İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil |
|
||||||||||
|
sehrin büyük tren istasyonundaki insanlari incelemeye koyuldu. Gözleri o kizi ariyordu, kalbini çok iyi bildigi, ama yüzünü hiç görmedigi, saclarina günes gözlügü takan o kizi . Ona olan ilgisi bundan on üç ay önce bir kütüphanede baslamisti. Raflardan aldigi bir kitabin içindeki yazidan çok etkilenmisti... Kitaptan degil, sayfalardan birinin kenarinda kursun kalemle yazilmis minik notlardan...ve bir kagida yazilmis bir kac satirdan ibaret bir siir Yumusak el yazisi düsünceli bir ruhu ve insanin içine isleyen bir karakteri yansitiyordu sanki. Kitabin bas sayfasinda, o kitabi en son okuyan kisinin ismini gördü: Bayan Gülbahar..Zorasan......... Biraz zaman ve çaba sonunda adresini buldu. Bayan Gülbahar istanbulda yasiyordu. Murat ona kendisini tanitan ve mektup arkadasi olmayi teklif eden bir mektup yazdi. Ertesi gün de yine üzerine o beyaz denizci üniformasini giydi ve askeri tatbikata katilmak için gemiyle yola çikti. Daha sonraki bir yil bir ay boyunca birbirlerini mektuplarla tanidilar. Her mektup kalplerine düsen bir sevgi tohumuydu sanki. Bir romantizm basliyordu. Murat kizdan bir resmini istemisti, ama kiz reddetti. Kendisini gerçekten önemsiyorsa nasil göründügünün ne önemi vardi. Sonunda Muratin Istanbula dönüs günü geldi çatti. Ilk bulusmalarini ayarladilar...Üsküdarda bir sinemada saat 16.00´da . Bu yeri gülbahar secmisti. Ogün sinemaya gitmek icin bilet almisti ve sinema cikisi bulusabilecegini söylemisti. Murat nihayet israrlarinin sonunda onu aramasini saglayabilmisti. Ve bulusmalarindan önce iki defa telefonda görüsmüslerdi. Birbirlerini hic tanimadiklari icin kiz sormustu ilk önce “ birbirimizi nasil taniyacagiz ? “ Bunu daha önce Muratta hic düsünmemeisti. Bir süre düsndükten sonra " Benim taniman için bilmem acaba bir gül taksan yakana ?” Gülbahar oldukca alayli bir ses tonuyla “ sence gül modasi biraz eskimedimi?”..Murat kizarmisti belkide beklemiyordu böyle bir cevabi. Ama o kadar heyecanli ve sevgi doluyduki gülbaharin se tonundaki alayciliga kirilmamaisti bile.”O zaman sen söyle” Gülbahar daha agzindan ilk kelimeyi cikarmamistiki Murat yine konusmaya devam etti “ Biliyormusun Gülbahar aslinda ben seni her sekilde taniyabilirim, duygularimin bana yön verecegine inaniyorum.” Dedi. “ Iyi ama istersen biz yinede isi garantiye alalim Mesela ne giyecegimizi mesela söyleyebiliriz. Mesela benim üzerimde siyah bir badi altimda acik renk bir kot pantolon ve muhtemelende kafamda bir günes gözlügü olacak. Ya sende aa bak mesela sen üniformanla gelebilirsin böylece tanimam hicde zor olmaz. Yine gözleri yasli dönmüstü eve annesi acmisti her zamanki gibi kapiyi. Kimseye selam vermeden odasina kacti … Gardorobunun kapagini acti ve kapagindaki aynadan yüzüne bakti. Elleri hala titriyordu, yüzünde o gün yasadigiklarinin izlerini görmekten korkuyordu. Ama hic bir iz yoktu. Ayni parlak ve bugday tenli yüz, omuzlarindan asagiya sarkan kizil saclar, simsiyah baden gözler. Her sey istedigi gibi ayniydi sadece onu rahatsiz eden sivilceleri disinda. Gülbahar nefret ediyordu sivilcerinden yasi henüz 18 di ve bu yüzden hala gecmemisti onun alnina ve agiz kenarlarina, cenesine yapisip kalan o kahrolasi ergenlik sivilceleri. Ama yinede güzel buluyordu dahasi cekici oldugunun oda farkindaydi artik. Ama birden yasadigi acilari aklina geldi yine. Yüzündeki gülümseme yerini yine hüzüne aciya birakmisti. Yatagina uzandi öylesine atti kendini üzerini bile cikarmamisti, önlükleriyle uzanmisti. Nasilsa biraz sonra annesi yemek icin onu cagiracakti ve o zamanda degistirebilecegini düsündü. Odasini incelemeye basladi Eski bir dolap bir tarafi iri iri raflardan olusuyordu. Raflarda okul kitaplari ve okulla ilgili her seyi vardi. Diger taraf ise tek kapili bir dolapti icinde kiyafetleri vardi. Yataginin hemen ayak ucuna yerlstirilmisti. Odada birde annesinin ceyizlik sandigi vardi . Onu hic sevmiyordu. Defalarca söylemisti annesine o sandigi odasindan cikarmasi icin ama baska yerleri olmadigi icin bu istegi yerine getirilmemisti. Bir ara ayagi kalkip radyoyu acti ve yine yatagina uzandi. Müzik dinlerken aklina bir ara yarinki bulusmasi geldi. Evet evet dedi yarin muratla bulusacaklardi sinema cikisinda. O an meraki bir kat daha artti acaba beni begenirmi diye düsündü. Aklindan binnir türlü sorular geciyordu. Acaba evi nerdeydi? Ailesi nasildi varmiydi..En önemlisi zenginmiydi ? Yakisikli birimiydi. Yoksa su siralar moda olan genkizlarin hayran hayran baktigi su karizmatik erkeklerdenmiydi? Bir ara icinden insallah gözleri yesildir dedi. O her zaman yesil gözlü olmasini istemisti sevdigi erkegin. Belkide o cok sevdigi yesil gözlerde bulamadigi mutlulugu baska yesil gözler avutur diye düsündü. Hem ona göre muhakka yakisikli biridir. Subaylar hep yakisikli degillermidir. Tipi ediz hunun hickirik filmindeki gibi. Ama yüzünü burusturdu yok yok o sevmezdi ediz hunu o kadar o asil cüneyt arkin hayraniydi. Helede Kadir inanir onun icin tekti. Ondaki karizma ondaki insani öldürecek bakislar , o kendine güvenen kendinden emin tavirlar. Tamam dedi icinden kadir inanir evet hayatinin erkegi Kadir inanir gibi olmaliydi. Belkide onuru Bu yüzden cok seviyordu. Ona yaptigi her adilige verdigi her aciya ragmen. Yillar sonra anlayacakti aslinda o yesil gözlerin onda daha ne gibi büyük yaralar acacagini, hayatini nasil mahvedecegini. Onur liseye basladigi günden beri hayatina girmis ve bir dahada hic cikmamisti. Onda istedigi her duyguyu yasiyordu. Ona öyle baglanmistiki zamanla sadece okula onun icin gittigini farketmisti. Murat cok yorgundu. gecen tatbikatlarin ardindan nihayet bir kadinla sevdigi kadinla bulusmanin da verdigi sevincle rahatlamisti. Tuzlada tek bildigi duman oteline yerlesmisti, istanbula her gelisinde oldugu gibi. Odasina girer girmez hemen üniformasini cikardi ve valizinin icinden cikardigi sortunu üstüne gecirdi. Öyle yorgunduki ilk aklina gelen yataga uzanmak olmustu. Büyük bir heyecanla yarinki bulusmayi düsünüyordu. Nihayet sevdigi kizla asik oldugu kizla tanisacakti. Bir süre hayallere daldi. Gülbaharin mektuplarda bahsettigi kadariyla onu gözünün önünde canlandirmaya calisti. Ama nafile bunu bir türlü basaramiyordu. Ama emindi cok güzel olmaliydi. Kizil saclar simsiyah kömür karasi gözler , incecik bir bel , incecik bir vücüt ve her seyden önemlisi duygulu bir genc kizdi. Bunu zaten onu ilk farkettigi hayatina belkide hic cikarmamacasina aldigi o kütüphanede anlamisti. Kitapta isaretledigi Satirlardaki mana. Arasinda unuttugu o kücük kagit. Nasildi o yazdigi satirlar. Bir an hatirlamaya calisti “ Seni cok özleim sevgilim bir bilsem nerelerdesin Keske bulsam seni , seni seviyorum desem Beni sarsan hic ayrilmasak……… Ne yagmur yagisi umrumda ne de kar Buz tutmussa kirpiklerin dudaklarin catlamissa yinede Milyonlarca öpücük sana biraktim gözlerimi gözlerinde Neden diye sorma sadece düsün biraz…anladinmi ? …………………..Asigim Sana Evet evet ayni böyleydi siir bu misralari yazmisti o kücük kagida . Zaten bu siirdi muratin kalbini calan. Daha o ilk satirlarda icinde bir seylerin canlanmaya basladigini hissetmisti. Hayatinda belkide ilk kez bu kadar mutluydu. Hayatinda ilk kez asik oluyordu. Aylarca süren o ask dolu nagmelerden öylesine emindiki bu askdan , belkide olmaz diye hic düsünmemisti. Gülbahar uzakta oldugu her seferde mektuplarinda ask siirlerinede yer vermisti. Gerci ona sevdigini hic söylememisti ama muratin ask süzlerinden ne kadar mutlu oldugunu her defasinda dile getirmisti. Gülbahar yazdiklariyla cok etkilemisti Murati ona daha cok baglanmisti yazdigi mektuplarda. Ama Murat bu yazilanlarin hayatinda nel denli aci ve derin izler birakacak mektuplar oldugunu cok sonralari ögrenecekti. Pembe hayallerine bir süre daha devam etti. Gözleri taki uykuya kendini teslim edene dek. Vakit epeyce ilerlemisti ve artik murat hayallerinden siyrilmadan bu defa rüyalar alemine dalmisti. Hafta sonu gelmisti saat iki gibi okuldan cikti gülbahar. Saat onikide dersi bitmesine ragmen onura sebep epey oyalanmisti okulun kantininde. Saatine baktiginda filme yetisemiyecegini anlamisti.Yine her zamanki gibi yaseminle eve kadar yürümüslerdi. Yol boyu yasemine Muratla olan iliskilerinden bahsetti. Ve bu gün bulusacaklarindan. Günler öncesinden planini yapmisti. Annesine arkadasinin dogum gününe gidecegini ve ordanda ablasina Kalmaya gidecegini söylemisti. Böylece hem o cok istedigi filmi izleyebilecek hemde Muratla bulusma imkanini bulacakti. Ama icinden de yakalanma korkusunu bir türlü atamiyordu. Birde birde Onur vardi tabi. Yine onu aldatmis ve yine binbir yalanla onu iknaya calisiyordu. Ama o ne onurdan vazgecebiliyor nede baska asklara gönlünü kapatiyordu. Bu yüzden Muratla yazismisti. Cünkü ona ihtiyaci olan aski ancak Murat verebilmisti. Onu sevmedigini biliyordu ama yinede o ask mektuplari onu cok mutlu ediyordu en cokta bu mektuplar ve merak itmisti onu bu yola . Belkide onunla evlenirim diye düsündü. Eve girer girmez odasina gitti ve hazorlanmaya basladi. Murata söyledigi gibi siyah badisini ve acik renk bol paca düsük bel kotunu giydi. En sevdigi pantolonuydu. Onu hem ince hemde cok seksi göstedigini düsünüyordu. Her zamanki gibi hafif bir makyaj yapti. Sivilcelerini örtmek icin pudra göz rimeli torak rengi ruz ve her zaman tercih ettigi beyaz kalemle gözlerinin üzerine aylanir cekti. Beyaz sürerdi. Gözlerinin rengini bir baska belirginlestirirdi beyaz kalem . Ve böylece kendini daha güzel ve alimli bulurdu. Yanina ablasinda kalacagi icin yedek camasir ve makyas malzemeleri , birkac kitap aldi bunlari ufak bir sirt cantasina yerlestirdi ve hemen disari atti kendisini. Saclarini her zamanki gibi salmisti yine. Zaten okul disinda saclari hic salik gezmezdi. Jöleyle hafif bir dalga verir ve salik birakirdi . Dogal olamyi seviyordu ama asla da cekici bir görüntüden vazgecmiyordu. Dogal ve cekici bu onun sevdigi en önemli iki seydi kendinde. Saat bes olmamisti henüz ama Murat coktandir bekliyordu sinemanin önünde. Film coktan bitmis ama bekledigi kiz hala yoktu ortalarda oda vakit gecirmek icin bilet alip girmisti sinemaya ama yinede arada bir disari cikiyor belki gelmistir diye onu ariyordu. Acik renk kot pantolonlu siyah bir badi giyen kizil sacli bir kiz. Ama onca kizin arasinda bu tariflere uyan kimseyi görememisti. Saat dördü geciyordu. Bu defa filmin bitmesini bekledi nasilsa yirmi dakikasi kalmisti. Filmi sonuna kadar izledikten sonra cikti disari. Gülbahar her zamanki gibi gec kalmisti yine. Zaten oldum olasi bekletirdi insanlari hep vaktinden gec giderdi bulusmaya. Filmi izlemekten vazgecmisti ama buna ragmen yinede cok gecikmisti. Sadece makyaji ve saclarinni yapmasi iki saatini almisti. Yemek yemeye bile firsat bulamamsiti. Saatnden bir saat sonra gitti sinemaya ve tam yirmi dakika bekledi murati sinemanin kafesinde bir kola icti. Beklemekten sikilincada disari cikti. Cok sinirlenmisti. Cünkü gec kalsa bile Muratin onu bekleyecegini düsünmüstü. Ama planlar tutmamisti. Bir süre disari cikip dolasti sakinlesmek icin . Hatta bir ara gitmeyide düsündü ama yapacak baska birseyi yoktu. Ablasina aksam gelecegini söylemisti. Bu yüzden son kez girmeyi düsündü sinemaya . Kafasini kaldirmis pür dikkat etrafa bakiniyordu beyaz üniformali birini bulabilmek icin. Daha girer girmez göüne carpmisti Murat onlarca blucinli insanin icinde tek subay kiyafetli bir adamdi o farkedilmemesi imkansizdi. Farkettigi anda onu incelemeye basladi. Muratinda onu gördügünü farketmisti. Aralarinda bir kac metrelik bir uzaklik vardi birbirlerine dogru yürüyorlardi. Murat Gülbaharla olan tanismasini yillar sonra ona söyle anlatmisti. " Birden genç bir kizin bana dogru yürüdügünü farkettim. Ince ve uzun boylu, dalgali kirmizi saçlari o güzel kulaklarinin önünden omuzlarina düsmüs... Çiçek gibi güzel ama bir okadarda gergin görünüyordu. O an anlamistim aslinda birseylerin ters gittigini. Icimi bir korku almisti . Simsiyah kursun gibi etkileyici gözleri uzaktan bile farkediliyordu. Isil isildi gözleri Dudaklarinin ve çenesinin muntazam kivrimlari ve o kendinden emin sanki ucarmiscasina yürüyen uzun bacaklari. Ilk dikkatimi incecik beli cekmisti. Yüzünden yayilan isikti sanki. Baharin geldigini müjdeleyen bir kiz gibiydi. Ondan o kadar etkilenmistimki oan üzerinde bir kot yada basinda bir günes gözlügü varmyidi hatirlamiyorum. Sadece o kiza büyülenmistim o an ayaklarim ona dogru gidiyordu. Ilk karsilasma cok soguk ve mesafeliydi. Kisa bir merhaba ve ismler söylenmisti sadece. Gülbahar cok kizgindi. Sanki kendi bir saat gecikmemis gibi onu yirmi dakika bekletmenin acisini almaya calisiyordu sanki Murattan. Muratta onun bu gerginliginden rahatsiz olmustu. Buluma hicde hayal ettigi gibi olmamisti. Gülbahar defalarca özür dilemisine ragmen sürekli ters konusuyor ve ona karsi soguk davraniyordu. Bir saat kadar sinemanin kafesinde oturdular. Gülbahar oldukca hos ve kibar bulmustu Murati. Ama hayallerindeki adama hic benzemiyordu. Fizigi gayet hosdu ama o kadar cekingen ve tutuktuki bir süre sonra itici gelmisti. Onu dinledikce icinden “ onur asla böyle degil o olsa byöle davranmazdi asla , cünkü onun onuru kadinlarin ruhundan anlayan bir erkekti..bu yüzden ondan vazgecemiyorduya. Muratin hayalleri suya düsmüstü daha ilk merhabada . Cünkü bahar ona cok kaba ve igneleyici laflarla karsilik veriyordu. Sanki mektuplari yazan o duygulu kiz o degildi. Aksine hayallerinden daha güzeldi ama bir o kadarda hircin ve sinirli, kaprisli bir kizdi. Aradan bir saat gecmesine ragmen bir türlü üzerinden gerginligini atamamisti. Bu yüzden Murat muhabbeti güzellestirme imkani bulamamisti. Iki saate yakin oturduktan sonra Gülbahar gitmesi gerektigini söylemisti. Murat kirilmisti. Cünkü genc kizin gözlerinde görmüstü, ona olan ilgisizligii. Onu begenmedigini anlamisti. Zaten bu cokda normal bir seydi. Cünkü Gülbahar adi gibi bahar gibi bir kizdi. Güzelligi endami cekiciligi konusmasindaki ustaligi her seyiyle mükemmeldi. Onun gibi bir subayda ne bulabilirdiki? Kimbilir kimler vardi pesinde diye düsündü. Disari ciktiktan sonra otobüs duraklarina kadar yürüdüler bir iki kelime disinda konusmadilarda. Birbirlerine ne bir adres nede bir numara verdiler. Bir ara Murat sadece Fasa gideceginden bahsetti. Üc gün sonra sefere cikacaklardi yine. Ve iki ay kadar kalacakti orda . Askerligi yeni bitmisti ve bekarda oldugu icin onu ani cikan seferlere yolluyorlardi. Son adimlar atilirken anlamisti ikiside aralarinda hic bir sey olamayacagini.. ikiside hic bir sey olmamais gibi vedalastilar. Murat bir kez daha istanbula gelirse onu okulunda ziyaret edebilecegini söyledi. Ama aslinda baharda biliyordu onun bunu asla yapmayacagini. Aslinda artik siniri gecmisti ama bunu Murata söylemeyi kendine yediremedi ve asla özürde dileyemezdi. Istemiyerekde olsa bulusmayi sonlanidirdi ikiside . Gülbahar bir ara icinde bir seylerin cekildigini hissetti. Belkide yillar sonra onun hayatini degistirecek bu adamin daha o günlerde okadar basit alinmamasi gerektigini hissetmisti Murat uzun ve zor gecen günlerden sonra ancak atabilmisti üzerinden o günkü olayi. Nasil oldugunu anlayamamisti. Neden böyle oldugunu cözememisti. Uzun bir zaman gülbahar hakkinda yanildigini düsündü. Onun sevgisini haketmiyordu. Ama sonralari kendinde de hatalar bulmaya basladi. Keske biraz daha anlayisli olsaydim diye düsündü sürekli. Her güzel kiz gibi oda kapris yapiyordu belliki. Ne vardi sanki biraz daha alttan alsaydi ve ortami biraz yumusatsaydi. Yada biraz daha dogal davranabilseydi? Ama yok bunu basrmasi imkansizdi. Aslinda cok konuskan biriydi…üstelik etkileyici koustugunada emindi, ama gülbaharin yaninda kendini acamamisti bir türlü onun karsisinda kisiliginin ezildigini hissetti. Zaten kadinlar hakkindada pek tecrübeli sayilmazdi. Genelde hep kizlarin ona olan ilgilerine karsilik verir ve bir kac kez cikardi onlarla. Sonrada sikilir ayrilirdi. Ama bu defa ki baskaydi onu kendi kesfetmisti. Kücücük bir nottan cikarmisti gülbahari onu canlandirmis ve asik olmustu mektuplarina . Zamanla pismaliklari daha da cogalmisti. Bir dha istanbula gittiginde onu bulmaya karar verdi neden olmasin diye düsündü. Calistigini bahsettigi magazayi biliyordu. Üstelik okulunuda biliyordu. Onu bulabilirdi. Belki bu defa iyi gecerdi hersey Yaz gelmisti artik ..okullarin son günleriydi. Gülbahar ve sinif arkadaslari hep beraber Onurun babsinin sahibi oldugu gazinoya gidiyorlardi. Okulu asmislardi ve gezeceklerdi. Cok mutluydu cünkü hayatinin askiyla bir günü paylasacakti. Doyasiya gezecekti. Gazinoda sarki söyleyecek dans edeceklerdi. En güzel kiyafetlerini giymisti . Sekiz on kadar kisi hep beraber gazinoya gittiler cok gururlu bir kizdi bir okadarda kaprisli ama onuru cezbeden seyinde bu oldugunun farkindaydi. Bu yüzden onca zaman bir kizla bu kadar cok ugrasmisti onur. Capkindi yakisikliydi ve zengindi. Istedigi her kizi elde edebilecek bir cekicilige sahipti. Bu yüzden cok kiskanirdi bahar onu. Capkindi ve kizlara nasil davranacaginida cok iiyi bilirdi. Defalarca dans ettiler . Gülbahar ilk kez bu kadar mutluydu. Ölesiye sevdigi adamin kollarindaydi ve onun kulagina fisildadigi ask sözlerini dinliyordu simdi. O an ilk kez gururunu ve kaprislerini bir kenara birakmis icnden geldigi gibi tatdini cikariyordu o anlarin. Beraber onurla gaznonun disina ciktilar. Elele tutsmuslardi ilk kez iki yildir taniyorlardi birbirlkerini ama ilk kez bu kadar yaklasabilmisti bahara ve belliki bu firsati elinden kacirmak istemiyordu. Bir ara tenha bir yere bir agacin altina gittiler her ikiside biliyordu olacaklari ama bahar okadar heyecanliydiki. Yapip yamamakta kararsizdi. Bir yanda ölesiye sevdigi adam bir yandada masumiyeti vardi. Ama ne kadar nazlansada sonunda beklenilen olmustu. Ve ilk kez öpüsmüstü bir erkekle . Hep hayal ettigi gibi ilk öpücügünü hayatinin askiyla yapmak istemisti ve yapmistida. Bütün vücüdü tir tir titriyordu. Karsisindaki erkegin uzmnligi kadar acemiydi bu knuda ama onur o kadar sakin ve yumusaktiki karsi koyamamis öylece kaptirmisti kendini. Bu ilk öpücük öyle derin izler biraacaktiki onda.... yillar sonra bile hatirladiginda o günkü gibi titreyecegini bilmiyordu o zamanlar. Aradan haftalar gecmisti. O günden sonra onur onu hic ararmamisti. Yaz tatili bitmis okullar yine acilmisti. Ve her sey ayniydi. Yine kavgalar kaprisler ve aldatilamalar. Bahar artik her seyin farkina varmaya baslamisti. Onur icin tek kiz degildi. Hem ona sahip olmak istiyor hemde diger kizlara olan ilgisinden de vazgecmiyordu. Gülbahar ne kadar cabalasada ondan kurtulamiyor ona karsi koyamiyrdu. Ne zaman baska biriyle cikmaya kalksa Onurun tehditleriyle uzaklasiveriyordu erkekler ondan. Ama gülbahara olan sevgisinide hep gizliyor ve inkar ediyordu. Bir kac ay daha sürdü böyle ve sonunda Gülbahar artik sinir krizlerinin esigine kadar geldi. Ilk defa gecirdiginde günlerce baygin yatti önceleri kimse farkedemedi hastaligini ama daha sonralari bunun ruhsal bir durum oldugu anlasildi. Haftalarca okula gidemedi ve ancak bir ay sonra ilaclarinda yardimiyla iyilesmeye basladi. Okula döndügündeyse onuru yine ayni bulmustu. Yine onun pesinde dolaniyordu. Gülbahar sanki onun icin bir oyuncak gibiydi kactikca kovaladigi ama elde edincede bir kenara firlattigi bir oyuncak. O arada okul cikislarinda calistigi bir kot magazasinda biriyle tanisti. Almanyada yasayan biriyle. Adi Ömerdi. Cok hos sessiz sakin efendi biriydi. Bir kac kez bulusup konustular. Ömer ilk gördügü anda asik olmustu ona. Ona evlenme teklifi etti. Ama Gülbahar Kararsizdi ona düsünecegini ve arayacagini söyledi. Ömer Almanyaya döndükten sonrada bir kac kez telefonda konustular. Ömerden ailesininde haberi vardi. Ve ömeri kabul etmesini cok istiyorlardi. Almanyada rahat bir yasam süreceklerdi. Üstelik ömerin durumu oldukca iyidi. Nihayet aile baskisi ve yasadigi ruhsal sorunlarinda sebebiyle en son konusmalarinda Gülbahar ömere evet demisti. O yaz he,men nisan dügün birarada yapildi ve bir ay icinde Almanyaya evlenerek gitti. Her sey o kadar ani olmustuki o günlerde antalyaya is icin giden onuru dahi unutmustu. Taki dügününe bir hafta kalna dek ardiginda . Onurdu telefondaki ona nasil oldugunu ve neler yaptigini sordu. Gülbahar sok olmustu hic beklemdigi bu telefon karsisinda. Sadece evleniyorum diyebildi. Onur hic bir tepki göstermeden mutluluklar diledi ve kapatti telefonu. O an vazgecti evlenmekten hata yaptigini anlamisti yaptigi hatayi. Ama nafile nikah kiyilmisti ve sadecadet icabi dügün yapilacakti. Aradan tam bes yil gecmisti. Acilarla dolu gözyaslariyla dolu bes yil. Bir cocugu olmustu gülbaharin ikincisinide kaybetmisti. Kocasiyla hic anlasamyiorlardi. Yillardir defalarca denemesine ragmen bir türlü mutlu olamiyordu gülbahar ömerle. Defalarca ayrilmaya kalkti gülbahar ama nafile. Ömer hayatinin askinda vazgecmeye niyetli degildi. Gülbahara hic ilgi ve sevgi göstermezdi. Aksine onu hep ezmeye ve sindirmeye calisirdi. Yillar gülbahara hic acimamisti. Cogu genc kiz serpilmek yerine olgunlasmak yerine. Sadec bes yilda kendinde gecmis vaktinden önce cökmüs birine dönmüstü. Dogumdan sonra epey kilo almisti. Ve asiri derecede sigara icmeye baslamisti. Oglundan aldigi daynma gücüde yetmez olmustu artik. Oglunu krese birakir ve evine gelir saatlerce uyurdu. Eviyle fazla ilgilenmezdi. kendisiyle bile ilgilenmekten acizdi artik. Sisman cirkin zavalli sinir hastasi bir kadin olmustu artik. Cevresinde hic arkadasi da yoktu. Disari pek cikmazdi. Saedece firsat buldukca kitap okur ve Almancasini ilerletmeye calisirdi. Yillar sonra görmüstü kocasinin gercek yüzünü. Aslinda eskiden beri romatik ve duygusal degildi kocasi hep soguk ve ilgisizdi. Ama son iki yilda icine girdigi maddi sikintilar ve issizlik yüzünden cok huysuzlanmisti Ömer. Her firsatta gülbahari asagiliyor ve eziyordu. Hatta bu isi siddete kadar götürmüstü. Bir defasinda kiskanclik sebebiyle cikan bir tartismanin sonunda Gülbahara ilk defa bu kadar agir küfürler kullanmisti. Gülbahar artik yeter diyerek evi terketmeye kalktiysada bunu basaramadi. Ömer ona siddet kullanmisti. Ona deflalarca vurmus ve onu tam dört gün boyunca odasina kitlemisti. Ve sakinlestikleri bir ara ömer ondan özür diledi....gülbahar bir nevi mecburdu buna cünkü oglu vardi ve onun mutlulugu her seyden önemliydi kendi hayatindan mutlulugundan bile. Üstelik cok gecmeden bir kez daha hamile kaldigini anladi. Esi sonunda istedigini yapmis ve onu hamile birakmisti. Ama gülbahar bu bebegi dogurmayi düsünmüyordu. Cünkü bu cocuga hamile kalmasinin onda biraktigi izler cok aciydi. Bu bebek esinin sabaha dogru kumar masasindan kalkip eve ickili bir sekilde geldiginde gülbahara zorla aci vererek tecavüz etmesinin ürünüydü. Gülbahar emindi bundan bunu tam üc kez yapmisti. Tecavüz … bu kelimeyi ise ömere hatirlattiginda o sadece gülüyordu. Insanin karisyla istedigi zaman yatabilecegini düsünen erkelerdendi o ::::::::: DEVAMI GELECEK:::::::: Yorumlarinizi bekliyorum
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülbahar Okumus, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |