..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padiþaha kalmadý, sana da kalmayacaktýr. -Nizamî
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Mehmet Ulaþ ORAL




11 Þubat 2002
Cerahat Masallarý  
(Ýfadesi mesafesiz bir adam yükseklerde görmez örümceðin ölümsek filmini / Oysa mekan dehliz olur in

Mehmet Ulaþ ORAL


Lydia adýnda bir kadýn Pera'daki tüm dilencilere düþman, Sanki parayý bulan atalarýna iþve yapacak, kýlýç kuþanacak denli piþman...


:BAFA:
Cerahat Masallarý

Tamam, söyleyeceðim; ama ilk önce þu lanet ýþýklarý çekin gözümden Mister. Iþýklar bana göre deðiller nedense. Az zamandan kaynaklanan çoðul lanet kilisenin çanlarýnda hafif bir oynama býrakýyor. Tüyden hafif, acýdan geçkin ve þüpheli... Þüphe korkutucudur ve hatta karanlýktýr. Þüphe bana göredir nedense... Belki de ýþýklý bir fenalýk olmadýðýndan içinde, belki de sarýldýðýndan sürekli arka sokaklarýn tinerli ciðerlerine. Mister, sakin olun! Gevelemiyorum asla, söyleyeceðim inanýn; Hiçbir þeydir yalan! YALAN! Her yalanýn sonunda gerçekleri görmek, özgürlüðün keskin sýnýrlarýný fark etmek, Kierkegaard’ýn aðzýndan söylenirse, “acý, dehþet ve gelecekle ilgili endiþe getirir!” Kierkegaard’a nereden mi geldik? Bilmiyorum, bilmiyorum, bilmiyorum! Her þey daha da zorlaþacak bir gün, mum yatsýya kadar yanacak, yalan kalýplarýnýn içinden zehirli bir sarmaþýk gelip saracak boynumu. Söylüyorum iþte: Bu derin güvensizlikle yaptým her þeyi... karanlýk bir endiþe içinde... Ama artýk çok geç, hiç biriniz yoksunuz. Mister, siz de mi? Hayýr, tek dinleyen sizsiniz; sað olun!
<<Ayaklarým gerilmiþti iyiden iyiye, tüm bedenim soðuk terler içindeydi. Sürünüyordum o yerde günlerdir. Her sabah, her gece, virgül koyuyordu prangalar ayaklarýmýn izine. Benim deðildi bu hayat! Eþkalimi zimmetine geçirmiþ bir adam – Jean Paul -, sokaktaydý o an; onun kafatasýný çevreliyordu yüzüm. Elmacýk kemikleri çýkýk, yuvarlak yüzlü, gözleri kýsýk, aynýsýydý saçlarý bile benimkinin... Dönüþünü bekliyordum soðuk ve parke taþlarla örülü duvarlarýn arasýnda - ellerim ve ayaklarým prangalý-... Dönüþünü bekliyordum Jean Paul’ün Yüzüm, onun yüzünde. Sesim de... Hicran...................
     Bu hale nasýl geldim? Gelecek ne yaptým? Nasýl böyle zavallýlaþtým? Nasýl bu soðuk zindanda, ýþýða hasret kaldým? Bilmiyordum o an. Ýki ana þey vardý bildiðim... Bir: Yaþamaya çalýþtýðým, daha ölmediðim... iki: demir kapýnýn arkasýndaki anahtar deliðinde olduðu prangalarýn anahtarýnýn... Islak zeminde ucu keskin bir cam parçacýðý arýyordum. Ölmeliydim; ölmeliydim bu soðuk zindanda sürünmektense defalarca. Ölmeliydim, cesedimi gömmelilerdi varoþlara! Zaman, beni dört tarafýmdan, çepeçevre sýkýþtýrýyordu durmadan. Derin bir musiki duydum: Nihavend...............
     Böyle olmamalýydý bu öykü oysa ki! Türlü iþkenceler ve yüzçalmalar olmadan önce söylemeliydim gerçekleri. Bir kadýn için, “O”nun için, “O”na sahip olmak için yapmýþtým bunca saçmalýðý... Adý aklýma gelmiyordu, ne garip... Ama... Evet hatýrlamýþtým: Lydia! Lydia’ydý adý. Beni bu kabusa sürükleyen ismi nasýl unutabilirdim? Aslýnda o anda unutmaya çalýþýyor olurdum bütün olanlarý; fakat baþka bir þansým daha yoktu! O hayat, yani yaþa(ma)dýðým, benim deðildi artýk! Kendimi bir anda Pablo Neruda çemberiyle sarýlmýþ gibi hissettim. Belki ben de Neruda gibi yaþayabilirdim. Benim hayatým da onunki gibi olabilirdi: “Bütün hayatlardan oluþmuþ bir þair hayatý...” Ama ben seçmemiþtim! Seçtirilmemiþtim... “Onlar”, izin vermemiþlerdi ki buna... Jean Paul ve Jean Paul gibiler: ÖTEKÝLER... Ölümün sessiz tortusu... Azrail’in evlatlarý... Bütün deneyimleri, yaþamý bana benziyordu ve benim yerime geçmek için tek bir þeye ihtiyacý vardý, onu da almýþtý: Yüzümü...
     Kulaklarým duymuyordu, konuþamýyordum, belki de konuþamayacaktým hiçbir zaman... Yalnýzca düþünmeme izin veriyorlardý! Bana ettiklerine tanýk olmama... O adam, - Jean Paul- benim yüzümle, olmadýk haltlar karýþtýrýyordu sokaklarda! “Ýþte gerçek cinayet böyle iþlenir” diyordu...>>
Masal Yuvalarýnda derin bir maskara uzanmýþ, oturuyordu Mister! Filmin dalgalandýðý her 35mm’lik kare yaþamýn izini derinden yaþýyordu. Sormayýn, Sormayýn; aklýmda bir tek Cemal Süreya vardý bu karanlýk ve –sanýyorum- yaz akþamý. Partizanlýðým, lanetim, dokuz boðum, yedi çember, ölümcül günah ve taht-ý revan...
     <<Baþladýðýný bitirmelisin! Baþladýðýn ölmeye çalýþmaksa da adam gibi ölmelisin! Eflatun duvarlar, uyuþmuþ sinirler, yasaklý noktalar...zincirin gölgesi... Garip bir kahkaha patlatýveriyordum birden. Yavaþ yavaþ deliriyordum. Hatýrlamak gerekiyordu bir þeyleri, hatýrlamak ve sevmek. Hep üçüncü tekil þahsýný týrnak içine aldýðým kadýn: Lydia ve ben... 1939’un kýþý... Le Havre’da... Bana söylediklerini hatýrlýyordu beynimin içindeki karmaþýk nöronlar:
(     - Senin düþ’lerinden öyle serin acýlar geçer ki çocuk; pusuda bekleyen ölüm meleðin olur, kutsa kendini!
-     Okþanmýþ düþ’lerde yarý yarýya þanslý olan adamlarýn üzerine bahis oynuyorum ben hep. Varsýn melek benden þanslý olsun; ben kendimi, onu yenmeye verdim.
-     Hep geçilmeyeni geçmek için yarýþýp duruyor usun. Neden hep zorsun? Neden kolaydan yana deðil? Neden düþ’lerindeki kadýn saçý benimkinin aynýsý?
-     Çelikten yapýlmýþ bir þamdanýn moleküler yapýsýný bilebilir misin? Onun atomlarýný bir gün parçalanýp, dev bir bomba yaratacaðýný insanoðlunun? Ben, bilmeliyim! Yaþamak eðer hakkýmsa, görmeliyim! Aklýn alamayacaðý hiç bir þey kalmamalý... Aþk dýþýnda...
-     Yani aþkýný kontrol edemiyorsun. Yani bu yüzden beni seviyorsun. Aklýn, eðer kontrol edebilse aþký, sevmezdin beni. Herþeyi bilmeye çalýþýrken, kor bir ateþin üzerine býrakýlmýþ mermiler gibi olmuyor musun? Dikkat et, patlaman þimdi ses vermiyorsa; sonra fýsýltýn bile kalmayabilir! )
Artýk iyiden iyiye düþünmeyi bir kenara býrakýyordum. Sýrtýmdaki kýrbaç izlerinin acýsýný bile unutmuþtum düþününce Lydia’yý. Duyu organlarým birer birer beni terk ediyorlardý.
Çok þeyi özlemiþtim: Evimdeki Dali portremi, daktilomu, þiirlerimi, kitaplarýmý... Zamaný ve güneþi... Iþýðý bilmiyordum artýk! Dali’yi hep sevmiþtim. Müthiþ fýrça darbelerini ve birleþtirdiðim resimlerini... Hepsi bana keyif veren bir olgu içinde geliþirlerdi. Bütün hayatým... Ama herþey, karanlýk bir zindanýn içinde, sessiz, yüzsüz, derinden ve mevsimsiz iþliyordu oysa ki o an! Hazan.................
Duvardaki küçük çatlaktan içeriye su sýzýyordu, gün sýzacaðý yerde. Gidip aðzýmý dayýyordum serin boþluða. Zaman yorucu, zaman geçmek bilmeyen, zaman ölümcül bir renk: SÝYAH. Caným sigara çekiyordu... Caným çok sigara çekiyordu! Günlerdir, bu karanlýk ve soðuk zindanda ýþýða hasret yaþýyordum. Yaþamýn tüm zevklerinden uzakta... Viranelik....................................>>
Artýk kurtulmam gerek senden yüzsüzlüðün keskin ve deðiþken parçacýðý. Enlemim ve boylamým... Evet, itiraf ediyorum... Hiçbir þeyi deðiþtirmeyecek belki artýk ama bir çözüm olabilir belki de... Belki de “belki” benim en sevdiðim sözcük... Unuttuklarým olabilir. Hatta var; birileri var beni benden alýp bir baþkasý olmam için çabalayan... Benim aklýmda yaþayanlar onlar. Belki de çok yakýnýmdalar ve benim öyküdeki adam olmamý istiyorlar. Tamam, itiraf ediyorum Mister: Bu öyküyü çaldým. Nasýl mý? Yani kaynaðý sizlerdiniz ve ben yazdým. Sizler: “Ötekiler” diye dile getirdiðim, adi, düzenbaz, reklamcý, sefil, iþine gelince yanýma gelen, iþine gelmeyince selamdan kaçan, ve de her saniye kendi yaptýðýný benim de yapmam için bilmeden çabalayan... Ýþte baþardýnýz! Sizin bana yaptýðýnýz tüm pislikleri ayný kafalamalarla size iade edeceðim Hanýmlar Beyler! Siz kendinizi istediðiniz kadar bilmeyin; ben sizi biliyorum! Þimdi beni itham edebilirsiniz, yargýlayabilirsiniz! Ýtiraf noktasýndayýz!!! Söz savunmanýn: Ama fikrini çaldýðým sizler, bu öyküyü böyle yazabilecek miydiniz ki? Sizde bu yetenek ne gezer... Siz sadece parlak vitrin ýþýklarýný ve yalanlarý bilirsiniz. Islak otlarýn arasýnda gördüðüm kadýn! Geri çekil! Yoksa üzerine kýzgýn demirler düþecek!
<<Ýçimdeki öbür “ben”e yenilmiþtim! Hem de onun, benim yüzümü alýp; beni sokakta da öldürmesine izin vererek yenilmiþtim... Ayýplarýn en büyüðüydü... Adý Çýnlýyordu Aklýmda: JEAN PAUL, JEAN PAUL, JEAN PAUL!!!. Kendi kendimin savaþçýsýydý, gizemi, felaketi... Þizofreni.............
     Odaya doðru kývrýlan bir ýþýk gözlerimi alýyordu; siyah bir gölge görüyordum uzakta. Yaklaþýyor ve içeriye doðru girmek için kapýnýn kilidini açýyordu: Oydu evet: Jean Paul, benim yüzüm’den arýnmýþ, ve siyah giysileriyle; elinde oraðýyla. Konuþmak için açtý aðzýný Azrailim:
     - Benden deðil bu lanet! Temsil ettiðim çoðul þahýslardan deðil! Þehirden de deðil oðlum; yýldýzlardan, denizden deðil... Sana bulaþtýrdýðýmý sandýðýn, oysa benimle alakasý olmayan cebindeki lanetin kaynaðýndan. Tek bir bulaþtýrýcýsý var –Lydia-, 4000 yýl önce baþladý yaþamaya ve hiçbir vakit ölmedi, yaþadý durdu nümizmatikle, Cadde’nin sanallýðýnda. O ölmeden LANET ÇIKMAYACAK! Sana da bulaþtý, sen de bitmelisin!
Korkuyla kendimi bir baþka köþesine atýyordum odanýn. Ama... O da neyin nesiydi? Elimin altýnda keskin bir cisim vardý: Bir jilet! O beni öldürmeden, adam gibi ölmeyi bilmeliydim! Artýk bitmeliydim, Belki de karýþmalýydým topraðýn mayasýna: Üç hamle (ne güzel, satranç gibi): Ýlk hareket: Kaldýrýyordum elimi; iki: boynuma götürüyordum; üç: ÞAHDAMAR!!!!!!!!!!!!!!!!!!>>
     Demir karyolanýn içinde yeniden doðdum iþte bu sabah bütün sýnavlarý geçtiðim için Mister. Ben de öðrenmiþtim artýk oyunu. Doðru olanýn yanýndan ayrýlmayýp, yanlýþ olana yanlýþla yanýt vermeliydim! KISASA KISAS! Kabus bitti, her þey yeniden baþladý Mister: JEAN PAUL ÖLDÜ BU SABAH... Sizler, düþçalýcýlarý... Ölü bir cenaze törenini bile öldüremeyecek kadar zavallýsýnýz artýk. VE LYDIA... Biliyorum, çýkmadý lanet! Biliyorum, hâlâ seni sevdiðimden yapýyorum tüm saçmalýklarý; hâlâ seni sevdiðimden hayatýma sokuyorum baþka zaman olsa yüzüne bakmayacaðým kadýnlarý... Hâlâ seni sevdiðimden gülüyorum tüm diþilerin suratýna, her kadýna seni sevdiðimden gülücük daðýtýyorum. Ama artýk ölmelisin Lydia; ölümünle yaþamalýsýn bendeki mahrem-i esrarýnla. Artýk üçüncü tekil þahsýndan týrnaklarýn kalkma zamaný... Belki çýkmayacak çizmelerime sürdüðün lanet, belki yine kalacaðým yabanda, mahpus olacaðým, belki firarda; ama sen olmayacaksýn ya, yokluðun lanetin panzehri olarak bilinecek artýk akþamlarda: Unuttum Cerahat Masallarýmý, bitti Lydia... Ve bana yazýsýz ama yamalý lanetini býraktý Lydia üzerinde adýmla... Tek bir þey içermekteydi lanetin paketi; tek bir þeyden ölünürdü viranlarda. Bana tek bir þey býrakmýþtý sýrçadan bir zamanda; Ve yaþamalýydým geleceðe bakarak umutla; tüm azizler gibi; tek bir çýrpýda çýrpýnarak:
     
Yalnýzca...
     
     

*Mehmet Þenol Þiþli



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yalnýzlýk Resimleri [Þiir]
Orta Kat - Peri Masalarý [Þiir]
Peri II [Þiir]
Þehirlik Rubai [Þiir]
"Peri" [Þiir]
Mabrahar -IV- [Þiir]
l y d i a [Þiir]
Dantes [Þiir]
Ara Naðmeler Çarþýsý [Þiir]
Mabrahar -II- [Þiir]


Mehmet Ulaþ ORAL kimdir?

garip bir adamdýr. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Cemal Süreya, Küçük Ýskender, Murathan Mungan, Edip Cansever, Can Yücel, Ferhan Þensoy, Ece Ayhan vs vs vs...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Ulaþ ORAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.