Sadaka gibi kulağımıza sıkıştırılan
“canım” başlıklı cümleler kurulurdu bir vakit
Bunaltıcı bir havada bile soğuğu içimize işlemiş
Birkaç rüzgarlı dokunuşun ardından
Her defasında bu son olsun dediğimiz
gelgit masallarını okurduk kendimize

Yaşama ihtimali bile olmayan
yatalak bir duyguya acır,
Doyduk derken açlığına onca yılın
Oyuncak ruhlu bir yürekte sallanır,
Sonra da dünleri çekiştirirdik.
Ve tam bir fırtına hırçınlığıyla biten
Yağmur sonrası toprak kokulu yüreğimizdeki
Topu topu hepsi bu kadarmış dediğimiz
Aşk suflörlüğünde söylenen sevdalardan
Elimizi eteğimizi çekerdik.