..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Destan > ömer kýrat




29 Mayýs 2006
Kuran'a Ayak Basan Ýlk Türk  
Aferim Ýzedebiyatçýlara!

ömer kýrat


Türkler'in islamiyet'le tanýþmasýnýn ardýndaki hikâye... Bakalým, yarým akýllýlar yazýya saldýracak mý?


:GBEA:
Yýllarýn sayýlmaya baþlanmasýnýn 750. yýl dönümü kutlamalarý tüm dünyada (bkz. Anadolu, Mezzopotamia, Maveraünnehir) devam ediyordu. Aslýnda iki kutlama vardý. “Hz. Ýsa Yaþasaydý Kaç Yaþýnda Olurdu” konulu eðlenceler, yýl dönümü kutlamalarýyla birleþtirilmiþti. Gerçii Güneþe Tapanlarýn kutladýðý; “Tamamlanmýþ Tanrý Tavaf Turu Günü” de ayný gün kutlanýyordu ama onlar daha çok kendi aralarýnda takýlýyorlardý. Bu sýrada, kendilerini, inþaa ettikleri duvarlarýn ardýna gizleyen, baðlanma korkusu yaþayan, asosyal Çinliler de sosyal hayata katýlmaya karar vermiþlerdi.
Tabii sosyal yönü zayýf her toplum gibi bunu "etrafa saldýrarak" yapmayý planlamaktaydýlar. Aynen hoþlandýðý kiþinin (ebeveyn-arkadaþ) dikkatini çekmek için ona vuran, saçýný çeken, oyununu bozan, yaramazlýk yapan bir çocuk gibi...

Göktürk Devleti'nin kýrký çýkmadan o bölgeye saldýrmaya hazýrlanan Çinlilerin bu amacýný farkeden Türkler (bkz. bugünkü Kürtler, Rumlar, Lazlar, Rumlar, Çerkezler vs...) onlarý durduramayacaklarýnýn da farkýndaydýlar. Bu nedenle doðudaki kutsal topraklardan (bugünkü Newyork, Paris, Londra, Tokyo, Sidney, Moskova vb.) yardým istemek için en güvendikleri adamlarýný gönderdiler. Aslýnda o çaðda henüz müslüman olmayan Türkler için bu topraklarýn pek bi kutsallýðý yoktu. Zaten orada toprak da yoktu. Çöl Kumuna toprak denmez. Yine de diplomatik dile özen göstermekten zarar gelmezdi.
Müttefik güç bulmak amacýyla çýkacaðý göreve hazýrlanan bu, tarihin adý gizli kahraman elçisinin, Pembe Ýncili Kaftaný olmadýðý için göreceði kötü muamele karþýsýnda etkileyici bir tavýr sergileyemeyeceðini sanýyorsanýz, yanýlýyorsunuz demektir. Gerçi sözlüklerde "yanýlmak" sözcüðü bu þekilde tanýmlanmýyor ama...

Bu esnada Abbasi hükümdarý HARUN, tahta geçmesi için yaþýnýn ve tecrübesinin yeterli olmadýðý dedikodularýna son vermek üzere soyadýný REÞÝT olarak deðiþtirmiþti. Zaten o sýrada Evrim Teorisi diye bir þey olmadýðýndan eski soyadý "YAHYA"nýn bir önemi yoktu. Ama bu hareketi muhaliflerine yeni bir koz da vermiþ oldu. Soyadý deðiþtiðine göre artýk hükümdar (soyundan?) olamayacaðý þeklinde söylentiler yayýlmaya baþlanmýþtý, sarayýn entrikacý saraylýlarý tarafýndan…
Dolayýsýyla Harun Reþit, bir tür saray komplosu ile karþýlaþmaktan, suikaste uðramaktan korkar olmuþtu. Herkesten þüpheleniyordu. Her olayý kötüye yoruyordu. Etrafýndakiler de bu durumdan yorulmuþtu. Hükümdar hakkýndaki yorumlar git gide sertleþiyordu...

Uzun, sýkýntýlý, tehlikeli, kýsacasý dönemin þartlarý bakýmýndan sýradan bir seyahat sonunda Abbasi Sarayýna ulaþan Türk Elçi pek sýcak karþýlanmadý. Çünkü saray muhafýzlarý ve diðer görevliler suikast olasýlýðý konusunda bilgilendirilmiþti ve eðer böyle bir olay gerçekleþirse kellelerinin uçacaðýnýn bilincindeydiler. Ýlginç bir tesadüf, bedenlerinden ayrýlan kafalar da bir süre bilinçlerini kaybetmez yani yaþamaya devam eder. Yani bizler hem kellelerimizin uçabileceðinin bilincinde hem de kellelerimizin uçtuðunun bilincinde olabiliyoruz. Elbette ki bu durum; "ruh" diye birþeyin olmadýðý, “bilinç” dediðimiz, “ben” dediðimiz þeyin; beynin bir fonksiyonu olduðu sonucuna ulaþmamýzý saðlamaz (-za neden olmaz) Korkmayýn! Ruh diye büyülü birþey ve ölümden sonra hayat var. Oh...

Fakat içi bizimki kadar rahat olmayan hükümdar Harun Reþit, dün gece gördüðü ve göðsüne saplanan bir hançerle biten rüyasýnýn etkisindeydi. Türk Elçi'nin "huzuruna çýkmak için beklediði" haberi, huzurunu iyice kaçýrmýþtý. Düþünmeye baþladý. Acaba beklediði suikastçi o olabilir miydi? Bir Türk... Buralardan deðil. Zaten öyle olmasý gerekir çünkü hükümdarý öldüren katilin ailesi de onunla birikte yok edilirdi. Bir yabancýnýn ise bundan korkmasýna gerek yoktu.
Tedirgindi ama koktuðunu belli edemezdi. Hükümdarlýðýnýn tartýþýldýðý þu sýralarda "korkak" suçlamasýný kaldýramazdý. Elçinin kabul edilmesini emretti. Selamlama faslýndan sonra elçi meramýný anlatmaya koyuldu:

- Büyük Abbasi Hükümdarý Harun Reþit'e büyük bir tehlikeden haber vermeye geldim, Uygur Hakaný Moyun-Çur'un emri ile...

"Tehlike" kelimesi zaten kendini tehlikede hisseden Harun Reþit'in þirazesini iyice bozmuþtu. Sertçe çýkýþtý!

- Ne tehlikesiymiþ bu!
- Çinliler Talas Nehri civarýnda, ancak güçlerimizi birleþtirirsek yenebileceðimiz dev bir ordu topluyor. Buraya müttefik olmamýzý tekif etmek için gönderildim.

Saraydaki çekiþmelerle ilgilendiðinden topraklarýnda ve çevresinde olup bitenden habersiz olan hükümdar buna inanmadý. Kendisine böyle bir bilgi verilmemiþti. Elçinin baþka bir amacý olduðuna emindi artýk...

- Yalancý! O bölgede böyle bir faaliyet olduðuyla ilgili hiçbir bilgi yok. Ve sen! Sen de elçi falan deðilsin!

Bu çýkýþa ve iddaya þaþýran Türk Elçi, gerçekten Uygur Hakaný tarafýndan görevlendirildiðini ispatlamak için Hakan'ýn yazdýrýp, zaman kaybetmemek amacýyla da imzalayýp mühür basarak, elçiyle birlikte gönderdiði anlaþma metnini çýkarmak üzere, elini pembe incisiz kaftanýna soktu.
Ama paranoyaklaþan hükümdar Harun Reþit o elin dýþarýya bir hançer ile birlikte çýkacaðýný düþündü ve muhafýzlara klasik emri verdi;
- Muhafýzlar! Yakalayýn!

Muhafýzlar verilen emri harfiyen yerine getirdiler. Zaten 8 harften oluþan "yakalayýn" gibi basit komutlarý yerine getirmekte zorlanmýyorlardý. Sorun, daha karmaþýk ve özellikle edebi sanatlar (ironi, kinaye, mecaz vs.) kullanýlarak oluþturulmuþ emirlerde ortaya çýkýyordu.
Mesela geçenlerde hükümdar, rüþvet alan bir yerel yöneticiyi huzuruna çaðýrtmýþ ve azarladýktan sonra "Alýn götürün ve anasýndan emdiði sütü burnundan getirin!" komutunu vermiþti. Kastettiði, bu tür durumlarda uygulanan 50 kýrbaçlýk ceza idi ama muhafýzlar, rüþvetçi yöneticiye, burnunun inek memesi muamelesi görmesi ve biraz kýzarmasý gibi tuhaf bi bedel ödetmiþlerdi. Hiç süt çýkartamadýklarýndan dolayý da kendilerini bir süre baþarýsýz hissetmiþlerdi.
Daha ciddi durumlar da yaþanmýþtý. Harun Reþit'in, "Sað Kolum" diye bahsettiði vezirinin, hazine odasýndan altýn aþýrdýðý ortaya çýkmýþ ve þeriat yasalarý uyarýnca hýrsýzlýk yaptýðý sað kolunun kesilmesine hükmedilmiþti. Ama muhafýzlar; hükümdarýn sað kolu olan vezirin sað kolunu mu yoksa vezirin sað kolu olduðu hükümdarýn kolunun mu kesileceði konusunda tereddüte düþmüþlerdi.
Neyse ki olay ulemanýn araya girmesi ile tatlýya baðlandý. Kesmek üzere Hükümdarýn koluna hamle eden baþ muhafýz, þeker þerbetine bulanýp, karýnca yuvasýnýn yakýnýna baðlandý. O zamanki tatlýya baðlama yolu buydu. Sarayda en az bir engelli çalýþtýrýlmasý hükmünün Harun Reþit tarafýndan ifa edilmesi de böylece önlenmiþti.

Dolayýsýyla hükümdar, hiçbir yanlýþ anlamaya mahal vermeyecek, basit bir emir vermesi gerektiðini biliyordu;
"Ýki kolunu da dirseklerinden kesin! Kesin ki bana saldýrmayý düþünenlere ibret olsun!" dedi, tane tane ve yüksek sesle konuþarak...

Birkaç gün sonra...

Suikastçýnýn yakalandýðýný düþünerek biraz rahatlayan sultan, gelen son haber yüzünden tam anlamýyla kalbine hançer yemiþ gibi oldu. Çünkü Çinlilerin Talas nehri civarýnda büyük bir ordu topladýðý haberi ulaþtýrýlmýþtý kendisine... Bir an bocaladý. Ne düþünmesi ve yapmasý gerektiðini bilemedi. Yoksa büyük bir hata mý yapmýþtý. Elçiye zeval mi etmiþti? Türkleri karþýsýna alacak bir hata, ayný zamanda onun iktidarýna muhalif olanlarýn elini güçlendirirdi. Zavallý adamýn zindandan çýkarýlmasýný emretti.

Uðradýðý haksýz itham ve verilen acýmasýz ama bir o kadar acý dolu ceza nedeniyle, atýldýðý zindanýn bir köþesinde ölmeyi dileyen Türk Elçi, müslüman bir Arap mahkûm ile tanýþmýþtý, orada kaldýðý birkaç gün içinde... Durumuna üzülen ve onu teskin etmek isteyen müslüman mahkum, ona Ýslam'ý anlatmýþtý.

Böylesi bir tramva yaþayan her insan gibi Türk elçi de bu teselliye (dine) hiç elle sarýldý. Mucizevi þekilde, ayno sýrada hükümdar tarafýndan affedildiðini ve huzuruna çaðýrýldýðýný duyunca, inancý iyice güçlendi.

Harun Reþit'in huzuruna vardýðýnda artýk tam bir müslümandý. Kendisine yapýlan açýklamalar ve dilenen özürler bittiðinde, her þeyin bir nedeni olduðu inancý ve görev bilinci devreye giren müslüman Türk elçi, tekrardan Çin tehlikesine odaklanmasýný saðladý hükümdarýn…

Yaptýðý hatanýn ezikliðini ve iki ülke arasýndaki iliþkilerin bozulma ihtimalinin korkusunu (tabiii Çin tehlikesinin verdiði korkuyu da) yaþayan genç hükümdar, ittifak anlaþmasýný imzalamaya kolayca ikna oldu. Ancak elçiden bir ricasý vardý. Geri döndüðünde, kollarýnýn yolda ona saldýran eþkiyalarca kesildiðini söyleyecekti. Bedeviler tarafýndan bulunup tedavi edildiðini anlatacaktý. Çünkü iki devlet arasýndaki iliþkinin saðlam temeller üzerinde kurulmasý için husumete sebep olacak bu tür bir olayýn hasýraltý edilmesi gerekirdi. Mslüman Türk Elçi, Harun Reþit'e hak verdi ve teklifini kabul etti.

Ama Harun Reþit, emin olmak için yemin etmesini isteyince, bir þok daha yaþadý. Kahraman elçi, yemin etmek için Kuran istedi. Kollarýný kestirdiði elçinin din kardeþi olduðu ortaya çýktý. Müslüman Türk Elçi, zindanda yaþadýklarýný ve Ýslamiyet'e geçme kararýný nasýl verdiðini anlattý.
Karþýsýnda duran bu kýsa kollu adamýn büyüklüðü, gözlerini doldurmuþtu genç hükümdarýn... Elçi dediðin, müslüman dediðin böyle olmalýydý. "O halde Kur'an üzerine yemin edebilirsin, sana yaþattýðým kötü þeyleri sýr olarak tutacaðýna dair!" dedi titreyen sesiyle...

Altýn kaplamalý ve bu yüzde diðerlerinden daha deðerli olan Kur'an getirildi. Ama bir sorun vardý. Elçinin, üzerine basýp yemin ederken kullanabileceði bir eli yoktu. Ulema tekrar devreye girdi. Tartýþmalý durumlarda hep yaptýðý gibi...

Mesela askerlerin saldýrýrken "Allah, Allah!" diye baðýrmadýðý "Alla, Alla!" diye baðýrdýðý farkedilince konu hakkýnda ulemaya baþvurulmuþtu. Baþ ulema da, Allah'ýn adýnýn doðru telaffuz edilmesi gerektiði ama savaþ alanýnda tam adýný haykýrmanýn, gaza getirmekten çok sanki þaþkýnlýk belirtiyormuþ gibi (Allah allah?) bir duygu verdiði gerçeðinden hareketle mevcut durumun korunmasýna (status-quo) karar vermiþti.

Ýþte bu son durumda da çözüm yine onlardan geldi. Ýki eli de kesilmiþ birinin Kur'an'a ayak basarak (elbette güzelce abdest aldýktan sonra) yemin edebileceði þeklinde radikal bir karar alýnmýþtý. Ýlginçtir bu karar, "Radikal Ýslam" denen þeyin de ilk kez ortaya çýkmasýna neden olmuþtu ki bu baþka bir hikaye...

Sonuçta 751 Talas savaþý ile Çinlilerin Uluslararasý Topluma karýþma hevesi kursaklarýnda býrakýlmýþtý. Türkler Ýslamiyet'le tanýþmýþ, radikal Ýslam düþüncesinin tohumlarý atýlmýþtý. Kur'an'a ayak basan ilk (ve muhtemelen tek) Türk Elçi ise görevini bitirip geri dönmüþtü. Baþarýsýndan dolayý kendisine kanun teklif edlimiþ (altýn kaplama) ama o kullanamayacaðý gerekçesiyle reddetmiþti. Kellesinin uçmasýna da bu densizliði neden olmuþtu.
The Beginning



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn destan kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Martý Kapýdan Baktýrýr, Öykü Falan Yazdýrýr

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Noel Baba'nýn Gerçek Hikâyesi
Buzdolabý Adam Elma
Dinlenme Tesisi (Hac - Mahal)
Frank Einstein
A Playlist Story
Yalnýzlýk Üzerine Bir Yanýlma/yanýlsama
Ordu Olmayan Adam
Bill Clift'in Karýsýnýn Anlatacaklarý Var!
Mutlu Olmaktan Mutsuz Olan Adam
Bana Ne! (Cinayet Nedeni)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sherlock ve Watson [Roman]
Hâlâ Emekleyen Ýnsanlýk [Deneme]
Dünya Kadýnlar Dünü [Eleþtiri]
Türban Baðlamýnda Korunmasýz Dinsel Ýliþki [Eleþtiri]
Bir Mayýs Ýþçisi Gibi Yayýlmak Meydanlara [Eleþtiri]
Numeroloji [Bilimsel]
Koçlarýn Arabalarý & Tanrýlarýn Sessizliði [Bilimsel]
Diyet [Bilimsel]
Repeat After Me: Evren, Evrem, Evre! [Bilimsel]
Ödeme Güçlüðü Çekenler [Bilimsel]


ömer kýrat kimdir?

Merhaba edebiyat aþýklarý! Edebiyata duyduðunuz aþkýn karþýlýksýz olmasýna neden olan kiþi, yani edebiyatýn gönlünü kaptýrdýðý, dolayýsýyla sizin aþkýnýza karþýlýk vermemesine neden olan kiþi olarak, büyük bir sorumluluðum olduðunun bilincindeyim. Bu bilinçle, amatör edebiyata büyük bir katký saðlayacaðýna, yeni bir soluk ve beniz getireceðine inandýðým bu sitenin üyesi olarak, üyesi olduðum ve edebiyata yeni bir beniz ve soluk getirip, katký saðlayacaðýna inandýðýmý az önce belirttiðim bu sitedeki yazýn serüvenime sizleri de davet etmekten kývanç duyuyorum ve kývancýn kelime anlamýný tam olarak bilemediðim için þaþkýnlýk yaþýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Douglas Adams, Emil Zola, Garcia Marquez, Oscar Wilde, Woody Allen


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ömer kýrat, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.