Ben bir dünya yurttaşıyım. -Sokrates |
|
||||||||||
|
Birbirimizi kaybettik, olan başka bir şey yok. Kaderi hayatla özdeşleştirdik. Aslında birçok beyaz sayfa vardı da biz hepsini karaladık. Sen ellerinle benim gözlerimi kapıyordun ve ben mutluydum. Sonra birden çekip ellerini gösterdin gerçekleri. Kokunla sarhoş oldum. Kördüğüm oldum çözemedim çözülemedim. En kolay bulmacaydım belki. Sen aldırış etmedin. Çok kolay geldim sana belki de. Parmağını burnuna sokmuş bir çocuk gibi sevdalıydım ya hani. Ara da bul bakalım. Yerinde duran bir şey var mı? Senin sözlerindi aşk. Bir tercüman bulamadım. Hızlı hızlı çevirdim sayfalarını. Hiç resim bulamadım bakacak. Şimdi ise bir o son bakışın., benim için son kare. O gün yumdum gözlerimi. Buğularımda senin adını yazdım. Yeryüzüne kattım yüzünü. Gökte senden eser yok. Uykum gibi ağır, ağır sözler kadar hafif dokundum tenine. Ten sürdüm eline. Rengim de sen oldun renksizliğim de. Uzun kara bir çocuğum aşka düşmüş. Uyandım ve kendime bir baktım ki bu bir düşmüş. Son yudumu ağızda çalkalanmış şarap gibi içtim seni. Kokun gitmiyor burnumdan. Şimdi acıyor ağzımın içi. Yanıyorum. Yanmam bir şey değil seni de yakacağım. Omzumda yatan sendin. Bir yanımın yarısı. Sana diye gece nöbetlerine durdum. Her söz edene seni sordum. Her vazgeçişimde geri dönüşüm oldun. Bir cesaretim, sen cesaretsiz, ben hükümlü, sen saç akım. Dağ beyazım, kor sıcağım. Her yudumun bir kış günü. Senle mi aradım? Sende mi? Bulamadım. Bir tilkinin kuyruğunu sevdim, sense avcıya kaçtın. Döndün dolaştın. Dar ağacı uzak değil. Kefenler dar geldi. Ben gittim. Nefeslerim uzun aralıklı. Göğsüm balon. Halen aradığım belki çok uzak değil. Belki yanlış yerlerdeyim. Belki de yerlerdeyim. Apaçık gülümsüyorsun. Bana koyan sensizlik değil, insansızlık. Sen de gittin. Uğurlar olsun. Ben seni damlayamayan gözyaşımın renginde sevdim. Onun kadar şeffaf olamadım. Ama kabul et sen de onun kadar renkli değildin. Sen çizmeye çalıştın gökkuşağını bense renklendirmeye çalıştım inan. Ama rengini bilemedim. Sahte sonların başlangıcında doğdu güneş. Acılar içinden geçtik, içimizde idi acı. Resmettik içimizdekileri, adını da hayat koyduk. Kaderdi ilham kaynağımız. Birbirimizin gözlerine baktık. En derine yola çıktık. Küçük öpücükleri sevdik, en masumunu. Sözlerimiz üzerine inşa ettik aşkımızı, en sağlam temel gördük dürüstlüğü. Güzellik umrumuzdaydı, ayrılık ufkumuzda. Hayatı doldurmaya çalıştık, hayat boşaldı. Her figüre zamansız yorumlarda bulunduk. Fincanı kırdık. Birbirimizi kırdık, sonsuz sevdik, sonunu düşünmeden, gururu elimizden düşürmeden… Ayrıldık…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Anıl Bıtırak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |