..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk > Seval Deniz Karahaliloðlu




2 Mart 2004
Aþkýn Üreme Mevsimi  
Seval Deniz Karahaliloðlu
Aþk, benim çocukluðumun yazlýk sinemalarýnda seyredilen Yeþilçam filmlerinin unutulmaz jönleriydi. / Herkesten gizli kurduðumuz rüyalarýmýzýn ‘esas oðlanlarýydý’. / Yeþilçam filmlerinin nostaljisi ve film yýldýzlarýnýn romantizmi bir yana


:CGHB:
Aþkýn Üreme Mevsimi

Seval Deniz Karahaliloðlu

Aþk, benim çocukluðumun yazlýk sinemalarýnda seyredilen Yeþilçam filmlerinin unutulmaz jönleriydi.
Herkesten gizli kurduðumuz rüyalarýmýzýn ‘esas oðlanlarýydý’.
Yeþilçam filmlerinin nostaljisi ve film yýldýzlarýnýn romantizmi bir yana, bu þiirsel söylemi, biraz da lirik doðasýndan baðýmsýz düþünelim.
Hadi bir maceraya atýlalým.
Onu, kavramlarýn kuru ve soyut dünyasýna indirgeyelim.
Hatta kýsaca, asýrlardan beri süre gelen toplumsal ve sosyal dayatmalar zincirinin davranýþlara dönüþümü olarak tanýmlayalým.
Yani, sokak diliyle basitçe ifade edecek olursak, ‘aþk’ hap gibi bir þeydir.
Bir bardak su vasýtasý ile içilir, siz içmek istemeseniz de size zorla içirilir.
O nedenle, direnmenin bir manasý yok. Çaresiz içecekseniz. Yani öðreneceksiniz.
Nam-ý diðer bu ‘hap bilgi’, sadece öðrenilmez ayný zamanda ‘öðretilir’.
Daha doðrusu, küçük yaþlardan itibaren bize, o savunmasýz, saf beyinlerimize zorla sokulan ve adýna ‘masal’ denilen kodlamalar bileþkesi ile týkýþtýrýlýr.
Her gece milyonlarca ebeveyn, sanki matah bir þey yapýyorlarmýþçasýna, 5 yaþýndaki çocuklarýna tüm zamanlarýn en tehlikeli ve muzýr yayýnýný okurlar.
Hem de takýndýklarý en ‘melek’ tavýrla.
Bir dostumun deyimiyle, tüm zamanlarýn en erotik öyküsünü.
Yani, ‘Pamuk Prenses ve Yedi Cücelerin’ ibret-i alem hikayesini...
Hadi öyküyü birlikte hatýrlayalým.
Neydi ana tema?
Üvey annesinden kaçan iyi kalpli bir prenses, onu kurtaran yedi cüceler ve hikayenin ‘esas oðlaný’ beyaz atlý prens.
Hikayenin baþlangýç, geliþme ve sonuç bölümleri ile sizi sýkmayacaðým.
Çünkü, büyük ihtimal beþ yaþýndan beri size o kadar çok okundu ki bir kez daha okursanýz bunalýma girebilirsiniz.
Daha kötüsü, büyük ihtimal þimdi de siz o meþum ‘masalý’ çocuklarýnýza okumaktasýnýz.
Sonuç olarak, kocaman bir koro halinde hikayeyi kelimesi kelimesine ezbere burada tekrarlayabiliriz.
Hikayenin tek ilginç ve can alýcý noktasýný, yani bütün kadýn ve erkeklerin hayatýný mahveden bölümü bir kez daha hatýrlayalým.
Pamuk Prenses baygýn bir halde cam tabutun içinde yatýyordur . Ve tam da prensimiz o can alýcý anda, beyaz atý ile dýkýdýk dýkdýdýk gelir.
Tüm zamanlarýn en arzulanan prensi tavrýyla, (bu arada, Rudolf Valentino hikayesinin nereden çýktýðýný bir kez daha sorgulamanýz için size mükemmel bir fýrsat) Prensesin anlýna kondurduðu (saflýðý da bakýn hele sevsinler) o ‘büyülü’ öpücükle, Pamuk Prensesi ‘hayata’ tekrar geri döndürür.
Nokta.

Çocukluktan yetiþkinliðe geçiþte, kadýnlar ve erkekler kendilerine empoze edilen bu ‘fikre’, yani ‘aþýk olma fikrine’ öylesine aþýk olurlar ki, bu ‘aþk’ hastalýklý bir biçimde hayat boyu yakalarýný býrakmaz.
Bu arada ‘þartlandýrýlma’ ve ‘eðilim’ meselesinin de üzerinde durmakta fayda var. Çocukluktan ergenliðe geçiþ evresinde, görsel ve iþitsel imgelemler tarafýndan adeta bombardýmana tutulan birey, aþýk olma fikrine kontrolü dýþýnda ‘þartlandýrýlýr’.
Beyaz perdeye yansýyan filmlerden, okunan edebi eserlere kadar zengin bir materyal yýðýnýyla her an burun buruna gelir.
Üstelik okul ve arkadaþ çevresinde herkesin bir sevgilisinin olduðu gerçeði, kiþi için ‘iþi’ romantik olmaktan çýkarýr, üyesi olduðu topluluktaki saygýnlýðýný koruma yolunda vermesi gereken bir ‘sýnava’, tabiri caizse bir ‘savaþa’ yada düpedüz ‘kabusa’ dönüþür.
Ýþ, artýk sevimli romantizminden tümüyle sýyrýlýp, acýtan bir ‘zorunluluða’ dönüþmüþtür. Bakýnýz ergenlik dönemindeki, bir ergene sorulabilecek olan ‘daha senin sevilin yok mu?’ türünden, tüm zamanlarýn en ‘aþaðýlayýcý’ sorusuna.

Modern zamanlarda, evimizin baþ köþesine kurulan, aptal kutusundan izlenen filmler, kalitesi tartýþma götürür dizi filmlerin ana temasý daima ayný ‘leziz’ konudur, aþk.
Ayrýca, ihanet, kýskançlýk, aþk üçgeni gibi ekstra ‘soslarla’ bezenen ve desteklenen ana temanýn ‘lezzetine’ lezzet katýlarak, aþk daha çekici hale getirilir..
Böylelikle, iþitsel ve görsel olarak sürekli bir saldýrýya maruz býrakýlan ve ayný zamanda sosyal iliþkiler yumaðý tarafýndan da kuþatýlan birey, yetiþkinlik döneminde aþk fikrine tamamen ‘uyum’ saðlamýþ, bir anlamda aþýk olma fikrine ‘þartlandýrýlmýþ’, en azýndan ‘eðilim’ gösteren bir pozisyona itilir.
Kendi hikayesini yazmak, hadi konunun özüne uygun olarak daha romantik bir dille ifade edelim, kendi ‘aþk öyküsünü’ oluþturmak zorunda kalan birey, kendini öykünün baþ ‘öznesi’ pozisyonuna oturtur.
Artýk o, Pamuk Prenses yada Prens’tir. Daha ötesi, oynadýðý veya ‘özdeþleþtiði’ karakteri oynamanýn ‘hazzýný’ tatma sýrasý, artýk ona gelmiþtir.
Ýþte bu nedenle bütün kadýnlar, taaa beþ yaþýndan itibaren, bilinç altlarýna kazýlmýþ olan bu öðretiyle, hayatlarý boyunca asla gelmeyecek olan ‘beyaz atlý’ prensi bekleyerek kendilerini avuturlar.
Gelmeyeceðini anlayýnca da zaten artýk ‘iþ iþten geçmiþ’ demektir.
Bakýnýz, evde kalmýþ fal meraklýsý haným kýzlarýmýz.
Yada hayalinde yaþattýðý beyaz atlý prens tipine uygun bir prototip bulduklarýný düþündüklerinde, ‘Ah, iþte en nihayet buldum, Evreka, Evreka diye baðýrarak’, adamý ‘legal’ yollardan, ilk önce nikah masasýna, sonra da yataða atarlar.
Sonuç, genellikle kocaman bir ‘hüsran’ ve hayat boyu mutsuzluk olur.
Adýna da nazik bir dille, ‘aradýðý adamý bulamamak’, ‘yanlýþ seçim’ veya ‘ayrý dünyalarýn insaný olmak’ denir.
Yeþilçam filmlerinin unutulmaz repliði olan ‘Biz ayrý dünyalarýn insanýyýz Müjgan’ cümlesinin neden bu kadar popüler olduðunu da böylelikle anlamýþ bulunuyoruz.

Bir de durumu, hayal meyal fark eden fakat yaþadýklarý dar çevrenin sosyal kurallarýný kýramayan ‘az geliþmiþ mahallelerin, çok geliþmiþ hatunlarý’ vardýr ki, en zor durumda olan grup da onlardýr. Ýnatla, bekledikleri beyaz atlý Valentino nedeniyle, kimseleri beðenmezler ve bunlarýn da akýbetleri maalesef aynýdýr.
Üstelik modern zamanlarýn ‘Pamuk Prenses’ masalý daha aðdalý bir dille artýk ‘beyaz cama da’ taþýndýðý için kaçýþ yoktur.
Her ‘aptal kutusunu’ açýþta, hemen her kanalda düzinelerce gösterilen adýna ‘soap opera’ denilen ve Türkçe’ye ‘sabun köpüðü’ olarak da çevirebileceðimiz, beyaz dizilerle hepten ‘aptallaþtýrýlýrlar’.
Bu arada, her gün bir yenisi çevrilerek, zaten var olan düzinelerce yerli melodrama sürekli olarak eklenen dizileri de dikkate olacak olursanýz, iþin vardýðý ‘trajik boyutu’ daha iyi anlayabilirsiniz. Düzinelerce pamuk prenses ve beyaz atlý enflasyonunun yaþandýðý bu sanal dünyaya ait dizileri, gerçek hayat zanneden hanýmlarýmýz için maalesef artýk yapýlabilecek bir þey kalmamýþtýr.
Sosyal statüsü, diðerlerine nazaran iyi olan ve mürekkep yalamýþ olanlarýn da hali pek iç açýcý deðil. Biraz ileriki yaþlarda duyduklarý ve nedenini bir türlü keþfedemedikleri ‘tatminsizliði’, sürekli depresyonlara girerek ifade eden bu hanýmlarýmýz için tek çýkar yol ise sürekli olarak psikiyatristlere taþýnmaktýr.
Bu arada parantez içinde, Pamuk Prenses masalý yazarý ile psikiyatristlerin arasýnda öyle pek de ‘hoþ olmayan’ bir ticari anlaþma olduðunu düþünebiliriz ama bu da maalesef bir varsayým olmaktan öteye gidemiyor.

Gelelim erkeklerin cephesine.
Bence onlarýn durumu daha berbat.
‘Beyaz Atlý Prens’ olmanýn ne kadar büyük bir sorumluluk olduðunu düþünebiliyor musunuz? Her önüne gelen kýzý, ‘Pamuk Prenses’ sanarak ‘kurtarmaya’ kalkmanýn faturasýnýn ne kadar aðýr olabileceði hiç aklýnýza geldi mi?
Ýnsan, büyük ihtimal, kendisini uluslar arasý Kýzýl Haç teþkilatý gibi hissediyor olmalý.
Yardýma koþ, hayat kurtar, kýzlarý öp.
Bu arada, kendi hayatýn ‘kayabilir’ ama artýk olacak o kadar.
Ayný þey erkekler için de geçerli. Pamuk Prenses prototipine benzeyen birilerini bulunca tamam ‘hayatýmýn aþkýný’ buldum zannederek, hayatlarýn ‘hatasýný’ yaparlar.
Lütfen, kendi evliliðinizi anýmsayýnýz.
Daha sonra baþlarýný duvarlara çok vururlar ama artýk iþ iþten geçmiþtir.

Kendimizi sýnýrlamayalým.
Olayý büyük ölçekte dünya bazýnda düþünelim.
Dünyada 300 ila 350 devlet var. Her bir ülkede var olan çeþitli etnik guruplarý da ele alýrsak. Ortaya 4000 kadar ayrý etnik kültür, buna baðlý olarak, bir o kadar gelenek, görenek ve sosyal toplumsal davranýþ kodlarý ortaya çýkar.
Her topluluk kendi ‘kültür elbisesini’ bireylere giydirerek, bu masaldaki doneleri kendi kültürünün masal söylemi içinde gelecek nesillere aktarýr.
Hem de genlerine iþlenen bir miras þeklinde, nesilden nesile aktararak ‘sürekliliði’ saðlar.
Buna dürüstçe ‘hayatýn devamlýlýðýný saðlamak’ yerine kýsaca ‘aþk’ denir.
Kabul edin, ‘üremek’ kelimesinin soðukluðu mu daha iyi, yoksa ahlaksal olarak toplum tarafýndan ‘kabul görmüþ’ olan ve ayný ölçülerde onaylanan naif ‘aþk’ tanýmý mý kulaða daha hoþ geliyor.
Tabii ki ikincisi.
Dünyadaki her kültürde mutlaka ‘aþk’ hikayeleri vardýr.
Hayatýn devamlýlýðý esasýna dayanan bu eylemi, en iyi allayýp pullamanýn yolu ise masallardan geçiyor.
Yani yazýnýn en baþýna dönüyoruz.
Çok küçük yaþlardan itibaren masallar yoluyla kadýn ve erkeðe toplum tarafýndan biçilen klasik ‘role’.
Ve bu ‘rolün’ parlak kaðýtlarla ambalajlanmýþ haline yani ‘aþka’.
Özetleyecek olursak, Aþk, ‘aþýk olma fikrine ‘aþýk’ olmaktýr’. Ve bireyleri ‘özendirme’ yoluyla var olan, toplumlardaki sosyal davranýþ kodlarýnýn bir bileþkesidir.
Bunun ekonomiye tahvil edilmiþ haline de ‘sevgililer günü’ denir.
Yýlbaþý hediyeleri gibi parlak kurdeleler ile paketlenmiþ ekonomik dayatmalarýn cilalý yüzü bugün bize ‘sevgililer günü’ olarak kakalanmaktadýr.
Özet olarak bu durumda Aþk, kimi zaman gece uykuya dalmadan öce bize okunan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalýdýr yada beyaz cama yansýyan ‘Casablanca’ filmi.
Alanýn da satanýn da razý olduðu bir dünyada, bu naif dayatmalar zincirine neden ‘aþk’ demeyelim ki?

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Çok faydalandým
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
6 Mart 2010
Öncelikle paylaþým için teþekkürler."Aþk tedavi edilmesi gereken bir hastalýktýr" dediðimde çocuklarým bana gülüyorlar.Aslýnda bu ifadeye "bulaþýcý bir hastalýk" ibaresini de eklemem gerekirdi.Bir de mahkeme kayýtlarýna geçen ve günlük yaþamda da hemen hemen tüm boþanmalarýn nedeni olarak anlatýlan "þiddetli geçimsizlik"i bir türlü çözebilmiþ deðilim.Duyduðumda güleyim mi,gülersem ayýp mý olur,sorularýný sormadan edemiyorum.Bu sitede henüz birbuçuk aylýðým.Arkadaþlarý çok iyi tanýdýðýmý söyleyemem o nedenle.Çok sayýda eserinizin olduðunu gördüm.Ýnþallah fýrsat buldukça yavaþ yavaþ okuyacaðým.Saygýlarýmla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Tiyatronun Sesi Radyosu" Canlý Yayýnda Sevgili Dinleyiciler…
Tiyatro, Gabriel Garcia Marquez, Üç Silahþörler Balesi ve Annem
Tarla Cadýsý, Anneanne ve Neveser Haným
Çocukluðunu Cebinde Taþýyan Adam : 60. Sanat Yýlýnda Prof. Dr. Özdemir Nutku
"Farz Edelim ki Ben Schubert"im"
Astor Piazzolla Dinlenecek, Tango Öðrenilecek ve Sonra da Öl
Saksafoncu Sevgilim
Piyano Taburesindeki Kurt : Emre Elivar
Özgeçmiþ...
Küçük Ýþler Büyük Düþler

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.