Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Yaser Arafat’ın ruhu bir nebze olsun şad olmuştur herhalde. Ve şehitlerin. Şerhimi koyarak devam etmek istiyorum söze: Ülkesinin bağımsızlığı uğruna savaşırken ölenlerdir kastım. Dil nedense Filistin’den, Çanakkale’den bahsederken epikleşiyor. Ne kadar hükmetsen de bu yüce mücadeleler kırıyor “tarafsızlığımızı”. Bir Mustafa Kemal’in, bir Gandi’nin, bir Nehru’nun bağımsızlık savaşlarını ne kadar ve nereye kadar onaylamaksızın durabilir insan? Gazze Gazze sürgün yurdumsun… Dillerim tutulsa da gönlüm söylüyor. En eski şarkıyı denizin öbür kıyısı ile beraber. Zaman; ağır akışlı su, derinliği içinde eritiyor haksızlıkları. Beraberinde sürüklerken insanı hem çoraklaştırıyor ardını hem de besliyor ulaştıklarını. Kim ve kaç kişi hatırlıyor ve hatta umursuyor “Filistin’i, Sina’yı, Beyrut’u”? O kadar azımız için önemi kaldı ki. “İnsanlar bıktı” diyorlar ya gülüyorum. İnsan özgürlükten bıkar mı? Hayır, sorun daha derin ve içimize işledi. Kuşaktan kuşağa aktarmaya başladık ki bu en üzücü olanı. İnsanlık “bıraktı”. Vazgeçti. 68 kuşağı için sağcısı solcusu dinsizi dinlisi için Filistin diye bir “dava” vardı. Ve elbette onların pek çok yanlışı vardı. Ve şahsen ben onlara çok saygı duysam da neredeyse tamamını acımasızca eleştiririm. Ama Filistin konusunda haklıydılar. Filistin hepimizin yurduydu/yurdu aslında. Sürgün yurdumuz. Hiç yurt sürgüne çıkar mı? Çıkmıştı işte. Çıkartılmıştı. ’78, ’88, ‘98’liler için giderek önemi azaldı ve 2005’te neredeyse hiçbir anlamı kalmadı. Bir fotoğrafa, haber bültenlerinin klişe haberine, 68’lilerin özlemine, protest şiir “tema”sına dönüştü Filistin. Oradakiler için ise Araf’a! Ecellerini muska gibi boyunlarında taşır oldular. Ezildiler, sindirildiler, ufalandılar… Arafat’ın bile ömrü yetmedi bu davaya. Gazze’den çekilirken İsrail Dünya’da ne bir bayram havası esti ne de yüzümüzde güller açtı. Ne gökyüzü menevişlendi ne aydınlar halay çekti. Her şey her günkü gibi akıp gitti. Ve haklı dahi olsa Mevlana “yeni günde yeni şeyler söylemek lazım” sözüyle, tarihe not düşmek istiyor insan. Gazze Gazze sürgün yurdumsun… Mihenk taşısın, insanın ve ulusların özgürlüğüne yürekten inananlar için. Özgürlük olmadan hiçbir tuğlanın üstüne yeni bir tuğla konulamayacağını bilenler için. Yaşamak sevdasının ilmek ilmek örülemeyeceğini görenler için. Şaron’un hesabının İbranicesini bilemem ama işin Türkçesi Gazze’den işgalciler gidiyor. Bu başarının umudu beslemesi adına yapılacak elbette pek çok iş var. Filistinlilerin elinden tutmak, yollarını aydınlatmak gerek. Ve tabii ki sırada daha çok özgürlük var; Batı Şeria ve diğer konular var ama artık bir başlangıç var. Biliyorum Hamas da Hizbullah da var; intihar bombaları, şiddete iman edenler de var ama…2005 yılında, geç de olsa güç de olsa işgalcilerden arınmış bir Gazze var. Çorak, sıkıştırılmış, kısıtlanmış bir yurt… Gazze’nin ve Filistinlilerin bugünkü hali aklıma…“Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda, “Hangi günahtan öldürüldü?” diye”(Tekvir 8–9 Elmalılı) sözlerini getirse de Gazze’nin bağımsızlığını kutlamak adına yazıyorum çünkü gelecek günlerin bugünden daha güzel olacağına ben hala inanıyorum…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hidayet Ersin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |