Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
İster istemez kalktı, oturdu. İçinden sevinmek geliyordu bu sabah. Nedendi kendi de bilmiyordu ama yüreğini bırakıverdi kendi haline. Yüzünde gülücükler belirdi. Alnının hayat yüklü kıvrımları, gözlerinin kenarından uzanmış çizgiler bir başka gülümsemişti bu sefer. Sanki koca dünyayı kucaklamış, bağrına basmıştı... Başını yana çevirdi saate baktı. Bir zamanlar karısının yaptığı görevi yapan vefâkâr saate. Saat on olmuştu. Doğruldu sonra ve köşede yığılmış eşyalarının arasında bir kazak, bir pantolon bulup giydi. Kapıyı araladı, dışarı çıktı. Koridordan yürüdü, yürüdü... Birkaç iskemle, bir masa ve koca bir çiçeğin bulunduğu büyük bir odaya girdi. Çiçeğe doğru gitti. Yapraklarına dokundu, toprağını bastırdı eliyle... Mırıldanıyordu: "-Günaydın Karıcım... Kusura bakma bu sabah geciktim biraz, uyanamadım. Sen nasılsın geceden beri, iyisin değil mi? Ha bu arada Karıcım, gece söylemeyi unuttum, kıyafetin çok yakışmış... Ama benim aldığımı giymemişsin ya! Yarın gece de onu giy olur mu?..." Bu çiçeği karısı, ölmeden önce dikmişti. Şimdiyse yaşlı adamın tek dostuydu o. Her gecenin ardından onunla dertleşiyor ve her gece de O'nunla buluşuyordu rüyasında... Mutfağa yöneldi sonra. Bir şeyler yiyecekti ama evde de pek bir şey kalmamıştı. Olsun ne fark ederdi sanki... Bir poşetten çıkardığı yarım somun ekmeği aldı, tekrar büyük odaya döndü. Çiçeğin yanına çömeldi, oturdu. "-Evde bir şey kalmamış da Karıcım... Kızmıyorsun değil mi sana hep su veriyorum diye... İstersen ekmek de vereyim bak, al..." Derken gözleri dondu kaldı yaşlı adamın. Nefes bile alamıyordu. Bir parça ekmekle birlikte ağzına götürdüğü eli havada kalmıştı. Zaman durmuştu sanki... Sonra birden çiçeğe baktı: "- Karıcım... Bugün... Bugün 25 Şubat !.. Evlilik yıldönümümüz..." Göz pınarları dolmuştu. Bir çiçeğe bakıyordu, bir kapıya... Bir çiçeğe bakıyordu, bir kapıya...Tam elli üç sene evvel bugün, bembeyaz bir gelinlikle eşi, can yoldaşı girmişti bu kapıdan. Ve sarılmıştı ona sımsıkı... Tir tir titreyen birkeç damla yaş , yanaklarını ıslatıvermişti. Eliyle çiçeğin dalını tutmuş. sıkıyordu. Dudaklarını ısırdı. Gözleri dayanamıyordu artık ki nasıl dayanabilirdi? Kolay mıydı; O, yoktu işte artık, yoktu. Gitmişti, bir daha da hiç geri dönmemişti... Onu ne kadar çok özlemişti oysa. Yüreğindeki yeri ne kadar da büyüktü. Ne olurdu sanki bir günlüğüne gelseydi...Bir kez daha sarılabilseydi ona. Yalnızlığını, çaresizliğini, kimsesizliğini haykırsaydı... Ne olurdu sanki. Çok şey miydi bu, sadece bir kez gelseydi,bir kez... Artık gözyaşları sel olmuş, akıyordu. Binbir zahmetle doğruldu oturduğu yerden. Odasına doğru yürüdü. Ayakları buz gibi olmuş, yaşlı vücudunu zorla taşıyordu. İçeri girdi. Az önce kalktığı yatağa bıraktı tekrar kendini. Gözleri kapandı. Hiçbir şey düşünmüyor, düşünemiyordu. Tam bu sırada kapının gıcırtısını duydu. Gözlerini araladı, baktı. Olamaz ! Evet bu, bu imkamsız bir şeydi... Eliyle gözlerini ovuşturdu tekrar tekrar baktı. İşte bu o'ydu... Can yoldaşı, hayat arkadaşı, karısıydı... İnanamıyordu hâlâ, sonra aklına geldi bir an; "-Evet" dedi kendi kendine. "- Bu yine her zamanki rüyalardan biri..." Ama bu kez çok farklıydı, ilk kez bu kadar gerçekçiydi. Ve onu ilk kez böyle uzun uzun seyredebiliyordu. Yaşlı adam yerinden fırladı birden ve eşine doğru yürümeye başladı. Ellerini uzatmış kapıda onu bekliyordu eşi. Uzattı ellerini, gözlerini kapattı. Alnındaki kıvrımlar, gözlerinin kenarlarındaki çizgiler yine belirmişti. Gülümsedi ve ellerini eşinin sımsıcak avuçlarına bırakıverdi... Sabahın ilk ışıklarıydı. Artık herkes biliyordu, yaşlı adam kavuşmuştu karısına. Minareden yükselen bir selâ da onların buluşmasını muştuluyordu cümle âleme...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © yaşar çetinkaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |