Kimden      : Hardal Biber (Ferrari’si Olmadan Bilge Olmaya Soyunan Taksi Şoförü.)

Kime      : ‘Neler oluyor bize, bize neler oluyor.’, diyen herkese.

Bilgi     : İzedebiyat müdavimleri.

Konu      : Yoksul Hakları Eylemsel Bildirgesi Taslağı…


Tarih      : İki binli yılların, ilk onunun, ikinci yarısının, ilk çeyreğinin ortaları…

     

     İlkokul sıralarında, insanoğlunun aya ilk kez ayak bastığını gören biri olarak 2000'li yılları bambaşka hayal etmiştim.
     Çocuklarımıza, hayal gücüm akli dengelerle sınırlı olduğundan, insanların açlıktan öldüğü, bir avuç petrol için savaşların sürdüğü bir dünya bırakacağımızı düşünmemiştim.
     Bizler çocuklarımıza yoksulluğun yok olduğu bir dünya bırakacaktık.
     Kısmet. Olmadı işte.
     Büyük ikramiyeyi ıskaladık. Teselli ikramiyesi elimizde…
     Hakkını veremediklerimizin hakkını belirlemeyi huy edindik.
     İnsan hakları, kadın hakları, eşcinsel hakları, hasta hakları, hayvan hakları vb...
          
     İşte, ortadan kaldırmaya niyetlendiğimiz yoksulluğu daha da beter azdıran bir neslin Sorumlu-Sorunlu bir bireyi olarak 'Yoksul Hakları Eylemsel Bildirgesi Taslağını ' İzedebiyat müdavimlerinin tartışmasına açıyorum.

     Yanlış anlamalara mahal vermemek için ‘yoksul’ ve ‘yoksulluk’ sözcüğünün tanımını yapmamız gerekiyor.
     Yoksul: Elinden geleni, elinden geldiğince yapmasına karşın elma şekerinin sadece sapını yalamak zorunda bırakılanlara konulan kategorisel addır.
     Yoksulluk: Yoksul olma halinin tezahürü.

     Yoksulluğu sadece parasal yoksulluk olarak algılamamak gerekir.
     Sevgi, şefkat-kültür, sanat- akıl, fikir- gibi insanların sahip olmayı arzulayıp da elde edemediklerinde hayıflanacakları ne varsa köküne ‘sel-sal’ eki dikilerek bu değerlerle ilgili yoksulluk biçimleri tanımlanabilir.

     Yoksul Hakları Eylemsel Bildirgesine Konulmaya Aday Maddeler:

     1. Madde: Aç ya da yarı aç birinin, pervasızca karşına geçip ağzına şapırdata, şupurdata envai çeşit yemekleri kasılarak yiyenlerin lokmasını paylaşmaya, paylaşmaya yanaşmamaları durumunda yediklerini önünden çekip almaya, bunu da beceremiyorlarsa yediklerini yenilmez hale getirmeye hakkı vardır.

Örnek Vakıa:
Varsayalım, 1. Derecenin 3. Kademesinden çalışıyorken; 3’ün 1’den maaşa bağlanıp emekliye ayrılmış emekli bir devlet memurusunuz. Üstelik, Rahmetli Tombul’lun işini bilen memurlarından da olamamışsınız.
Ucuzcu marketlerden birinden indirime girmesini beklediğiniz çeyrek kilo kireç kaymağı halli beyaz peyniri, hanımınızın kılçıksız olsun diye sıkı sıkıya tembihlediği yarım kilo taze fasulyeyi, ucuz olsun diye ıskartaya ayrılmış bir kilo domatesi torbanıza doldurmuş; bitişikteki fırından pişkin tarafından tuzsuz ekmeğinizi almış; yıllardır adımladığınız kaldırımdan evinize gidiyorsunuz...
Sizin bir zamanlar arkadaşlarınızla pişpirik attığınız çukur kıraathaneyi lüks bir restorana çevirmişler, bahçesine atılmış masalarda bir sürü yeni yetme, berber tası biçimindeki çanaklarda üzerinde envai çeşit iştah açıcı zerzevat olan salataları, aç doyuran tabaklarda kokusu burnunuzun direğini sızlatan, devetabanı büyüklüğündeki bonfileleri iştahla mideye indiriyorlar.

     Bu tür bir durumla karşılaşan yoksula, Y.H.E.Bildirgesine konulmak üzere aşağıdaki haklardan hangisinin verilmesi gerekir:
a.     Açıkta bana ver deme.
b.     Ziftin pekini ye deme.
c.     Tabaktan çekip de yeme.
d.     Tenasüp uzvunu çıkarıp; üzerlerine teşaşür etme.
e.     Sırasıyla bunların hepsini yerine getirme hakkı verilmelidir.

     Görüşlerinizi en uygun şıkkı yorum bölümüne yollayacağınız mesajlarla iletebilirsiniz.
     Delikanlı sözü, yorumlarınız ve belirdiğiniz şık noktasına virgülüne helal gelmeden yayınlanacaktır.


Hardal Biber.

Şimdilik
Müsaadelerinizle Gider.