınırlarının daralması ile RECONQİSTA(haçlı ruhu)doğdu. Haçlı ruhu;1936-39 iç savaşında bile ülkenin bağlayıcı dokusu oldu. Kutsal savaş ruhunun uyanmasıyla müslümanlarla sınır olan bölgelere askeri tarikatlar kuruldu. Bu tarikatlarda dinleri için savaşan askerler yetiştirildi. Endülüs Halifeliğinin aksine buralarda tarım yerine toprak mülkiyeti ve hayvan ekonomisi getirdiler. Reconquista’yı sonuca ulaştıran katı dinsel hoşgörüsüzlük de aynı bölgelerde kemikleşti. 1085’te Toledo Leon Krallığı ile birleşmiş olan Kastilya’nın eline geçti. Endülüs sınırlarının daralması ile RECONQİSTA(haçlı ruhu)doğdu. Haçlı ruhu;1936-39 iç savaşında bile ülkenin bağlayıcı dokusu oldu. Kutsal savaş ruhunun uyanmasıyla müslümanlarla sınır olan bölgelere askeri tarikatlar kuruldu. Bu tarikatlarda dinleri için savaşan askerler yetiştirildi. Endülüs Halifeliğinin aksine buralarda tarım yerine toprak mülkiyeti ve hayvan ekonomisi getirdiler. Reconquista’yı sonuca ulaştıran katı dinsel hoşgörüsüzlük de aynı bölgelerde kemikleşti. Müslümanların gerilemeleri ile museviler dinsel nedenlerin dışında ekonomik yöndende iyi durumda oldukları için sık sık hoşgörüsüzlüklerle karşılaştılar. 3 farklı dinler aydınların sorun yaşamaması Kastilya’nın XVII. yy’a kadar uğraşacağı asimile veya sürgün sorununu ortaya çıkardı. XV. yy’da Musevilere karşı Engizisyon mahkemeleri açıldı. 1492’de toplu halde göçe zorlandılar. Aynı tarihte, Müslümanlardan kalan tek sultanlık Gırnata Krallığı da düşecek ve reconquista tamamlanmış olacaktı. Granada’nın alımında yaşanan büyük kanlı çarpışmalar, 3 kültürlü İspanya’nın sonu oldu. İspanya her dönemde batı ile bağdaşmamış ona karşı ve aynı oranda önemli olan ise islam ve musevi kültürünü en bağnaz döneminde bile korumuştur. İspanya Müslümanları ne kadar düşman olarak görmüş olsa da bu bu kültür özde ona diğer Avrupa medeniyetlerinden daha üstün bir kültür hazinesi bırakmıştır. Ünlü tarihçi Ramon Menendez Pidal ‘de Roma’nın ilkçağ döneminde gerçekten ileri olduğunu ama Arapların daha sonra ortaçağa damgalarını vurduğunu ve yıkıldıktan sonra bile İspanyolların bu kültüre hayran kaldıklarını söylüyor. Ayrıca Menendez Arapların , Toledo’daki “Çevirmenler okuluna”yaptıkları katkıların yadsınamayacağını söylüyor. Sonuç olarak İspanya ne kadar Avrupalı olsa da;ne kadar kendini Avrupaya ait görse de; kültürün ve insanlarının derinliğinde inkar edilemeyecek bir mağripli hayranlığı vardır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |