eğiliyorum ocağın üzerine; seviniyor ocak! ..öpeceğim sanıyor da! ..ne öpmesi; öpecek yerimi kalmış mübareğin! ..hava alır,ben ancak sevgilimi öperim bu dudaklarla; başkasına yasak! ...

önce,ocağın üstündeki tarabaları alıp koyuyorum tezgahın üstüne; utanıyor ocak! ..o utanıyor,ben gülüyorum sinirimden...elimdeki bezi gezdiriyorum ocağın çıplak bedeninde ve söyleniyorum bir yandan:' ağlama bebeğim,temizlenip giyineceksin; güzelleşeceksin de! ..'

uzun sürüyor onu güzelleştirme işim. benden berber de olmazmış,gelin süsleyicisi de! ..ne çok uğraştım onu güzelleştirmek,temizlemek için...kaynar sular döktüm yüzündeki yağlar erisin diye,pril ilave ettim,biraz beklettim öylece..daha sonra elimdeki bezi balık yapıp yüzdürdüm bu karışımın içinde..vıcık vıcık oldu bezbalık,zor tuttum elimde...

o emdi,ben kusturdum emdiğini lavobaya derken,aydınlamaya başladı ocağın yüzü..sular çekildi, bizim balıkbez'in de işi bitti; attım çöpe...başka bir bez aldım elime; kuru,balığa benzemeyen. onunla sildim ocağın yüzünü; aferin dedim kendime...imrendiğim o kadınların ocağına döndü benim ocak; ellerimi dayayıp böğrüme, bir müddet seyrettim ocağımı..vay be! ..

derken, iyice yaklaştım ocağa ve dikkatlice baktım; ne göreyim! ..pırıl pırıl yaptığımı sandığım ocak, çilli kız olmuş yine! ..güneş görünce yüzü çillenen kızlar olur ya; aynen öyle! ..'keşke ıslak bıraksaydım,kurulamasaydım' diye geçirdim içimden..ne bileyim böyle bir manzara ile karşılacağımı? akılsızın,iş bilmezin biriydim işte! ..oturup ağlamak yerine,inatlaştım ocakla; çil-mil sökmezdi bana; onların da hakından gelmesini bilirdim ben! ...

cif aradım; yok; vim bitmiş! ..para da yok cepte,gidip yenisini alayım. ne yapsam Tanrım! ..hah buldum; TÜKÜRÜK! ..

aramızda kalsın,ocağın bütün yüzünü tükürükleyip, bir güzel sildim başka bir bezle..çil-mil kalmadı,yeminle! ..

YAŞASIN TÜKÜRÜK! ...ne tavsiye ama :)))))