İzEdebiyat - Avşın Çağrı ÖZHAN - Sabah 8' de Ölen Genç , Akşam 5' Te Ölen Yaşlı

   Yaşamak . .

   Nasıl ? Ne kadar ? Ne uğruna yaşamak ?
Hayatın uzunu mu , kısası mı , yoksa uğruna ölünebiliri mi ?

   Aristoteles bir yazısında ırmakta yaşayan küçük canlılardan söz eder : Ömürleri bir gündür..
Bunlardan sabah 8'de ölen genç ölmüş sayılır ; akşam 5'te ölen ise yaşlı . . .

   Montaigne , ünlü "Denemeler"inde sorar :
"Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimize gülünç gelmez? Sonsuzluğun, dağların, nehirlerin, yıldızların ve ağaçların ömürleri yanında bizim hayatımızın uzunu - kısası da böyle gülünçtür."
Dolayısıyla , yaşadığımız hayatın doluluğu degil midir onu uzun gösteren ?

   Ebeveynlerimizi ne kadar mutlu ettiğimiz ve onların emeklerini ne kadar geri ödeyebildiğimizdir küçük bir çocukken dolu hayat .
   Ne kadar başarılı ve okul arkadaşları tarafından ne kadar aranılan birisi olduğumuzdur , biraz daha büyüyüp okul hayatına geldiğimizde dolu hayat .
   Sevdiğinize , sevdiğinizi ne kadar gösterebildiğinizdir , aşıkken dolu hayat .
   Eşinize gerçekten diğer yarınız olduğunu hissettirebilmektir , evlendiğinizde dolu hayat .
   Çocuğunuza , istediği bir oyuncağı aldığınızda veya alabildiğinizde yüzündeki gülümsemedir , çocuk sahibi olduğunuzda dolu hayat .
   Yoksa , iyi hayat çok uzun yaşamak değildir asla .

   Dünya savaşında , ülkesi uğruna genç yaşta kamikaze uçaklarını düşman gemilerin üzerine düşüren pilotların hayatları asla kısa değildi , ileriki nesillerine binlerce yıl anlatıp-dinlenecek bir tarih bıraktıkları için .
Veya Sir Alexander Fleming penisilini bulduktan 1 dk sonra ölseydi , acaba kısa mı yaşamış olacaktı ? Asla . .

   İleride birgün , kısmet olurda bir torunum olursa , ki o neslin herbiri bilgisayar dahisi olacak , google da veya o zamanın internet arama motorlarında dedesinin , yani benim adımı arayınca , iki satır bile bir şey çıksa , o hayat benim için dolu yaşanmış demektir .
Aynı şekilde , yaşamınız boyunca taşıdığınız ve etrafa yaydığınız çoşku da hayatınızı bahsedilebilir kılar . Öyle ciddi ve çoşkulu yaşamalı ki , gün yetmemeli .

   Nazım’ın dediği gibi ‘’ Öylesine ciddiye alacaksın ki hayatı , yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin ‘’ Bu mesaj , insan hayatı için çok gerekli , oksijen gibi bir mesajdır bence . .

   "Hayatın değeri, uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. öyle uzun yaşamışlar vardır ki, pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak, yılların çokluğuna değil, sizin coşkunuza bağlıdır". MONTAIGNE

   Meyva ağacı gibi verimli ve çınar gibi uzun ve binlerce aşka şahit bir ömür yaşamanız temennisiyle . .

Sevgiler ,
Avşın , 19 / 07 / 2005