Sevgili güncem benim bu halime sasırıyorsundur herhalde. Nasıl oluyorda böyle her gün beni sevindiriyorsun diye. Ama sevgili güncem bunlar seni sasırtmasın. Dünyadaki benim tek varlığım sensin. Benim tek umudum, tek tutunduğum dalsın. Bunu defalarca sana anlattım biliyorsun. Benim yasama sebebimsin.
Sevgili güncem bugün asure günüydü ve ben aksama kadar İstanbul'da asure belediyelerden derneklere mekik dokudum durmadan. Tabi gülüm, mesaye Rahmi Koç Müzesi'nde basladım. Niye mi? Çünkü Beyoğlu Belediye Baskanı Ahmet Demircan, basın mensuplarına bir kahvaltı vererek, basın toplantısı yaptı. Baskan 10 aylık icraatlarını anlattı. Beyoğlu'nun nasıl yasanabilir bir ilçe olacağınıdan falan bahsetti. Oradan jet hızıyla Esenler'e geçtim. Zira Esenler'de asure dağıtıldığı haberi geldi ve benim bu habere yetismem gerektiği söylendi istihbarat sefim tarafından. Yani sevgili güncem bugün aksama kadar durmadan kosturdum.. Simdi seninle nefes alıyorum.
Biraz seviyorum bu isi. Bazen de nefret ediyorum. Dün haberim mahset oldu. Bir gazeteci için bu çok önemli bir olay biliyor musun gülüm. Nereden bileceksin ki. Benimki de laf iste. Bugün de aksam oldu ve ben iki tane haber vermenin mutluluğunu yasıyorum. İste sevgili güncem böyle haber yazabilirsen, konu bulabilirsen, müthis mutlu oluyorsun bu iste, ancakkkk konu bulamazsan kıvranmak zorunda kalıyorsun. Haber yazamadığın gün bütün gözlerin senin üzerine dikildiğini düsünüyorsun ve diyorsun ben bu isi yapamayacağım. İsten ayrılmayı bile düsünüydrsun. Bugün istifayı düsünmeden uyuyacağım. Ama yarın ne yapacağız bunu bilmiyorum. Bakalım yarın ne yapacağız. Yarın olsun hayırlısı olsun diyeyim mi sevgili güncem. Ne dersin?