Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Kahvehanede göğüs kabartan pala bıyıklı Mehmet’in övüncü…’’ – Onbirinci evlat geliyormuş.’’ Bunu da kendisi gibi doğurursa eğer…Ne demek ‘’kendisi’’ kimden bahsediyor pala bıyıklı Mehmet.Kimden mi bahsediyor pala bıyıklı Mehmet: Gebe haliyle tarlada çalışan, ev işleri yapan, on tane bebeye ulaşmaya çalışan bir kadından. Geçen sağlık ekipleri gelmiş köye, seminerde analığı anlatmışlar.Analık G.D.Anadolu’da sadece analık yapmak değil tarlada işçi gibi çalışmak, rakı sofrası donatmak, ahırı temizlemek, çay kenarında esvapları yıkamak gibi bir çok unsuru içeren bir kavram ama bunu seminerde değil bizzat gelip yaşayarak öğrenmek gerekir. Yo Ayşe’nin bir defa gönlünden geçmişti; saçlarını boyatmak…Ama nasıl söyleyebilir diki saçını boyamak için tüp gerektiğini…Cesaretini toplayıp söylediğinde tam bir hafta tek gözle baktı hayata ve en acısı geceleri bu kişiyle aynı yatağı paylaşıyordu. Bizler neresindeyiz bu çağın.Kader deyip atlayıp geçmek mi gerekiyor? Yoksa Özlem hanım gibi ‘’ben kati suretle dayanamam’’ deyip.Sonra ‘’ – sahi sen nasıl çekiyorsun bu adamı’’ deyip yarayı tuza bezeyerek pokere dönme demi.Acaba yanlış bir coğrafyada mı dünyaya geldiler, yoksa analarından kalan mirasın devamı mı bu? Bu nasıl bir zihniyet bunun neresi atik.Geçen Ökkeş ile Satılmış dostlarıyla güzelce ne bir vakit geçirmişler.Hele karıların bir fingirdemesi varmış sormayın gitsin…Satılmış’ın bıyıklarına hayran olmuş.Kahvede göğüs kabartarak anlatıyorlar.Bunun adı erkeklik.Haşa kadın böyle bir şeye meyil etmeye.Alimallah verdim mi bizim güççük oğlanın eline baribilloyu iki kaşının ortasından serdiriverdiririm yere.Kadın bu, doğaüstü yaratılmamış, o programlı bir makine gibi komutların aksine hareket etmek haddine mi düşmüş. Geçen Balkız’ı seyir eylediler taaa İstanbul’a.On dördünde Balkız, on beşinde kucağında bebesi, çocuk çocuk doğuruyor.Kocası Hamdi ağayı sormayın, dişleri birbirine geçmiş yaşı kırkı devirmiş, bir şehir ağası.Adı, her şey Balkız için idi.Ama nafile,nergis çiçeğini koparıp kaktüse aşıladılar, boy verip açsın diyemi hiç mi için sızlamadı, Memduh amca.O narin çiçeği çöle ekerken.Oysa Balkız’ın gözleri yıldız, kalbi güneş idi.Ortaokulda okul birincisi, tek sevdası okuyup köye doktor olmaktı.Sahi Memduh amca kaça seyir eyledin gökteki yıldızı, gerçi senin için önemli olan Balkız’ın ışık vermesiydi.Ha yıldız ha odadaki sarı çıra… Anasının boğazı düğümlendi ‘’efendi’’ dedi.Gerisi bir şamarla yamandı.Koskoca Hamdi ağaya hayır mı diyecekti.Bundan büyük şeref mi varmış fani dünyada.Oysa gökteki yıldızı söndürdün dünyana ışık vereni ve kalemini ay ışığında tutan Balkız umutlarını yeşertmek için bir ömrünü beyhude harcayacak ve anasından kalanı bebesini verecek hepsi bu… Bugün sekiz Mart M / Eziyet günü kutlu olsun…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © harun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |