Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
Hemi de size yemin. Vallahi de dost değil, Billahi de... Yıllardır "Amerika tüm kötülüklerin anasıdır" der dururum ama, yine de Amerika’nın dost olmadığı görüşüme ihtiyatla yaklaşanlar oluyor. “Ana gibi yâr olmaz" diyenlerin sayısı da az değil. Yahu etmeyin, eylemeyin. Dünyada ne kadar zulüm, ne kadar tezgah, ne kadar oyun varsa, hepsinin altında Amerika var. Hızlı treni de onlar devirdi, Güney Asya’yı, Bingöl’ü de onlar salladı. Bursa’da sobadan zehirlenmelerde, Adana’da mantardan ölmelerde, Hakkari'deki hayvanların kaybolmasında, Antep'teki kuraklıkta, Trabzon'daki provakasyonda, Burdur’daki soğukta, Kaman cevizindeki çürükte Amerika’nın parmağı yoksa ben neyim. Her halt beklenir o şeytanlardan. Cemele’nin biberi niye hep acı çıkmaya başladı? Fasulye’nin Ayşe Kadın’ı niye cadılaştı? Kapkaççılar niye bu kadar azdı? Kızılırmak'ın suyu niye bu kadar kirlendi? Hepsi onların işi. Yakında Karadeniz’in hamsisi, Cunda’nın papalinası, yayın balığı gibi büyürse şaşmayın. Dost değil bu Amerika, dost değil. Ellerinden gelse Cumhurbaşkanı’nı Suriye’ye bile göndermeyeceklerdi. Alt tarafı bir büyükelçi, koskoca bir ülkenin Cumhurbaşkanı’na, aklınca telkinde bulunmaya kalkıştı. Allah’tan, Atatürk’ün koltuğunda oturan dirayetli, birikimli, cesaretli bir devlet adamımız var da, kuru gürültüye pabuç bırakmadı. Mehter Marşı’yla gelen cüretkâr Büyükelçi, şamarı yiyince, İzmir Marşı’yla tasını tarağını toplamak zorunda kaldı. Dost değil bu Amerika, dost değil. Ne çabuk unuttuk? Haşhaş ekimini yasaklayan, Kıbrıs Çıkarması’nı engellemek için ülkemize olmadık ambargolar koyan bunlar değil mi? Boğaz’a 6. Filo’yu getirip işgal provası yapan, Büyük Ortadoğu Projesi için, Irak’ı, İran’ı, Suriye’yi ablukaya alıp, çevresini kuşattığı Anadolu’ya göz diken bu yayılmacı, bu işgalci devlet değil mi? Cudi Dağları’na helikopterle erzak, giyecek, silah atan bunlar değil miydi? Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuvalı müsamere oynamak için mi geçirdi bu Coniler? Bugüne kadar Türkiye'ye olmadık oyunlar oynayan Talabani gibi bir adamı, Irak'a niye Cumhurbaşkanı seçtirdi dersiniz bu Amerika? Kuzey Irak'ı; İrak halkı başta olmak üzere, Türkiye ve İran'ın üzerinde bir Demokles kılıcı gibi sallandırıyor ve Talabani'yi kullanarak gözdağı veriyor. Haydi devlet büyüklerimiz, diplomatik terbiye yüzünden her fırsatta “dost ve müttefik ülke Amerika” gibi laflar ediyor da; bize n’oluyor? Bizim diplomatik bir zorunluluğumuz mu var ki, işgalci, emperyalist, zorba bir devleti “dost” görüyoruz hâlâ? Dost değil bu Amerika, dost değil. “Kurt derisinden post; Amerika’dan dost olmaz”. Hinlik, hainlik, zalimlik, zübüklükle ilgili sözlükte, gramerde, dağarcığınızda ne kadar insanlık dışı terim varsa, hepsi Amerika’da mevcut. Bu kelimelerle ilgili ne zaman başımız ağrıyor, midemiz bulanıyor, dünyamız kararıyorsa, arkasında da ABD vardır. Bu kesin. İki kere iki dört… Size, “dost ve müttefik Amerika”nın son bir marifetini aktarayım. Echelon adında bir kuruluş, dünyadaki tüm haberleşmeleri dinleyen, izleyen ve kaydeden bir sistem kurmuş. Yani dünyada var olan 3 milyar telefon, cep telefonu, internet sitesi, mail hesabı ve aklınıza ne kadar iletişim aracı geliyorsa, bu şirket bunların hepsini izleyebiliyor. Tabi, hemen tahmin edeceğiniz gibi, bu işin önderliğini de, yine demokrasi havarisi geçinen ve kendine özgü hukukunu, tüm hukuk sistemlerinin üzerinde gören Amerika yapıyor. Ortakları da, Avustralya, İngiltere, Yeni Zelanda ve İtalya… Anlayacağınız, “Bilgi çağı”nda bilgiye ambargo. Ayı 40 türkü bilirmiş; kırkı da armut üstüne… Amerika 40 değil, kim bilir kaç türkü biliyor. Ama iyi bilin ki; o türkülerin hepsi, zulüm üstünedir. Acı üstüne, gözyaşı üstüne, kan üstünedir… Dünyanın her yerinde yıllardır bu türküleri söylüyor Amerika… Türkiye’de de çok türküler söyledi de, bunlar kimi zaman hoş gelmişti bizimkilerin kulağına. Şimdi çok uzun bir hava söylemeye hazırlanıyorlar, Irak, İran ve Suriye’nin ardından. Başlayacağı türküyü bitirebilecek mi derseniz… Bu, bize bağlı. Duruşumuza bağlı. Duruşumuz, “Metal Fırtına” kitabında olduğu gibi olursa, bitiremez. Boğazlar’ında kalır. Dost değil bu Amerika, dost değil. Amerika’sız günler dileğiyle…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Atılgan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |