O KARA TANELER Kİ…
Ben çörek otu;
Gözlerinin renginden aldım siyahımı. Ve kutsalım O’nun her sözü gibi. 14 asır evvel O’nun sözleriyle fark ettiniz beni. aslında hep vardım ben. Ama bekledim sıramı. O’nun her sözü gibi ‘emin’di bu da. El-emin dedi ki;
“ şu kara tanede ölümden başka her derde deva vardır. ”
Fark edilmenin verdiği hazla insanoğluna hizmetimi vermeye başladım bende. Zira işte buydu benim ibadetimde!
Önce parçalandım. Merak etti kutlu sevgiliden bu müjdeyi işitenler muhtevamda ne içerdiğimi. Çeşitli oranlarda karbonhidrat,doymamış yağ asitleri, albümin ve yüzlerce madde.. vitaminler, mineraller, aminoasitler ….
İşte bunlardan yola çıktılar ve önce savunma sistemine iyi geldiğim fark edildi. Öyle ki;mikroplu hastalıklar, sık grip olma, uçuk, kanser, deri hastalıkları ve mantar, uyku bozuklukları gibi insan vücudunun savunma sistemi bozukluklarında oluşabilecek birçok hastalığa iyi geldiğimi anladılar. Ve şöyle dedi bilim adamları:
“ çörek otunun tohumunda organizmayı destekleyen yüzden fazla madde vardır. İşte bu yüzden immün sistemi güçlendirir.”
Mutluydum,anlaşılmak güzeldi.
Anlaşıldıkça daha da çok araştırılmak.
Ve alerji;anlaşıldı ki beni kullanan hastaların %89 unda alerjik astım, bronşitli astım, besin alerjisinin neden olduğu durumlar, bahar nezlesi gibi alerjik durumların iyi olduğu tespit edildi.
Alerji konusunda Rabbimin beni donatması mükemmeldi. Denemelerden verdiğim sonuçlar o kadar iyiydi ki bilim adamları bile şaşırdı.
Rabbimin içime koyduğu dermanları gördükçe, kendimi seçilmiş hissetmiyorum desem yalan olur. Ne büyüksün, şükür …
Yaraları çabuk iyileştirmem, vücuttaki zehirleri süzerek atmam, hormon sistemini sağlamlaştırmam, idrar söktürücü olmam, hazmı kolaylaştırmam teker teker fark edildi.
Ve 21.yy geldik. Seyreyledim dünyayı ve zamanı. Teknolojinin bu kadar hızlı ve bu derece gelişmesi beni şaşırtmadı. Çünkü zaman bana öğrettikti benim gibi minicik bir taneye cevherler yükleyen Rab;melekten üstün insan beynini kim bilir nasıl yaratmıştı! Baktım ki bu devirde hastalıklar büyümüş, çeşitlenmiş insanlar sorunları azaltmak yerine çoğaltmış, çarelerini aramakta. Eskiyi unutmuş ürettikleriyle haşır neşir. Kimyasal maddeler sarmış yeri ve göğü. Bitkilerin köklerine ilişmiş, arşı delmiş bu maddeler. Aıds , kanser, kolesterol, şeker, hepatit gibi hastalıklar ön safhada..
Kan şekerini düşürdüğüm anlaşılmış. Muhtevam her yüzyılsa tekrar tekrar incelenmiş ve içimdeki doymamış yağ asitlerine takılmış gözü bir bilim adamının. Doymamış yağ asitlerinin metabolizmaya yardım edip hücrelerin büyümesi, gelişmesi ve en önemlisi yenilenmesine yardımcı olduğu gözden kaçmamış tabi.
Buldum demiş insan ve kolesterolü normale çevirdiğim anlaşılmış. tabi hemen emin olamamışlar,denemeler sonunda tansiyonu düşürüp damar sertleşmesi ve kalp enfarktüsü riskini azalttığım ve kolesterolü normale çevirdiğim anlaşılmış.
Kim bilir daha hangi hastalıklara iyi geldiğimi. Evet insanoğlu! Rabbinin çaresiz hastalık vermediğini unutma ve ara çareyi. Ama hatırla ki neyle ve nasıl olursa olsun çareyi ancak O verir. El – Şafî’dir çünkü.
Ve asla unutma ölümsüzlük iksirini bulamazsın. Çünkü kutlu sevgilininde dediği gibi her hastalığın çaresi mevcut. ölüm dışında.
Ölüm; yeni bir yolculuğun ilk durağı. Ve sen insan; mutlaka senin yolunda bir gün bu durağa uğrayacak.