Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Kalemim aklımın hızına yetişemese de , düşüncelerimin arasından sızan birkaç ayrıntıyı olsun karalamak istiyorum. Zaten öyle çok ayrıntı var ki hayatımda, hepsini anlatmam mümkün olamaz. İçinde bulunduğum ortamların meğer çok uzağında kalmışım. Hayatımı adadığım şey ile adadığımı sandığım şey arasında ne çok fark varmışta şu kör gözlerim görememiş. Hayret doğrusu. Eskiden hayatımın tekdüzeliğinden bunalır, hareketli bir yaşam arzusuyla yanıp tutuşurdum. Oysa şimdi farklıdan öte , ne idüğü belirsiz bir yaşantım var. Ve nedense nefsini temize çıkarmakta üstüme yok. Duygularımdan kaynaklanan bunalımları bile insanlara atıyor, güya rahatlıyorum. Keşke rahatlayabilsem. Kaçışın bir kurtuluş olduğunu bilseydim çoktan yollara düşmüştüm. Oysa kimden , kime kaçabilirim ki? Yüreğimin aldığı şu dile gelmez hali hangi tabibe gösterip dermanını bulabilirim ki.. Ya Tabibel Kulub! Senden gayrisi YALAN! Günlerdir depresif halim beni uykuya sürüklüyordu. Oysa bu gece uyumak yok. Bu gece hayatımı değerlendireceğim, hani hiç beceremediğim şey vardı ya; Artıları ve eksileri yan yana getirme , yeni bir yol bulma kendime. İçimde bir ses yine beceremeyeceksin diyor ve ben kapatsın istiyorum vicdanım 'şom ağzını'! Birden beynime çakılan sancı başımın ağrısının mı yoksa yüreğimin sızısının mı daha çok acı verdiğini düşündürdü de,karar veremedim nefesimi neyin tükettiğine.. Bir muhasebe yapmaya başladığımda karşıma hep yüreğim çıkıveriyor ve vazgeçiyorum hayatımı sorgulamaktan. Çünkü yüreğimin sınır tanımazlığı içinde ben hep yanlışlar yapıyorum. Kimi sevsem yanıyorum. Öyle bir yürek ki benimkisi içine aldığı her insandan sınırsız beklentiye giriyor. Sanki hayattaki en değerli varlık, en kutsal şey sevilen oluyor. Ve ne zaman ben beklentilerime ulaşamazsam hicranlar baş gösteriyor. Kimsenin sınırsız zamanı ya da sınırsız sevgisi yok ki bana istediğimi versin. O zaman yapılması en makbul hareket içimdeki bu ateşe soğuk sular döküp yoluna devam etmek değil midir? Ama devam edemiyorum. Ne garip ki su diye döktüklerim ateşin bir parçası oluyor hatta çoğu zaman alevleri daha bir yükseltiyor. Galiba yeni yeni hayatı öğrendiğim için içimdeki erozyonu engelleyecek ormanlar teşkil edemedim. Ve tutunacak bir dala ihtiyacım var. Keşke uzandığım dal bu şefi benden esirgemese.. Hayatıma kattığım yeniliklerin beni eskinin dipsiz kuyularına döndürmesini istemiyorum. Tek istediğim sadece huzur içinde yaşamak ya da bunu başaramayacaksam, ÖLMEK! Biliyorum ölüm istenmez. Zaten benimde öncelikli isteğim olmadı hiçbir zaman. Ama yine de bazen hayatımın altüst oluşu ya da gidişatının verdiği memnuniyetsizlikten sen de ölümü istemedin mi? Ya da bu dünyanın en şizofreni ben miyim? Ara sıra her şeyi olduğu gibi bırakıp kapıyorum gözlerimi. Beynim sihirli bir melodi çalıyor ve kendi kurguladığım has daireme dönüyorum. Orada insanların sadece mutlu hallerine yer veriyorum. Gerçek dünyada mutsuzlukları yeterince gördüğüm için daha fazlasına ihtiyaç yok. İnsanlar mutlu olsunlar istiyorum hayalimdeki cennette.. ama mesela benim mutluluğum başkasına ızdırap veriyor. Beceremediğimi fark edip Rabbimin bizlere hazırladığı cenneti merak ediyorum. Öyle ya ben şu insanın daraltılmış aklıyla neyi ne kadar ayırt edebilirim ki.. Geçenlerde yüreğimde mühim bir yer işgal eden biri neyim olduğunu sordu. Oysa ben gözlerimdeki ıztırabı onun okuyabilmesini ne çok isterdim. Hayatına müdahale etmeye veya karmakarışık dünyasından bana ayırdığından daha fazlasını beklemeye hakkım olmadığı halde.. ben sadece onunu gözlerime bakıp "benim için değerlisin" demesini istiyordum. O an beni tüm isyanlardan sıyıracak, bu dertlerden kurtaracak şey buydu.. elimi tutup , yüreğimdeki tüm sıkıntıları alsa uzaklara götürseydi.. hiçbir şey yapmadı diyemem. Çok şey yaptı hemde. O an daha fazlasını yapamazdı maddi anlamda. Ama yüreğimin sesini duymadıktan sonra bunların benim için anlamı var mı ki? Şu toyluğumun beni ne hallere düşürdüğünün farkındasın değil mi? Tekrar kabuğuma çekilmek 4-5 yıl önceki tek düze hayatıma dönmek mümkün olsaydı galiba bunu yapardım. Yapmamam gerektiğini bildiğim halde.. hala hatadayım, değil mi? Artık susmak ve susturmak gerekirse yüreğimi, bu hayatın ne virgülü bana ait ne de noktası. Ben sadece gördüklerime şaşıyorum. İşte bu kadar. Vel hasılı kelam yaşayabilene ne mutlu!!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hatice Demir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |